Nurettin Kaya’nın hikâyesi de tasarımla başladı

“Her harika tasarım çok daha iyi bir hikâye ile başlar” Lorinda Mamo

Nurettin Kaya’nın hikâyesi de tasarımla başladı

Nurettin Kaya

Batman’da henüz küçük yaşlarda tasarıma duyduğu ilgi ile önce yerel gazetelerin tasarım işlerini yaptı.

Küçük bir ofiste kendi işyerini kurduğunda artık reklâmcıydı.

Kaya Grafik ve Fikirzen, markalarını ortaya çıkardı.

Reklamcılık işini yaparken Batman Organize Sanayi Bölgesinde kardeşi Cemal Kaya ile birlikte Soft Ambalaj’ı açtı.

İyi işlere imza atmayı başardı.

Henüz 40’lı yaşlarının başında kariyerinin zirvesine ulaşmayı başardı.

Çünkü; yolculuğuna çok erken yaşlarda başladı.

Hem iyi markalarla çalıştı, hem markaları iyi yerlere taşıdı.

Onu başarılı kılan şey, her gün yeni bir şeyler keşfetme arzusuydu.

Kadraj’ın ikinci sayısında Nurettin Kaya’nın başarı öyküsünü sizler için derledik.

Keyifle okumanızı temenni ediyoruz.

- Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

1980 doğumluyum. Marka İletişimi mezunuyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Hayatımı, keşfetme tutkusu ve yaratıcı düşünceye olan sevgi üzerine kurduğumu söyleyebilirim. Doğruları ararken kendimi sık sık zorlu ama öğretici yolculuklara atarım. Her deneyim, bana yeni bir perspektif kazandırır. Bu perspektifler, tasarım ve günlük yaşamımda bana rehberlik eder. Kendimi sürekli bir öğrenme sürecinde görüyorum; her gün, bu sürecin bir parçası. Biraz ciddi bir tanımlama oldu ama ciddiyet iyidir. Böyle devam edeceğim. Şaka yok.

- Çocuk yaşlarda tasarıma olan ilginizi nasıl keşfettiniz?

İlkokul yıllarım, bu yolculuğun ilk adımlarını attığım dönem oldu. Üst sınıflardaki öğrenciler için yaptığım tasarımlar, henüz küçük yaşlardayken bile tasarım ve yaratıcılığa olan doğal eğilimimi gösteriyordu. Bu dönemde reklamcılık ve tabelacılık sektörlerinde çıraklık yaparak elde ettiğim deneyimler, mesleki yönümü şekillendirmemde belirleyici oldu ve kariyer seçimlerimin temelini oluşturdu.

- Tabelacılık ve çıraklık yaparken edindiğiniz en değerli dersler nelerdi?

Geleneksel esnaflık ahlâkını alışım, en önemli ders oldu. 90’lı yıllardaki bu süreçte, müşterilere karşı olan sorumluluğumun farkına vardım. İnsanlardan aldığımız her kuruşun, onlara en yüksek kalitede hizmet ve ürünlerle geri dönmesi gerektiğini öğrendim. Bu deneyimler, iş yaşantımda ahlâki bir duruş ve dürüstlüğün ne kadar önemli olduğunu bana öğretti. Hem kişisel hem profesyonel hayatımda beni yönlendiren bir ilke haline geldi.

- Kendinize ait ilk tabelacı dükkânını açarken hangi duygudan beslendiniz?

Klasik anlamda bir motivasyon değil, içimden gelen bir şeyleri yapma heyecanıydı… Tasarım yeteneklerimi kullanarak bir şeyler yapma fikri, beni büyük bir hevesle dolu bu yola sürükledi. O dönemde, içimdeki bu tutku ve heyecan, her türlü zorluğun üstesinden gelmeme yardımcı oldu ve kendi işimi kurma yolculuğumda bana rehberlik etti.

- Henüz çok gençken bir ambalaj fabrikasında çalışmaya başladınız. Bu sizi nasıl etkiledi?

