MERHABA BATMAN

“Türkiye’yi parça parça edip bize verseler de asla istemeyiz”

MERHABA BATMAN

Malumunuz bu aralar, yağmur ile güneş sık sık köşe kapmaca oynuyor.

Havanın, genç ve kaprisli bir kadın gibi (bu ben de olabilirim) kâh güneş açıp kâh yağmur seyretmesi, ruh halimi zaman zaman anlamsız bir kargaşaya sürüklüyor.

İşte tam da bu yüzden “beni bu kaygıdan çalışmak kurtarır” deyip söyleşi sayfama değerli bir ismi konuk ettim.

Merhaba Batman” la tanıdınız onu.

Elbette bugüne kadar birçok kişi bu hitap cümlesini kullandı. Lakin hiçbiri hafızalarda bu denli yer edinmedi.

7,5 yıl boyunca Batman’da Belediye Başkanlığı yaptı.

KCK operasyonu kapsamında gözaltına alındı, 3,5 yıl yattıktan sonra tekrar siyasete döndü. Ve şimdi Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nden Batman Belediye Başkanlığı için Aday Adayı oldu.

Batman’a bugüne kadar neler yaptı, neden vekil olmak istiyor… Ben sordum, konuğum yanıtladı.

Sayın Hüseyin Kalkan’a sorularıma verdiği samimi yanıtlardan ötürü teşekkür ediyor, siz okurlarıma mutlu ve umutlu haftalar diliyorum…HÜSEYİN KALKAN KİMDİR?

Bölgede yaşanan olaylar ve kan davası gibi nedenlerden dolayı ailem yıllar önce Batman’dan Adana’ya göç etmiş. 1962 yılında Adana’da doğdum. 1980 yılında Lise 2’deyken özgürlük hareketinden dolayı cezaevine girdim. 3,5 yıl kaldım. 89 yılında yardım ve yataklık iddiasıyla tekrar içeri alındım. 7 yıl yattım. Daha sonra 2,5 yıl Belediye Meclis Üyeliği, 7,5 yıl Batman Belediye Başkanlığı, 2 yıl HADEP İl Saymanlığını yaptım. KCK soruşturması kapsamında 3,5 yıl cezaevinde kaldım. Cezaevinden çıktıktan sonra BDP Genel Merkez Yöneticisi olarak görevlendirildim. Şu anda aktif siyaset yapıyorum. 4 kız, 2 erkek çocuk babasıyım.

TÜRKAN: BELEDİYE MECLİS ÜYESİYDİNİZ VE SONRA BELEDİYE BAŞKANLIĞI GÖREVİNE GETİRİLDİNİZ. O SÜRECİ ANLATIR MISINIZ?

KALKAN: Abdullah Akın Belediye Başkanıyken, Milletvekilliğine aday olmak için istifa etmişti. Yanlış hatırlamıyorsam Türkiye’de bu şekilde 4 ilin Belediye Başkanı istifa etmişti. Hem partinin genel düşüncesi hem de meclisteki arkadaşların oy çoğunluğu ile Belediye Başkanlığına getirildim. İkinci dönem tekrar direk atama yapıldı, halk eğilimine girdi. Tekrar Belediye Başkanı seçildim. Seçimde karşı aday bulamadım. Yüzde 75’lere varan bir oy alarak Türkiye rekoru kırdım.

TÜRKAN: SEÇİMLERDE TÜRKİYE’DE EN YÜKSEK OYU ALARAK BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLDİNİZ. BU BAŞARIYI NASIL YAKALADINIZ?

KALKAN: Biz, hizmetleri yaparken sadece Belediyenin imkânlarından faydalanmadık. Gelen o parayla en yoğun hizmeti, en düşük maliyetle yapmak için çaba içerisinde olduk. Batman sokaklarında büyüdüm. Batman’da farklı kimlikler, farklı inanç kimlikleriyle ilişkilendim. Batman’ı her yönüyle tanıyan biriyim, halka karşı olan yaklaşımımdan dolayı yüksek bir oy aldım. Halk bana bu yetkiyi verirken o koltukta keyif yapmak için vermedi, bunun bilincindeydim. Engelli oğlum Muhammed var. Engelli olmasından ötürü ona büyük bir ilgi gösterip her istediğini yerine getirmeye çalışıyorum. Engelli oğluma gösterdiğim sevgi ile Batman’a yaklaştım. Bu yüzden o kadar yüksek oy alıp Türkiye’de bir rekora imza attık.

