"HASANKEYF'E SES VER"

“Hasankeyf’i Sular Altında Bırakacak Olan Baraj, Tepki Topluyor”

"HASANKEYF'E SES VER"

UNESCO’NUN 10 KRİTERİNDEN 9’UNU KARŞILIYOR

10 bin yıllık geçmişi olan ve onlarca medeniyete tanıklık eden Hasankeyf, tarihi ve doğal güzellikleri ile önemli turizm merkezlerinden biri olarak biliniyor. Yerli ve yabancı turistlerce ziyaret edilen Hasankeyf, Mağaraları, Kalesi, Köprüsü, İmam Abdullah Türbesi, Hasankeyf Dicle Köprüsü, Zeynel Bey Türbesi, Ulu Camisi, Küçük Sarayı, Büyük Sarayı, Mescid-i Ali Camisi, Rızık Camisi, Süleyman Camisi, Koç Camisi, Kızlar Camisi, Küçük Camisi, Eyyubilerden kalma Kale Kapısı, halk arasında Yolgeçen Hanı olarak adlandırılan doğal mağarası ile “UNESCO’nun 10 Dünya Mirası Kriterinden 9’unu Karşılayan Tek Yerleşim Birimi” unvanını da elinde bulunduruyor.

TOPLUMUN BÜYÜK KESİMİ ILISU’YU İSTEMİYOR

1954 yılında Dicle Nehri’nin toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesine ilişkin çalışmalar doğrultusunda DSİ tarafından yapımına başlanan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi, 10 bin yıllık tarihi geçmişi olan Hasankeyf’i sular altında bırakmayı öngörüyor. Hasankeyf’te kurtarma kazıları ile tarihi eserlerin taşınması hedeflenirken, toplumun büyük bir kesimi ise tarihi dokunun tahrip edileceği gerekçesiyle Ilısu Barajına tepki gösteriyor. Ancak tüm tepkilere rağmen geçtiğimiz hafta Meclis gündemine getirilen Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilirken, aynı kanun tasarısıyla Hasankeyf, Ilısu Baraj Sularına mahkûm edildi.

***

“BÊ KANUN JENOSİDİ BARAJI İSTEMİYORUZ”

HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan, Mecliste yaptığı konuşmada dikkatleri, Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Baraj Projesine çekti. 12 bin yıllık tarihi geçmişi olan antik kent Hasankeyf’in, ömrü 60 yıllık bir baraj için gözden çıkarıldığını açıklayan Milletvekili Aslan “Hasankeyf Arapçada Hasenkeyf, Süryanicede Hasno Kifo, Kürtçede Heskife denilen yerleşim birimidir. 640 yılında Hz. Ömer döneminde Halid Bin Velid, Muaz Bin Cebel gibi komutanların öncülüğünde İslam’a girmiştir. Tabi bu dönemde hem Hamdaniler, Eyyübiler, Mervaniler, Artuklular, Akkoyunlular, Saferiler ve son Osmanlılar egemenliğinde varlığını sürdürmüştür. -Sayın Cumhurbaşkanı milli ve yerli diyor ya- Hasankeyf Artuklular ve Akkoyunlular döneminde başkentlik yapmış bir şehirdir. Bu barajın yapımı anayasaya aykırıdır. Anayasanın 63. maddesi, devlet, kültürel, tarih ve tabiat varlıklarına ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır diyor.  Yeni bir anayasada da itiraz edilmediğine göre bu işte bir kanunsuzluk, bir terslik var” dedi.

“HZ. ÖMER HESAP SORACAK”

Mecliste Hasankeyf’in sular altında kalmasına imkân tanıyan Kanun aleyhinde konuşan Milletvekili Aslan “60 yıllık bir enerjiden sonra torunlarımız-altmış yıllık bir enerjiden söz ediyoruz ya- torunlarımız enerjiyi de görmeyecek, Hasankeyf’i de görmeyecek. 40- 50 yıl sonra, 60 yıllık sürede elde ettiğimiz gelirden daha büyük bir para harcayıp bu sefer suların altındaki antik kenti kurtarmak isteyeceğiz. Şimdi Avrupa’da insanlar büyük paralar harcayarak suların altındaki tarihlerine ulaşmaya çalışıyorlarsa biz de bunu yapacağız. Çünkü su enerjisi bir şekilde elde edilebilir, mesela Batman ve Urfa Türkiye en fazla güneş alan iki şehrimi. Alternatif yollar üretilerek sözü edilen enerjiye ulaşılabilir. Hasankeyf Hz. Ömer’in emanetidir. Sular altında bırakalım diye bize emanet etmemiş. Bunun hesabını Hz. Ömer soracak. Dış güçlerin oyununa gelmeyin” ifadelerini kullandı.

***

“KATLİAMA SESSİZ KALANI TARİH AFFETMEZ”

Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Recep Kavuş, konuya ilişkin “Yasalaşan Kanun Tasarısı, Hasankeyf’in yok edilmesinin fermanıdır. TBMM’de çıkarılan kanun tasarısı, minareyi çalanın kılıfı bulmasıdır. Hasankeyf’in 10 bin yıllık tarihinin sular altında bırakılması tek kelime ile vandalizimdir. Kim ki bu tarih katliamına sebep olursa ve katliama karşı sessiz kalırsa tarih ve gelecek kuşaklar onu asla affetmeyecektir. Toplumun dikkati yaşanan çatışmalarda ve acılardayken birileri de fırsattan istifade Hasankeyf’in sular altında kalışını hazırlıyor. Buna karşı uyanık olmak gerekir” ifadelerini kullanıyor.