Ambalaj fabrikası; öğrenme yolculuğumda önemli noktalarından biri oldu. Bu organizasyonun bir parçası olmak, hem eğitici hem zorlayıcı bir deneyimdi. Çeşitli müşteriler için ürün ambalajları tasarlama fırsatı buldum. Bu süreçte yaratıcılığımı farklı sektörlerin ihtiyaçlarına uygun şekilde uygulamayı öğrendim. Ayrıca, fabrika yönetimi ve üretim süreçlerine dair kapsamlı bilgi edindim. İş akışını optimize etme, verimliliği artırma ve ekip çalışmasının önemini anlama konularında bana değerli dersler verdi. Endüstriyel tasarımın farklı yönlerini keşfetme fırsatı buldum.

- Bir süre gazetecilik de yaptınız. Kariyerinizi nasıl etkiledi?

Gazetecilik; reklamcılık kariyerime paha biçilemez katkılar sundu. Karşılaştığım durumlarla başa çıkmam için büyük bir avantaj sağladı. Bu, özellikle 2000'li yılların başında son derece zorlayıcı bir süreçti. Gazetecilikte kazandığım geniş perspektif ve konular arası geçiş becerisi, hedef kitle analizi, mesajın doğru şekilde iletilmesi ve yaratıcı içerik üretimi konusunda bana yardımcı oldu. Her yeni proje, bu deneyimlerimin bir yansıması olarak; reklâm kampanyalarımı daha etkili ve dinamik hale getirmemde önemli bir rol oynuyor.

- Fikirzen'i kurarken temel hedef ve stratejileriniz nelerdi?

İlk adı Kaya Grafik… Sonra Fikirzen oldu. Bu projeyi hayata geçirirken odaklandığım temel hedefler; her zaman doğru mesajı verebilen tasarımlar yapmak, hikâyesi olan ve etkileşim yaratan markalar oluşturmak, her adımda özgünlüğü ön planda tutmaktı. Bu hedeflere ulaşmak için izlediğim yöntemler, sektördeki en son trendleri takip etmek ve yaratıcılığı her zaman en yüksek seviyede tutarak markaların hedef kitleleriyle derin bağlar kurmalarına yardımcı olmaktı. Yaptığım işe olan sevgim, bu sürecin her aşamasında beni yönlendiren en önemli güç oldu. Ajans olarak, estetik bakış açısına son derece güvendiğim kardeşim Cemal beyle beraber müşterilerimizin marka kimliklerini güçlendirirken, onların değerlerini ve hikâyelerini yansıtan özgün tasarımlar üretmeye odaklandık. Her projeyle, markaların sadece dikkat çekmesini değil; aynı zamanda izleyicide uzun süreli bir yer edinmesini de amaçladık.

- Evliliğiniz ve özel hayatınız, profesyonel kariyerinizi nasıl etkiledi?

Evliliğim, özel hayatım ve ailem; profesyonel kariyerim üzerinde derin ve olumlu bir etkiye sahip oldu. Bu süreçte, kariyerimin en önemli adımını atmış olabilirim. Eşim Narin, annem, kardeşim Cemal Bey ve ailem, her zaman en büyük destekçim oldu, her konuda bana güç verdi, motivasyonumu artırdı. Zor zamanlarımda yanımda durarak beni yüreklendirdiler, sabır ve anlayış gösterdiler. Bu destek ve teşvik, ilerleme kaydetmemde büyük bir rol oynadı. Onların varlığı, yalnızca özel hayatımda değil; profesyonel hayatımda da dengeli ve mutlu olmamı sağladı.

- Müziğe olan ilginiz malum… Yaratıcılığınıza katkısı oluyor mu?

Müzik, yaratıcı sürecimde bana eşsiz bir ilham kaynağı oluyor. Özellikle fikir geliştirme aşamasında çözümü çoğu zaman müzikte bulurum. Yüksek sesle müzik dinlemek, düşüncelerimin akışını serbest bırakıyor ve yeni fikirlerin önünü açıyor. Müzik, yaratıcılığımı tetikleyen, zihnimdeki bulanıklığı dağıtan bir güç! Projeleri tamamladıktan sonra ise müzik benim için bir rahatlama ve yenilenme aracı haline geliyor. Her iki durumda da müzik benim için vazgeçilmez bir element.

