İstihdamda kadının adı var

2002 yıllarına yani 20 yıl öncesine gittiğimizde ülkemizde bile kadın istihdamı, işgücü oranı, girişimciliği, yönetime katılımı oldukça alt düzeydeydi…

İstihdamda kadının adı var

Besim Eviz - İş Koçu-Araştırmacı-Yazar

Örneğin; ülkemizde kadın istihdam oranı 2002’de kadın istihdam oranı  % 25,3 iken şu anda % 34’lerde

-Kadın istihdam sayısı 2002’de 6 milyon iken şu anda 10 milyon 266 bin,

-Kadınların işgücüne katılım oranı 2002’de % 27,9 iken şu anda % 37’lerde,

-Kadın işgücü 2002’de 6 milyon 760 bin iken şu anda 11 milyon 885’e yükselmiştir.

Yeterli mi?

Elbette değil…

Ülke genelinde işgücüne bölgesel yatırım istihdam teşvikleri olduğundan beri bu sayı gittikçe artmıştır.

BATMAN’DA KADINLAR, ADINI TARİHE YAZIYOR

Batman’a gelince; 2011 yılından bu yana hem hizmet sektöründe (market, sağılık, perakende satış) hem de sanayi-imalat sektöründe kadın “ADINI-YERİNİ” tarihe yazdı…

Özellikle hazır giyim sektöründeki hızlı gelişmeyle kadın istihdam sayısı hızla artmıştır…  Ve başta İŞKUR’un 2011–20022 yılları arasında yoğun mesleki eğitim/istihdam destekleri de Batmanlı Kadınların iş hayatına katılımlarını teşvik etmiştir.

Yani kadının Batman’da 2002 yıllarında işgücüne katılım oranı % 8’lerde iken, 2022 yılın bu oranı % 41’lerde olmuştur. Ve bu oran Türkiye ortalamasının üstündedir.

Yine sağlık ve perakende gıda sektörlerinde ciddi manada kadın istihdamı gerçekleşmiş, hatta genç kızlarımız köyden kente gelip işletmelerde yerini almıştır. Bu da şunu gösteriyor ki Batman, kadın istihdamında -TRC bölgesinin diğer illerine göre- kendini aşmıştır, kanıtlamıştır.

KADINLAR, KALKINMANIN YARISIDIR

Kadınlar, kalkınmanın da yarısıdır diyorum. Çünkü üretim ve hizmet, insan kaynağımızın aktif çalışmasıyla mümkündür. Dolayısıyla toplumsal kalkınma ve refah da kadın/erkek kendilerine uygun işlerde çalışmasıyla ivme kazanabilir. Kur’an ifadesiyle ‘insana ancak emeğinin karşılığı vardır’, insan olarak herkes emek harcamalıdır, üretmelidir yani…

Kadınlarımızın, ekonomik hayata katılımlarına kimi feminist yaklaşımlar; ‘kadın, çalışarak ekonomik bağımsızlığını korumalıdır. Özgürlüğün yolu da kadının çalışmasıdır… Erkeğe karşı rakip olmalıdır…’ Bu yaklaşımlar görünüşte hoş karşılanabilir düşüncelerdir. Aslında burada kadının çalışmasından çok onun üzerinden ideolojik veya taraflı yaklaşım dayatması söz konusudur. Elbette kadın da çalışma hayatında yerini almalıdır. Ama erkeğe rakip olarak değil, insan olarak kendine, ailesine, toplumuna faydalı olmak amacıyla iş hayatında adını yerini yazmalıdır diye düşünüyorum.

Özellikle kadının çalışması demek, bağımsızlık ve özgürlük kavramlarıyla doğrudan ilintili değildir. Kadın ister anne olsun, ister çalışan olsun, ister hem anne hem çalışan olsun, insan olarak ailesiyle iletişimi, toplumuyla bütünleşik durumu her zaman kutsaldır. Bu manada ‘anne/kadın, toplumun mimarıdır’ ilkesi, hem çalışma hayatında hem de sosyal hayatta geçerli bir yargıdır. Nitekim çocukların girişimci, atılgan, özgüvenli, kişilikli, edepli, inançlı yetiştirilmesi; kadının mimarlık gücünde saklıdır. Burada da dolaylı bir şekilde toplumsal önderlik potansiyelinde, kalkınmada adını/yerini yazabilmektedir.

Sonuç olarak ilimizde de kadın, çalışma hayatında adını, yerini yazdırdığı gibi toplumsal huzur ve kalkınmada da aynı liyakate sahip olabilmiştir. Sadece ‘girişimcilik’ alanında yeterli bir düzeye çıkamamıştır.

Çünkü girişimcilik eko-sistemi bambaşkadır. Kadının eğitimi, çevresi, sermayesi, kariyeri, girişim ruhu ve devletin yerel/ulusal düzeydeki desteklerinin rehberlik bilgisi gibi birçok faktör bu eko-sistemin içerisindedir. Bu konuyu, ilerleyen sayılarda ayrıca işleriz. Vesselam…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