***

“MÜCADELEMİZ, HUKUK DUVARINA ÇARPTI”

Hasankeyf’in tarihi ve kültürel değerinin farkında olan insanlarla verdikleri mücadelenin hukuksuzluk duvarına çarptığını söyleyen Mazlum Der Batman Başkanı Hasan Argünağa “Meclis, Hasankeyf’i, Ilısu Barajı projesinin artı ve eksilerini tartışmadı. Gelir vergisi tartışılırken Hasankeyf’i de araya koydular. Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bekleyen bir Hasankeyf dosyası var. Sular altında kalacak olan binlerce mağaranın taşınması söz konusu değildir. Zeynel Bey Türbesi’nin ise dış cephesindeki mozaik kaplamalardan dolayı eski özelliğini koruyamayacağı için sökülüp tekrar montajı imkânsızdır. Ray sistemiyle taşınması durumunda ise yıkılma tehlikesi vardır. Tüm tepkilere rağmen TBMM talihsiz bir karar almıştır. Zeynel Bey Türbesi’nin sağlam şekilde taşınacağına inanmıyorum. Bir gün çok pişman olacağımız karar alınmıştır” diyor.

***

“HUKUKİ DAYANAĞI YOK”

Kanunun iptali için muhalefet partilerinin Anayasa Mahkemesine gitmesi gerektiğini belirten Batman Baro Başkanı Ahmet Sevim “Kanun yeni Hasankeyf yerleşkesinin harita sınırlarını ve koordinatlarını belirliyor. 3–4 yıldır yapımlarına başlanan mevcut taşınmazları için hukuki yapı sağlandı. Haliyle bu kanun yürürlüğe girmeden önce yapılan tüm işlemlerin de hukuki dayanağının olmadığı anlaşılmış oldu. İl ve ilçeler ancak kanunla kurulabilir. Bu yasal düzenleme ile yeni yerleşkenin yapımını ve düzenlemesini içerse de Hasankeyf yerleşkesinde ki tüm kamu binalarının yapımı bitmiş durumda. Kanunun iptali için muhalefet partilerinin anayasa mahkemesine gitmesi şart. Anlaşıldığı kadarıyla yeni Hasankeyf’in yapısı ve taşınmaz fiyatları ile ilgili Hasankeyfliler ve ilgili STK’lar sürece yeteri kadar dâhil edilmedi.  Ayrıca mevcut Hasankeyf de ki taşınmazlara takdir edilen değerler ile yeni Hasankeyf de belirlenen fiyatlar arasında bir orantısızlık olduğu ve Hasankeyflilerin sosyo-ekonomik gerçekleri ile örtüşmediğini de belirmemiz gerekmektedir” diyor.

***

“HASANEYF’İN SULARA GÖMÜLMESİ SOYKIRIMDIR”

Mardin Süryani Birliği Başkanı Yuhanna Aktaş, birçok medeniyete ev sahipliği yapan Hasankeyf’in sular altında bırakılmasını soykırım olarak değerlendirdi. Aktaş, açıklamasında “Biz Süryaniler olarak tarihimizin Mezopotamya topraklarından silinmesine yönelik bir tarih soykırımı olarak değerlendiriyoruz. Dicle boyunca yapılan ve Basra Körfezine kadar açılan ticaretin en önemli durağıydı Hasankeyf. Romalıların kaya kütlesinde açtığı doğal kalede, altı bin mağara var. Asırlar önce içleri ince ince oyulup ev olarak kullanılmıştır ve Ortaçağdan günümüze gelmiştir. Bütün bu güzelliklerin tamamının bir arada görülebildiği gizemli bir yerdir. Mezopotamya ile Anadolu’nun birleşim noktasında, ticaret ve ekonominin odağı olan Hasankeyf, Süryanicede kaya kalesi anlamına gelen hasno dkifo olarak M.S. 4. yüzyıldan sonra Süryani Metropolitlik merkezi olmuştu. Binlerce yılın ihtişamını, binlerce mağarasıyla, anıt ve eserleriyle bugüne taşıyan antik şehrimiz sular altında bırakılması insanlığın sulara gömülmesi demektir” ifadelerini kullanıyor.

***

 “HASANKEYF, TÜM İNSANLIĞIN MİRASIDIR”

Şemikan Birliği Başkanı Bozo Bilal Acar, Hasankeyf’in bütün insanlığın ortak mirası olduğunu belirterek “Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin tarihi öneme sahip yerler devlet korumasında ve güvencesindedir. Tarihi ve arkeolojik alanlar belli kişinin, zümrenin ya da sadece o devletin değildir. Tüm insanlığın mirasıdır. Çevre örgütlerini, tarihçileri, arkeologları dünyadaki tüm duyarlı insanları Hasankeyf katliamının önüne geçmek için ses vermelerini istiyoruz” açıklamasını yapıyor.

“İNSANLIK SULAT ALTINA GÖMÜLÜYOR”

Mezopotamya Fotoğrafçılar Derneği Başkanı Bilal Macit  ise Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajına ilişkin “Hepimiz duymuşsunuzudur geçmişi olmayanın geleceği de olamaz diye. Evet, geçmişimiz var ve bu geçmişimizi 50 yıl geleceğimiz için siliyoruz. Kadim bu şehrimiz için Ilısu Barajına hayır diyoruz. Hem tarihsel hem de kültürel güzellikleriyle dünyada eşsiz yer olan Hasankeyf’in sular altında kalacak olması insanlığın sular altında kalacak olmasıdır. Bu yüzden bizler bu Ilısu barajı projesine hayır diyoruz” sözleriyle antik kentin önemine dikkat çekiyor.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...