TÜRKAN: BELEDİYE BAŞKANI OLDUĞUNUZ DÖNEMDE BATMAN’A NELER

KAZANDIRDINIZ?

KALKAN: Batman tarihinde benim yaptıklarımı kimseye yapmamıştır. Yüzde 80 personel gideri olan bir Belediyeyi devralmıştık. Belediyeyi devralırken Batman’da bir hizmet binası vardı, bir Atatürk Parkı, bir de Esentepe vardı. Çarşı merkezi dahil her yer bat çık halindeydi. Altyapısı, halk otobüsü, halk evleri, taziye evleri olmayan bir kentti. İçme suyu sıkıntılıydı. Çöpler sokaklardaydı. Briketçiler, marangozcular, kaynakçılar, kent merkezindeydi, halk rahatsız oluyordu. Elma Sokağı’nda insanlar kokudan geçemiyordu.

Önce kent merkezinde olup rahatsızlık veren esnaflar için bir site yaptık.

Halk otobüsleri asla Batman’a gelmeyecek diyorlardı. Maaşımı vererek Batman’a halk otobüsünü ilk getiren kişi oldum.

Orhan Doğan Eğitim Destek Evi’ni açtık. Yoksul ailelerin çocuklarına burada dershane eğitim verip üniversiteye hazırlanmalarını sağladık.

İlk festivalleri biz yaptık. Bu, bütün illere örnek oldu.

Sağlık merkezini hastaneye dönüştürmüştük. Her türlü hizmeti ücretsiz veriyorduk. Kadın doğumdan tutun diş tedavisine kadar bütün sağlık hizmetlerini veriyorduk.

Kine Em Parkı ve 8 Mart Kadın Parkını kazandırdık. Oralar bataklıktı. Parklara çevirdik.

Sanat Sokağı, büyük ve küçükbaş hayvanların ahır yeriydi. Orayı dönüştürdük.

Yaşar Kemal Kent Ormanı, bu kentin en büyük yeşil alanıdır. Bu park bizim dönemimizde yapıldı.

“HALK EVLERİNİ BİZ YAPTIK”

Yılmaz Güney Sinema Salonu’nu yaptık. Türkiye’de ilk defa Yılmaz Güney ismini kullanan Belediye’yiz. Bu ismi kullanmak yasaktı, bu yasağı kırdık.

Halk Evleri, bu kentte yapılan en büyük hizmetlerdir. Bu da bizim dönemimizde yapıldı.

Sporda başarıyı yakalamak için her türlü çalışmayı yaptık.

Kilit taşı çalışması yaptık. Hem altyapı, hem üstyapı hizmeti verdik.

Bizden sonrakilere hazır bir kent teslim ettik.

Siirt Belediyesi o dönem AK Parti’deydi. Oraya korkunç paralar gidiyordu ama Batman, hem Siirt’e hem de çevre illere göre çok büyük bir ilerleme yaşadı.

En büyük hizmetim ise, Halkçı Belediye Başkanı kimliğini Batman’a kazandırmak oldu. Halktan asla kopmadım. Halka değer verme noktasında bir ekol oldum.

TÜRKAN: BUGÜNE KADAR HAKKINIZDA KAÇ DAVA AÇILDI?

KALKAN: Hakkımda şu ana kadar 76 dava açıldı. Bu konuda Batman’da 1. Türkiye’de de rekor düzeylerde olduğumu düşünüyorum.

TÜRKAN: KCK DAVASINDAN 3.5 YIL CEZAEVİNDE KALDINIZ. BU SÜRECİ DEĞERLENDİRİR MİSİNİZ?

