KIZIL COVİD-19

"Ne fark ederdi ki zaten? Herkes ölüyordu nasıl olsa; iyisi de kötüsü de güçlüsü de zayıfı da hayata dört elle sarılanı da yaşamı aşağılayanı da...

KIZIL COVİD-19

"Ne fark ederdi ki zaten? Herkes ölüyordu nasıl olsa; iyisi de kötüsü de güçlüsü de zayıfı da hayata dört elle sarılanı da yaşamı aşağılayanı da...

Herkes göçüp gidiyordu.

Her şey göçüp gidiyordu." (Jack London'un Kızıl Veba kitabından alıntı)

Seyircisi değil bizzat aktörü olduğumuz salgının krizlerini gözlerimin önüne serdi kitap. Salgın döneminde bu kitabı okumak akıl işi olmadığını söyleyenlerde azımsanacak kadar değildi ama ben okumuş bulundum.

Kitapların dünyasına girince asıl yaşamdan uzaklaşırsan sarsılırsın haliyle.

Dengeyi koruyup çok kaptırmamak lazım.

Tabi insanların psikolojisi salgın döneminden etkilendi.

Gelecekte de bunun etkisi olacak.

Ama şimdiye dönersek 108 yıl önce kaleme alınanlar şu dönem yaşadıklarımızı yansıtıyor ve ister istemez şu dönemde olumsuz yönde etkilenilebilecek bir kitap.

Günümüz ile kitap arasında tek bir fark vardı.

"İnsanlık, medeniyete giden yoldaki kanlı tırmanışına başlamadan evvel karanlığın ilkelliğine gitgide daha çok gömülmeye mahkûmdur"

Salgından şans eseri kurtulan insanlar ilkel bir yaşama adım atıyorlar, bunu mecbur yapıyorlar. Biz modern yaşamdan ilkel yaşama geçiş yapmadık salgın yüzünden.

Gerçi 21.yüzyılda hâlâ ilkel yaşamı yaşayan coğrafyaları da göz ardı edersek baya baya modern bir dünyayız. Gerçi kime neye göre modern işte orası da tartışılır.

"Geleceği görmek deli işidir. Buna ancak cesur zihinler cüret edebilir"

Kitabın sunuş kısmında ilgimi çekmişti ki altını çizdim.

Kitabı bitirince de bu cümleye aslında o cesur zihne tebessüm etmeden duramadım.

Veba salgının etkisi Jack London'dan modern edebiyatın ilk post-apokaliptik eseri ortaya çıktı.

Peki post-apokaliptik nedir diyecek olursak.

Kıyamet ve kıyamet sonrası kurgu, dünya medeniyetinin çöktüğünü anlatan distopya türü eserlere denir.

Anlayacağınız Jack London deli olmadığına göre cesur bir zihne sahip.

Tam anlamıyla cesur ve özgür bir zihne sahip olmak isterdim.

Cesur hissediyorum ama bazı zamanlarda özgür hissedemiyorum.

Belki de ikisi de yoktur bende. Dümdüz bir zihin? En ürküntülüsü bu olsa gerek.

“Ölmemiştim fakat korkunç bir bunalım duygusuna kapılmıştım. Her şey durmuştu.

Bana göre adeta dünyanın, kendi dünyamın sonuydu bu”

Karantinada kalan birçok insandan bu cümlelere benzer şeyler duyduk.

Hatta dünya genelinde her şey yasaklanınca dünya ölü bir sessizliğe bürünmüştü. “Çalışmaktan başka her şey yasaklanmıştı; sokakta yürümek, eğlenmek, şarkı söylemek, dans etmek, buluşmak, her şey yasaklanmıştı...”

Ee sadece bir cesur zihne sahip Jack London yok George Orwell’da cesur ve özgür zihniyle geleceği hissedip ve yazanlardan.

“Uygarlık artık çöküyor ve artık herkes kendisi için yaşıyordu”

Herkes var olma savaşı verdi.

Peki niçin?

Neleri değiştirdik hayatımızda ya da neleri düzelttik?

Değişip dönüştük mü?

Bugüne kadar yaşadığımız hayat bizim seçtiğimiz hayat mıydı?

Kemal Sayar’ın dediği gibi yaşanmaya değer bir hayatı anca ölümle burun buruna gelince anlıyoruz.

Umarım bir şeyleri anladığımızda geç kalmayız saksıdaki fesleğenlere…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