KÖPEK-LEŞ-ME/NİN TARİHİ

KÖPEK-LEŞ-ME/NİN TARİHİ

KÖPEK-LEŞ-ME/NİN TARİHİ

İkimiz iki farklı şehir, iki farklı araba, iki farklı nehir gibiydik aynı  su birikintisinde birikmeye köpek...

Sen birinci mevki bir tren vagonunda,

Ben üçüncü sınıf bir tren vagonunda…

Sen orda çoğunluklarda suskun, ben burada yalnızlıklarda suskun…

Sen sınırın öbür yanında aç, ben çizginin bu yanında ihraç oysa ikimizde aynı yolun yolcusuyduk aynı sorguya iki dirhem bir çekirdek ölüme uçurtma olan nefes nefese...

Ne sen hancı ne de ben hacı ikimizde zulüm karşısında susan dilsiz birer şeytandık şeytan aklımıza henüz karpuz kabukları düşürmemişken ve karpuzlardan gemiler uçururken…

İkimiz de suskunluğun zirvesi bir gönül yarasıyız kırılmamış ceviz kabuğunun anlamsızlığına tozpembe bakan bir porta-kal gibi ve pazarlarda ya satılmayı ya da çıplak bir bedene/kâğıda sarılmayı mal mal bekleyen malca bir fantezinin mallığında…

Gel vatandaş, gel!

Bunlar sulu sulu, iri iri Washington portakalları.

Elma dersem sus portakal dersem yalakalığa soytarıca ķonuş orda kal...

Sen robdşambırların tuzağında ben emeğin uzağında ikimizde köpekleşmenin tarihini yazıyorduk, köpekleşmenin aşkını yaşıyor, susa susa susuyorduk Kerbela’da Hüseyin'inin susuzluğuna susarak ve dahi köpekleşmeye iz sürüyorduk köpekleşerek...

Boynumuzdaki tasma sıkıyor nefes aldırmıyor artık bize...

Tasman altından göbekler çokça maldan, bir elinde ayna bir elinde cam umurunda mı dünya...

Ohhh ohhh yandan yandan göbekler umurumuzda komşumuz talan olmuş, gençler özre meydan okumuş...

Sana diyorum sana suskun köpek susma ve çıkar boynundaki tasmayı…

Altın kafesteki bülbül bile susmaz Hasankeyf için evladı ciğerim diye gözyaşı döker Sur'a üflemeden İsrafil...

Susma wy köpek! Bak Arakan ölüyor, yanı başında kardeşlerin vuruluyor,  gençler kuru yaprağa sararıyor, ciğerlerin sökülmüş köpeklere yediriliyor, Filistin Halep olmuş; Şam İstanbul olmuş...

Kimi sürgün kimi aç, Nuriye gözleri mavi Semih ona aşkla bakıyor Barış Barış kokarak... Son kez Afrikalı bir yoldaş ihraç olmuş,  leşler ve akbabalar havlıyor...

İnsanlık çırılçıplak ve aç...

Ruanda'da köpekler çakallarla çaka dansa durmuş, Dersim yanıyor, Marmaris ağlıyor ülkem yolunu kaybetmiş, analar feryad u figan evlatlar üryan tüm duygularım Nudistan, cesetler Ortadoğu’da paramparça  olmuş...

Tarihi evladın Hasankeyf Hz. İbrahim gibi ateşlerde yanıyor ve sen karınca gibi safını belirlemek için su taşımışsın ya da kurtarmak için koşarken filin biri sana çelme takmış ne yazar?

Sağa sola bakma sana diyorum sana lafın çoğu da bana, bırak artık anlamamazlıktan gelmeyi ikimiz de köpekleşmeye/susmaya durmuşuz ve köpekleşe köpekleşe köpekleşerek ölecez susmaya devam edersek köpekleşmenin tarihini yazarak...

Konuk yazar:

MURAT BOZKURT

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...