KALKAN: O süreçte her ne kadar Hükümet AKP de olsa, aslında cemaat eliyle yürütülen bir soykırımdı. Tabi Hükümet de sorumluydu. Hem dağda, hem şehirlerde, hem kırsalda Kürt hareketini boğmayı amaçlayan bir süreçti. Hem dışarıdaki halkın hem de cezaevlerindeki halkın direnişi kahramancaydı. Dağda imhayı amaçlayan devlet başarıya ulaşamadı. Cezaevinde Kürt halkının siyasi taleplerini boğamadı. Cezaevindeki tutsakları esir alamadı. Savaşın boyutu korkunç olabilirdi. Türkiye’nin, Suriye’ye dönme ihtimali çok yüksekti. Ama Yürütülen politika boşa çıkarıldı. Bu, Türkiye halklarının yararına oldu.

“ÖZGÜRLÜKÇÜ OLMAK LAZIM”

KCK davasından tutuklanışım, 3. kez cezaevine girişimdi. Biz en büyük vahşeti 12 Eylül dönemlerinde gördük. O zaman cezaevi koşulları çok kötüydü. Aylarca banyo yapamazdık. Vücudumuzdaki bitleri öldüre öldüre vücudumuz kan gölüne dönüşüyordu. 3,4 yıl kalmıştım, 1 gün bile banyo yapmadım. Her gün şiddet görüyorduk. Annem Kürtçe bilmediğinden dolayı görüşe geldiğinde susuyordu. Sırf ben dayak yemeyeyim diye konuşmuyordu. Sadece birbirimize bakmakla yetiniyorduk. Şu anda o süreçle kıyasladığımızda Türkiye’de bir demokratikleşme vardır diyebilirim. Hatta Ortadoğu’ya göre gelişmiş bir ülkedir. Ama Türkiye halklarına baktığımız zaman asla bu gelişmeler yeterli değildir. Bugünkü yasaklara artık son vermek lazım. Özgürlükçü olmak lazım. Kürtçe, Arapça, Asurice, Lazca bütün diller serbest olmalı. Halklar bu dilerli konuşurlar, konuşmazlar onların bileceği iş. İnançlar özgür olmalı, kültürler özgür olmalı.

TÜRKAN: BATMAN’IN EN ÖNEMLİ SORUNU SİZCE NEDİR?

KALKAN: Kürt sorununun yanında kentin ve bölgenin en önemli sorunu işsizliktir. Öyle bir kent ki, Maliye Bakanı var, kara yoluna alternatif demir ve hava yolu var, Türkiye Petrolleri var, su kaynakları, çay ve nehirleri var, Hasankeyf gibi tarihi bir yeri var, verimli toprakları var, genç nüfusu var, hareketli bir kitlesi var. Tüm bunlara rağmen yoğun bir işsizlik var. Buna akıl erdirmek mümkün değil. Batman, çok sahipsiz bir kenttir. Özellikle iki dönemdir kentte siyasi iradeler, hiçbir şey yapmadı. Kent çok geriye gitti. Hem hizmette hem ekonomide geriye gitti. Umuyoruz ki bu sorunlar çözülecek.

TÜRKAN: NEDEN VEKİL OLMAK İSTİYORSUNUZ?

 

KALKAN: Belediye Başkanı olduğumda hiçbir tecrübemiz yoktu. Tek bildiğimiz şey dürüst olmaktı, halka hizmet etmekti. Bu dönemde büyük tecrübe kazandım. Bunun yanında farklı ilişkiler yakaladım. Son cezaevinden çıktıktan sonra Türkiye’deki sermayedarlarla bağım oldu. Bu ilişkileri, seçimden sonra eğer fırsat verilirse, yatırıma dönüştürmek istiyorum. Kürt sorununun çözümü için harcayacağım çabanın yanında, Batman’daki gençlerimize iş alanları da kuracağımın sözünü veriyorum. 2–3 bin kişiye iş sahası sağlayabileceğimiz bir girişim içine gireceğim. Bu çalışma, Hükümetten bağımsız olacak. Tamamıyla sermayedarla yakaladığım bağla bunu yapacağım. Türkiye’de artık silahlı mücadele dönemi sona eriyor. Bundan sonra artık bölgenin kalkınması, istihdamı, ekonomisi konuşulacak. Adaylık için başvurmamın nedeni de buydu. Kentin sorunlarını iyi tanıyorum. Tecrübelerimi kullanarak bu kentin sorunlarını Meclise taşıyacağıma ve çözüme kavuşturacağıma inanıyorum.

