NERDE O ESKİ BAYRAMLAR

Konu dini bayramlar olunca yaşları 50’nin üzerinde olanların derin bir iç çekişle söze başladıklarına şahit olursunuz.

NERDE O ESKİ BAYRAMLAR

Yazan ve derleyen EKREM GÜNAYDIN

İzinsiz iktibas edilemez.

Eskiden insanlar maddi anlamda bu kadar zengin değillerdi.

Günümüzde olduğu gibi rahat bir yaşam yoktu.

Her gün eve et gelmez, sık sık yeni elbiseler alınamazdı.

Bu nedenle bayramların gelişi, aynı zamanda evin eksikliklerini tamamlamak, çocuklara elbise almak anlamına gelirdi.

Bayram hazırlığı kapsamında günler öncesinden temizlik işleri başlardı.

Evdeki eşyalar evin bahçesine taşınır, yıkanacak olan halı, kilim ve perdeler eksiksiz yıkanır, diğerleri silkelenir, tozları alınırdı.

Bu arada evin içinin boş oluşundan faydalanılarak boya, badana işi de tamamlanırdı.

Batman 1. Cadde’de bulunan Sümerbank Şubesinden alınan kumaş ve basmalar, evin hamarat hanımının elinde veya dikiş makinesinde yastık, yorgan, yatak ve minderlere yeni yüz, çocuklara da yeni elbise olurdu.

Hazır konfeksiyon veya ayakkabı alınacaksa, Bankalar Caddesi ortalarında bulunan Ulu Cami çevresindeki esnaflardan alınırdı.

Bayramlıklar hevesle hazırlanırdı.

Büyük küçük demeden herkes, yeni kıyafetle bayramı karşılardı.

Herkesin yeni kıyafet alacak durumu olmadığından, bayramlık almak da giymek de bu özel gün için fazlasıyla kıymetliydi.                                                                                                                                           Bayramdan günler önce, Cumhuriyet Caddesinin çeşitli noktalarına stantlar kurulur, mektup zarfı, kartpostal satılırdı.

Uzakta oturan sevdiklerimize tebrik kartları ve kartpostallar hazırlanıp, PTT şubesinin yolu tutulurdu.

O günlerde postane şubesi, insan hareketliliği ile dolup taşardı.                                                                                                                                                        Bayram günü yaklaştıkça insanları saran telaş ve hareketlilik, kat kat artardı.

Arefe Günü de bayram gibi karşılanırdı.

Misafirlere ikram edilecek tatlılar hazırlanır, mahalle bakkalından bayram şekeri, lokum, delikli akide, kilo kilo şekerler alınır, mahalle bakkalında dereceli kolonya kabından kolonya ya da esans doldurulurdu.

Yine mahallelinin hemşerisi olan kasaptan, doğal beslenmiş hayvanların günlük kesim etlerinden alınır, evde beslenen kümes hayvanın kesimi yapılırdı.                                                                                                                                                         

Bayram akşamı, özellikle çocukların yaşadığı heyecan, doruğa ulaşırdı.

Kendilerine yeni alınmış olan elbise ve ayakkabıları başuçlarına koyar, onları giymenin, gidecekleri yerleri ve toplayacakları harçlıklarla neler alacaklarının hayallerini kurarak uykuya dalardı.

Bayram sabahı erkenden kalkılır, bayramlıklar giyilir, evin babası bayram namazını eda etmek üzere camiye gider, oradan ebediyete intikal etmiş büyüklerinin kabirleri ziyaret edildikten sonra sonra eve gelinirdi.

Babanın eve gelişi ile aile içinde bayramlaşma başlardı.

Ardından ailece kahvaltıya oturulurdu.

Bayramlarda herkes evde misafir bekler ya da misafirliğe giderdi.

Bayramlar yıl içerisinde oluşmuş kırgınlık veya küskünlükleri bitirmek için bir fırsattı. Bayramda ekmek çıkmaz, fırınlar çalışmazdı.

Tek bir Bayram Gazetesi çıktığından, gazeteciler de bayram tatili yapardı.

Büyükler evlerinde yalnızca misafir bekler, küçükler ziyaret için gezerdi.

Bayramlar tatil değildi, tatile gitmek yerine büyüklere ziyarete gidilirdi.

Sadece akrabalar değil, komşular da ziyaret edilirdi.

Mahalle büyüklerinin kapısı çalınır, eller tek tek öpülür, şeker toplanırdı.

Harçlık vereceği bilinen akrabalara gitmek için can atılırdı.

Ziyaret edilen yaşlılar, çocuklar için en özel mendillerin içinde harçlık hazırlardı.

Çocuklar ellerinde tuttukları plastik poşetleri neredeyse yere sürtecek ağırlıkta şeker ile doldururdu.

Bu arada avuç avuç yenen şekerler yetmez, bayram harçlıklarıyla pamuklu şeker, elmalı şeker, halka tatlı sırasına girilirdi.

Bayramlarda Gök Taksi Meydanı, Tekel Caddesi, Mehtap ve Raman Sineması civarında seyyar ciğer kebap yenmeden durulur muydu?

Evet karınlar doyduktan sonra, Bsikletçi Kent (Hayrettin Tanık) veya Selim Basalo (Selim Saltekin)’in dükkanlarının önünde soluk alınırdı.

Kiralanan bisikletlerle Batman’ın kaldırımı bulunmayan yolarında, yazın toz toprak, kışın çamur deryasına dönen sokak aralarında, kiralık bisiklet kullanmanın yüzde oluşturduğu tebessüm bir başkaydı.

Fotoğraf (soldan sağa):

İsmail Yeleri , Münire Yeleri ,Semiha Ceylan ve Raşit Ceylan Batman Akyürek Mahallesi 1960 — İsmail Yeleri, Münire Yeleri, Semiha Yeleri ve Raşit Yeleri.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...