- Ekibinizle bilgi ve deneyim paylaşımını nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Her aşamada ekibime destek olmayı görev biliyorum. Bu süreç, günlük olarak pratik bilgilerin aktarımını, iletişim ve strateji geliştirme konularında rehberlik etmeyi içerir. Onların her gün biraz daha gelişmelerini görmek, bana büyük bir memnuniyet verir. Reklamcılıkta başarının; bireysel çabaların ötesinde güçlü bir ekip çalışmasına dayandığını çok iyi biliyorum. Bu yüzden ekip üyelerimin sürekli öğrenmesi ve gelişmesini önemsiyorum. Birbirimizle bilgi paylaşımında bulunmamız için teşvik edici bir ortam yaratmaya özen gösteriyorum. Her bir ekip üyesinin gelişimi, ajansımızın başarısına doğrudan katkıda bulunuyor. Bu anlayışla, bilgi paylaşımını sadece bir görev değil; birlikte büyüme ve gelişme fırsatı olarak görüyorum, aslında.

- Kendinizi geliştirirken karşılaştığınız zorluklar oluyor mu?

Kendimi geliştirmek için modern çağın sunduğu imkânlardan faydalanıyorum ve bu süreçte önemli bir engel olmadığını düşünüyorum. Bilgiye ulaşırken ve öğrenirken, sınırsız kaynaklarına erişimim olduğu için şanslıyım. Kendi alanımda ve ilgi alanlarımda sürekli okumayı, araştırmayı ve yeni bilgiler edinmeyi sürdürüyorum. Özellikle sektörel kaynaklardan güncel gelişmeleri, trendleri ve yenilikleri takip etmek benim için bir tutku.

- Tasarım ve reklamcılık alanındaki deneyiminiz, gelecekteki hedeflerinize nasıl yön veriyor?

Daha hayal edilebilir bir yön veriyor diyebilirim. Geçenlerde 'tasarım odaklı mühendislik' kavramı ile ilgili bir yazı okumuştum. Sanırım buna benzer bir yaklaşım sergiliyorum. Gelecekte, projelerim ve girişimlerimde tasarımı sadece bir araç olarak değil; bir düşünce biçimi olarak benimsemeyi tercih ediyorum. Bu, estetik değerlerin ötesine geçip, işlevsellik, kullanıcı deneyimi ve sürdürülebilirlik gibi unsurları da kapsayacak şekilde, her şeyin merkezinde veya merkeze en yakın yerinde tasarımın yer alması anlamına geliyor. Bu yaklaşım, gelecekteki tüm projelerimi şekillendirirken, yenilikçiliği ve yaratıcılığı da ön planda tutmamı sağlıyor.

- Kariyerinizdeki en büyük dönüm noktaları nelerdi?

Belirgin bir dönüm noktası olduğunu düşünmüyorum. Çünkü benim için bu yolculuk, sürekli bir arayış içerir. Her yeni proje, her müşteri deneyimi ve her marka ile çalışmak, bana yeni bir perspektif kazandırır ve bu süreçte kendimi sürekli geliştirmemi sağlar. Bu anlamda, her bir müşteri deneyimi ve marka çalışması, kendi başına bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Bu sürekli arayış ve gelişim duruşu, bana dinamik bir yapı kazandırıyor ve her yeni projede daha iyiyi hedeflemem için ilham veriyor.

- Soft Ambalaj Fabrikasını neden kurdunuz, çıkış noktanız ne oldu?

Kardeşim Cemal Bey ile birlikte hayatımız boyunca biriktirdiğimiz deneyimler ve ortak vizyonumuz, Soft Ambalaj için belirleyici oldu. Tesisin temelini oluştururken her zaman önem verdiğimiz tasarım odaklı yaklaşımı organizasyon yapımıza da yansıttık. Bu yaklaşım, üretim süreçlerimizden çalışanlarımızın çalışma ortamına kadar her detayda kendini gösteriyor. Bu modern tesis, Organize Sanayi Bölgesi’nde sadece bir üretim yeri olmanın ötesinde; yenilikçi ve sürdürülebilir iş pratikleriyle sektöre örnek bir referans niteliğinde…

- Sektörde saygı gören bir isim olmak size neler hissettiriyor?

Eğer gerçekten böyle düşünülüyorsa, benim için büyük bir onur ve mutluluk kaynağıdır. Kim bilir, belki abartıyorlardır… Çalışmalarım, sektöre yeni bir bakış açısı getirdiyse ve ilham kaynağı olduysa, bundan daha büyük bir memnuniyet duyamam. Bu yalnızca kişisel bir tatmin değil; aynı zamanda mesleğime olan bağlılığım ve çabalarımın somut bir kanıtıdır…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