MADENCİLİK, HAYATIN HER ALANINI ETKİLİYOR
Madencilik sektörünün önemini anlatan Kırşan “Madencilik sektörü hayatımızın her tarafını kuşatmış durumda. Günlük hayatta kulanabildiğimiz bütün alet edevatlar, bindiğimiz arabaların, kullandığımız cep telefonları, hemen hemen her şey, madenlerden oluşmaktadır. Kalkıp bu gerçeği göz ardı ederek, madenlerimizi yok saymak, madenin önemini arka plana atmak, haksızlık olur. Bir slogan üretebilirsek, hayatımız maden, insan hayatını maden yaşatır mottosuyla hareket etmemiz lazım. Madenler olmadan hayatımıza yön vermemiz mümkün değil” dedi.
90 ÇEŞİT MADENİN 77’Sİ TÜRKİYE’DE
Türkiye’nin maden potansiyeli hakkında bilgi veren Kırşan “Ülkemiz hakikaten kadim bir gelenekten geldiği için ve kıtalar arası geçiş noktasında olduğu için özellikle kıta hareketleri dediğimiz tektonizmanın da fırsat tanımasıyla çok sayıda madene ev sahipliği yapmış olan bir kıtadır. Maden çeşitliliği açısından son derece iyi bir noktadayız. Dünyada ticareti yapılan 90 çeşit maden in 77’isi Türkiye’de çıkıyor, 50’sinin de ticaret yapılıyor. Dolayısıyla ülkemiz maden çeşitliliği açısından son derece önemli bir noktada. Rezerv boyutuyla da mesela bor’da dünyada yüzde 70’lik rezervle 1. sıradayız. Onun dışında metalik madende, kromda, çinkoda, bakırda, ciddi varlığımız var. Endüstriyel hammaddeler dediğimiz kil, bentonit, seramik hammaddelerinin, cam hammaddelerinde kullanılan hammaddelere sahibiz. Yine enerji hammaddelerinde özellikle kömür, jeotermalde çok iyi noktadayız. Dolayısı ile küçük Asya deniyor Anadolu kıtasına. Dolayısıyla çeşitli madenleri bünyesinde barındırıyor” dedi.
KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MADEN TÜKETİMİNDE GERİDEYİZ
Türkiye’de kişi başına düşen maden tüketimi oranının düşük kaldığını belirten Kırşan “Bir otomobil üretebilmek için yerküreden 10 ton maden çıkarılıp işletilmesi gerekir. Bir 80 yıllık ömrümüzde ne kadar maden üretiyoruz. Bir ABD vatandaşı 1500 ton maden tüketiyor. Avrupa birliği vatandaşı 1200 tona yakın maden tüketiyor. Türk vatandaşı 800 ton maden tüketiyor halen. Yine bazı ülkelerde kişi başı maden tüketimlerini dikkate aldığımızda, bir Amerikalı yılda 18 ton maden tüketiyor, Avrupalı 15 ton maden tüketiyor, bir Türk yılda 8 ton maden tüketiyor. Biz bu noktada çok gerideyiz. Ciddi bir mesafe kat etmemiz gerekiyor. Refah seviyesiyle alakalı bu” dedi.
MADEN, DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTIR
Madencilik sektörünün kazanımlarını anlatan Kırşan “Dışa bağımlığı azaltır. Çünkü verdiğimiz dışarıdan aldığımız her madene döviz ödüyoruz. Enerji inşaatları ve kimya gibi alanlara hammadde sağlar. Kırsal kesimde istihdam oluşturur. Örneğin, köyden kente göçü tersine çevirir. Kültürü geliştirir. Sadece madene dayalı şehirler oluşmuştur. Mesela, Kütahya, soma, Manisa gibi. Buralarda sadece madenciliğe dayalı ekonomik yapı oluşmuş durumda.
Dolayısıyla madenin, insan yaşamını direk etkileyen, o coğrafyayı direk şekillendiren bir yapısı var. Başta ulaşım olmak üzere altyapı gelişmesine katkı sağlar. Bu ne demek? Yani madencilik gittiği her il ve ilçeye yol götürür, elektrik ve su götürür, medeniyet götürür.
Buradan hareketle faaliyette bulunduğu bölgelerde, ciddi bir ekonomik kalkınma yaratır” dedi.
MADEN SEKTÖRÜ, 600 BİN KİŞİ ETKİLİYOR
Maden ihracatının yılda 4–5 Milyar Dolar düzeyinde olduğunu belirten Kırşan “Onun dışında 15–20 Milyar Dolar maden üretimimiz var. 150 bin kişi direk şekilde sektörde çalışıyor. Dolaylı olarak 500–600 bin kişi etkiliyor. Milyonları ayan bir katkıya ulaşıyor. İşyeri sayısı olarak toplamda 6500 işyeri var. Bu da haliyle ciddi bir potansiyel” dedi.