TÜRKAN: NEDEN HDP?

KALKAN: HDP’nin Türkiyelileşme gibi bir hedefi var. Şu anda Türkiye’deki bütün sessizlerin partisi haline geldi. Bütün farklı grupları kendi içine aldı. Bütün inançlardan, etnik gruplardan katılımlar oldu. HDP, Türkiye’de kadına yönelik bakışı ters yüz eden bir partidir. Kadın kotasıyla kadına verdiği değeri ortaya koydu. Kadını siyasette ön plana çıkaran, özgürlükçü, emekten yana bir partidir. Türkiye’de yaşayan farklı kesimlerin, ezilmiş kesimlerin, sistemin dışına atılmış bütün toplulukların HDP’ye gelmesi lazım. Çünkü bu parti yalnızca Kürtlerin partisi değil. Tüm dünyada ezilmiş, itilmiş herkesin partisidir.

TÜRKAN: HDP BARAJI AŞAR MI? AŞMASI İÇİN NE YAPMALI?

KALKAN: Ortaokul çağlarından beri bu sürecin içindeyim. Biz yola çıkarken herkes bize çocuksunuz, devlet sizi ezer geçer diyordu. Şimdi tüm dünya Kürt özgürlük mücadelesini konuşuyor. Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki bu parti yoktan var olmuş bir partidir. Hiçbir barajı tanımadı. Önüne koyduğu bütün barajları aştı. Eğer çok büyük yanlışlar yapılmazsa, aday belirlerken halkın duygularına yer verilirse, bırakın yüzde 10’luk barajı, yüzde 13-14’leri dahi alırız. Çünkü şu anda bütün partiler eriyor, oy kaybı yaşıyor. Ülkede ve dünyada ise HDP rüzgarı esiyor. Bundan partinin yetkili organları, adayları belirlerken halkın sevdiği ve desteklediği isimlerle yola çıkmalıdır. Merkezden atamalarla, kafa kol ilişkileriyle adaylar atanırsa şüphesiz oy kaybı yaşanır. Her şey yetkili organların elindedir.

TÜRKAN: ÇÖZÜM SÜRECİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

KALKAN: Büyük acılar yaşandı ama şu anda umutlarım çok yüksek. Batman, faili meçhullerle anılan bir kent oldu. PKK’nin merkezi olmasından kaynaklı sistem buraya yüzünü dönmüştü. Acı yaşayan bir halkın özgürlük talebi daha fazla olur. Şu anda barış sürecine dört gözle bakan bir kent. Bu süreci toplum destekliyor. Temennimiz, sürecin başarıya ulaşması ve Türkiye halklarının demokratik koşullarda bir arada yaşamasıdır. Bizim temel hedefimiz Türkiye halklarıyla bir arada yaşamaktır. Asla Türkiye’yi bölmek gibi bir amacımız yoktur. Türkiye’yi parça parça edip bize verseler de asla istemeyiz, bir arada yaşayalım deriz. Bu yüzden süreci destekliyoruz.

TÜRKAN: SON OLARAK NE SÖYLEMEK İSTİYORSUNUZ?

KALKAN: Hiçbir zaman siyaseti siyaset için yapmadım. Bu kente her türlü hizmeti layık gördüm ve elimden ne geliyorsa yaptım. Denenmiş bir halimiz var. Halk neler yaptığımızı zamanında gördü. Şu anda Batman sokaklarında yürürken, başı dik bir şekilde yürüyorum. Yürüyünce insanlar gelip çeviriyor. Bunu görmek çok güzel. Batman’a hizmet etmekten mutluluk duyuyorum. Daha fazlasını yapmak istiyorum. Halk yeterince ezildi, cefa çekti. Şimdi acılara son verme dönemidir. Partimizden ve halkımızdan destek bekliyoruz. Adaylığım olmasa da dünyanın sonu değildir. Yine halkımın yanında olmaya devam edeceğim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...