Resmi kaynaklara göre bugüne kadar Gazze'de 493 sağlık çalışanı, 69 sivil savunma görevlisi ve 147 gazeteci yaşamını yitirdi. İsrail saldırılarında 87 bin konut tamamen yıkıldı, 297 bin konut ise zarar görerek kullanılamaz hale geldi. İsrail ordusu, 189 hükümet binası ile 108 okul ve üniversiteyi yerle bir etti. 313 okul ve üniversite ise kısmen zarar gördü. Gazze'de 604 cami tamamen, 200 cami ise kısmen yıkıldı. İsrail saldırılarında 160 sağlık kuruluşu hedef alındı. 55 sağlık merkezi ile 33 hastane ise hizmet dışı kaldı, 130 ambulans da kullanılamaz hale geldi. Gazze'de 206 tarihi ve kültürel varlık, İsrail saldırılarında yerle bir oldu.
Bütün bunların üstüne İsrail’in pazar gecesi Refah’taki sığınmacı çadırlarına bomba yağdırmasından sonra açıklanan resmi kaynaklara göre 45 kişi aktarılanlara göre ise 100’den fazla kadın, çocuk sığınmacı yanarak can vermiştir. Yaşanan bu saldırı üzerine Milletvekili Ekmen, bazı değerlendirmelerde bulundu.
“SALDIRI, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KONTROLÜNDEKİ GÜVENLİ BİR BÖLGEDE GERÇEKLEŞTİ”
7 Ekim’den bu yana İsrail’in hiçbir hukuk, ahlak, değer tanımayan saldırılarını büyük bir acizlik içerisinde ve utanarak izliyoruz diyen Ekmen, dünden bu yana izlemeye dayanamadığımız can ve kan kaybına, parçalanmış çocuk cesetlerine ve vücudunun bir kısmını kaybetmiş yaralı görüntülerine milyonlarca insanın bizzat şahit olduğunu ifade etti. Bana göre ilk günden itibaren saldırıların herhangi birinin bir diğerinden, vahşilikte hukuk ve ahlak tanımazlıkta bir farkı yoktur diyen Ekmen, dünkü saldırının şu yönünü de vurgulamak gerekir diyerek; bu saldırının Birleşmiş Milletler kontrolündeki güvenli bir bölgede gerçekleştiğine dikkat çekti.
“ULUSLARARASI MODERN DEĞERLER VE SİSTEMLER ÇÖKTÜ”
Milletvekili Ekmen, şu üç noktaya değinmeden bu saldırıları kınamanın anlamsız olacağını ifade etti: “Birincisi, insanlığın büyük tecrübelerle ortaya koyduğu bütün modern/çağdaş değerler bu süreçte çökmüştür. İsrail’i durdurmak bir yana İsrail’e destek olan, İsrail’in eleştirilmesine dahi tahammülü olmayan ABD’nin üniversiteleri, kültür endüstrisi ve bunların dayandığı insan hakları, özgürlükler ve benzeri tüm modern değer savları çökmüştür. İkincisi, uluslararası sistem çökmüştür. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan ve dünyada esenlik içerisinde bir hukuk düzeni kurmayı iddia eden; Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer bütün uluslararası organizasyonların hiçbir yaptırım gücü olmadığı, saldırıları durdurmak bir yana saldırının bir tarafı olduğu açıktır. Hatırlamak gerekir ki bu ilk kez olmuyor; Bosna Savaşı’nda, Ruanda iç Savaşı’nda, Suriye iç savaşında da uluslararası sistemin acziyetini hep beraber görmüştük. Üçüncüsü, İsrail’in bu saldırganlığının arka planında kendilerinden başka hiçbir kişiyi, insanı ve topluluğu insan yerine koymayan sapkın bir dini anlayış vardır. Bu sapkın dini anlayışın görünen en belirgin ideolojisi Siyonizm’dir. Bu anlayış kendileri dışında Müslüman Hristiyan veya inançsız herkesi kendilerine hizmet etmek için yaratılmış birer varlık olarak gören ve kendileri dışında herkese her türlü hukuksuzluğu ahlaksızlığı ve katliamı yapmayı meşru bir hak olan gören bir anlayıştır.”
“BU OLAYLAR KARŞISINDA UMUT VEREN TEK ŞEY KÜRESEL VİCDANIN AYAĞA KALKMASIDIR”
İsrail saldırıları karşısında küresel vidanın ayağa kalkmış olmasını insanlık adına umut veren tek şey olduğunu belirten Ekmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu üç vahim tabloya karşı elimizde bir teselli var o da şudur ki İŞİD’ten beter Yahudi Şeriatına dayalı bir soykırımcı anlayışla birlikte çöken uluslararası sistem ve değerlerin karşısında hepimizi umutlandıran bir küresel vicdan ayaklanması ortaya çıkmıştır. Başta bir kısım Yahudiler olmak üzere, her dinden, her dilden, her renkten, her düşünceden, her inançtan ve inançsızlıktan insanlar İsrail’in bu soykırımına karşı ayağa kalkmıştır. Doğrusu insanlığın geleceği adına bulabildiğimiz tek teselli kaynağı budur.”
“TÜRKİYE DE GEREĞİNİ YAPMADI”
Milletvekili Ekmen, Türkiye adına özeleştiri yaparak sözlerini şöyle bitirdi: “Türkiye’nin de savaş kabinesi aleyhine yapılmış suç duyurularını yürürlüğe koymamanın, ticarette atmadığı ya da atamadığı adımların maliyeti ortadadır. Maalesef saydığım ve sınıfta kalmış lider ülkeler arasında Türkiye de vardır. Biz Türkiye’de Adalet Bakanı’nın soruşturma izni vermemesini, ticaretin geç durdurulup tamamen kesilmemesini ve Azerbaycan İsrail ilişkilerini konuşmadıkça/tartışmadıkça; Türkiye üzerinden Azerbaycan’a devam eden petrol ticaretini durdurmadıkça bu katliamların bir parçası durumundayız.”