TÜRKİYE EKONOMİSİNDE MADENİN YERİ YÜZDE 6’LARDA
Dünyada ülkelerinin sanayileşmesinin, öz kaynak yani madenlerin üretilmesiyle mümkün olabileceğini belirten Kırşan “Gayrisafi milli hâsıladaki payına baktığımızda Türkiye’de yüzde 1 gibi görünüyor. ABD’de yüzde 4,5, Almanya’da yüzde 4, Avustralya’da yüzde 8,7. Kanada’da yüzde 7,5. Rusya’da yüzde 14. Çin’de yüzde 13. Hindistan’da yüzde 13 gibi rakamlar. Burada madencilik sektörümüze haksızlık yapıyoruz. Yüzde 1’lik kısım, az önce bahsettiğim 15 milyar dolarlık bir katma değer dikkate alındığında, karşımıza çıkıyor. Ancak özellikle cam, seramik, demir, çimento, çelik, metalik madenler, bakır, çinko düşünüldüğünde, bor, trona, elektrik, kimya sektörünü düşündüğümüzde, yaklaşık madencilik sektörünün bu ülkeye katkısı 35 milyar dolara çıkıyor. Bu da demek oluyor ki aslında gayrisafi milli hası içinde madencilik sektörünün işgal ettiği alan, yüzde 1 değil, yüzde 6’lara çıkıyor. Biz burada madencilik sektörünün ülke ekonomisine ciddi bir katkı sunacağını, önü açılırsa ülke ekonomisi yükselteceğini düşünüyoruz” dedi.
MADEN SEKTÖRÜ, PANDEMİDE HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALDI
koronavirüs salgını sürecinde maden üretimini değerlendiren Kırşan “Salgın, geçen yılın aralık ayında Çin’de başladı. Daha sonra ocak, şubat, mart aylarında dünya ülkelerine yayıldı. Bizde mart ayında ilk vaka görüldü. İlk vaka görülür görülmez, hatta görülmeden önce madencilik sektörü süratle tedbir alarak, alınması gereken her türlü tedbiri aldı. Bu çerçevede üzerine düşeni yaptı. pandemiden olabildiğince az etkilendi. Bunu nerden biliyoruz? Salgın döneminde çarklar hiç durmadı. Sürekli devam etti. Şöyle bir avantajımız da vardı, biliyorsunuz pandemide saflından direk etkilenen hizmet sektörü direk Büyükşehirlerde çok daha yaygın şekilde, hayatın her alanını etkileyecek şekilde davrandı. Ancak bizim madenlerimiz özellikle kırsal kesimde. Dağ başında, olduğu için olabildiğince az etkilendi. Bu sene yaz boyu çalışmalar aralıksız devam etti. zaman zaman iş gücü kayıpları ve üretimde düşüşler oldu. Özellikle bayram tatilinin yaz tatiliyle birleşmesiyle birlikte bulaş riskinin arttığı mekanlarda sosyal hayat çok daha devam ettiği için belli noktada, belli oranda maden sektörü bundan etkilendi. Bazı işyerlerimizde handemi etkisiyle, bulaş riskinin de artmasıyla birlikte, direk ve dolaylı olarak bazı işyerlerimizde kayıplar oldu. iş gücü kayıpları oldu. Ama alınan tedbirlerde bunun önü alındı. Kömür sektörü biraz daha fazla etkilendi. zaman zaman kapasitelerde yüzde 35-30’luk düşüşler oldu. Yüzde 100’lük kapasiteler yüzde 70’lere düştü. doğaltaş sektörü yine ekilendi. Çin’in kapılarını kapatmasıyla birlikte. Avrupa’da salgının artmasıyla birlikte, uçuşların durmasıyla birlikte, ticarette, maden ihracatında zaman zaman daralmalar oldu. 15’lere varan, belli sektörlerde yüzde 25’lere çıktı. Ancak süratle toparlandı. Çin’in salgını artmasıyla birlikte, sanayi çarklarının dönmesiyle birlikte üretim arttı. Madencilik sektörü, ihracatına devam etti” dedi.
ÇARKLARI DÖNDÜREN UNSUR, MADEN
Tedarik zincirin ilk halkasının madenler olduğunu belirten Kırşan “Sanayi noktasında siz hammadde veremezseniz. Fabrikada çarkları döndüremezsiniz. Ancak siz paranız olduğu halde kendi yeraltı kaynaklarınızı kullanmayıp, dışarıdan ithal ettiğinizde paranızın olması da anlam ifade etmez. Çünkü biz paranız olduğu halde dışarıdan ithal edemediniz. Çarkları döndüremediniz. Dolayısıyla, yerli hammadde, yerli madde, milli madenlerin bulunması, bir ülkenin en büyük varlığıdır. Bu salgın süreci öğretti ki, bunların önemi çok daha fazla ortaya çıktı. Dolayısıyla, ülkemizin kendi madenlerini ekonomiye kazandırma noktasında kararlı bir duruş sergilemesi lazım” dedi.