OSMANLICA DAYATMASI…!

OSMANLICA DAYATMASI…!

OSMANLICA DAYATMASI…!

Osmanlıca, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu’da ve Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü yerlerde, yaygın olarak kullanılmış olup özellikle 15. yüzyıldan sonra, Arapça ve Farsça’nın etkisinde kalan Türk yazın dilidir. Osmanlıca Arapça, Farsça ve Türkçenin karışımı olan bir dildir ve Arap alfabesiyle yazılır.

1928 yılında yapılan harf devrimi ile Latin Alfabesinin kullanılmaya başlamasıyla da bu dil, kaldırılmıştır.

Şimdi, bu dilin yani Osmanlıca’nın liselerde zorunlu ders olarak, okutulmasına gelince; her ne kadar Osmanlı Devleti'nin yıkılışından sonra kaldırılmış olsa bile bu dil, önemlidir. Çünkü tarihte Osmanlıca yazılmış sayısı az da olsa, çok önemli eserler, kaynaklar vardır.

Dolayısıyla bu dil araştırmacılar, edebiyatçılar ve tarihçiler tarafından son derece önemlidir ve tabi ki bilinmesi gerekir. Bu kaynakları, eserleri okuyup araştırabilmek adına da, Osmanlıca’yı bilmek gerekir.

Ancak bu, dayatmayla yapılmamalı, zorunlu hale getirilmemeli. “Siz, isteseniz de istemeseniz de bu, olacak” gibi bir dayatmayla ne kadar verim alınabilir, o da ayrıca tartışılmaya değer bir noktadır. Anadil dışındaki bir dil, neden zorunlu okutulsun ki? Türkiye’de kaç kişi Osmanlıca konuşuyor? Farklı diller öğrenmek, şüphesiz çok güzel. Ancak zorunlu değil de seçmeli verilirse, herkes ne istediğini seçerse, çok daha verimli sonuç alınır. Bir kere, eğitim sistemi buna uygun değil daha. Zorunlu hale getirilmeden önce, seçmeli olarak verilmeli. Hem öğrencinin bu derse alışması hem de nitelikli bir kadronun yetişmesi, adına bir alt yapının oluşturulması gerekiyor öncelikle.

Osmanlıca’yı ve “tarihi öğrenmek” adına, bu yazı dilinin öğrenilmesi/öğretilmesi, güzel bir şey. Ama keşke salt tarihi öğrenmek adına, Osmanlıca’ya gösterilen bu özveri ve duyarlılık, Kürtçe için de söz konusu olsa.

Türkiye’de azımsanmayacak sayıda, yaşayan Kürt Halkı var. Her ne kadar, resmi verilerle doğrulanmasa da, dile getirilmese de, Türkiye’de 20 milyonu aşkın Kürt yaşamaktadır. Dünya geneline baktığımızdaysa, 40 milyonun üzerinde Kürt yaşamaktadır. Bu da azımsanmayacak ölçüde, önemli bir rakamdır. Şüphesiz ki dil bir milleti ayakta tutan, milletlerin devamını sağlayan ve millet olma bilincini beslemekle birlikte millet olma hazzını veren yegâne bir faktördür. Bu bağlamda baktığımızda, trajik bir durum ortaya çıkmaktadır.

Kürtçe gibi köklü bir dilin sahibi olan 40 milyonu aşkın bir halk yok sayılıyor, görmezden geliniyor. Ve bu 40 milyonu aşkın halkın geçmişi, kültürü yok sayılıyor; silinmek isteniyor. Asimile edilmek için türlü türlü oyunlar oynanıyor. Okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi gibi. Ama bir taraftan da nesillerin kendi kültürünü, medeniyetini, tanıması, öğrenmesi; dil zenginliğini görmesi, Osmanlıca’nın zorunlu okutulmasına dayatılıyor, bağlanıyor.

Tarihi öğrenmek güzel. Bunun için eserleri okuyabilmem dışında (ki bu eserlerin sayısı, çok fazla değil) Osmanlıca’yı öğrenmem, benim ne işime yarayacak? Birileriyle iletişim kurmama, konuşmama yarayacak mı?

Keşke tek derdimiz, tasamız Osmanlıca olsa.

Türkiye’de çok daha önemli, hatta ivedilikle çözüme kavuşturulması gereken sorunlar dururken; işsizlik gibi, Kürt sorunu/çözüm süreci gibi, ekonomi gibi, Ortadoğu karışıklığından dolayı aldığımız dış göçler gibi… Böyle önemli sorunlar dururken, neden sadece eğitim sistemine dokunuluyor, değiştiriliyor, onu da anlamış değilim açıkçası.

Dile/dillere saygım sonsuzdur” Dilin önemi tartışılmaz, hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Osmanlıcayı da öğrenelim, bilelim, tanıyalım. Ama Osmanlıca’daki duyarlılığı, hassasiyeti Kürtçede de bekliyoruz, istiyoruz.

 

***

 

Son günlerde gündemi ses bombası etkisiyle bir konu meşgul etmektedir. Ses bombası diyorum. Çünkü bu, gündem değiştirmekten başka bir şey değil. Nedir bu konu? Osmanlıca’nın liselerde, zorunlu ders olarak okutulması. Biz de halkın bu konuyla ilgili düşüncelerini merak ettik. Ve bu doğrultuda halkın görüşlerine yer vermek istedik. Her ne kadar bir dayatmayla “siz isteseniz de istemeseniz de bu ders, olacak” dense de, insanların ne düşündüğü önemsenmese de biz önemseyip bu konuda halkın görüşlerine yer vererek, kamuoyunun nabzını yoklamak istedik. Belki birileri görür, fark eder diye…

 

ERŞAT İNAL (KAFE ÇALIŞANI)

Osmanlıca Dili’nin olumlu hiçbir tarafı yoktur. Kesinlikle olumsuz bakıyorum. Tarihe her zaman için saygım var. Ama unutulmuş bir dilin tekrar ortaya çıkarılmasının anlamı nedir? Bir dile yoğunlaşmak varken, neden birkaç dil öğrenilsin. Hem öğrencileri de çok zorlayacaktır, bu ders. Zaten Türkiye’de okuma seviyesi düşük. Bu dersin getirilmesiyle başarı seviyesi daha da düşecektir. Dolayısıyla Osmanlıcanın okullarda ayrı bir ders olarak okutulmasını olumlu karşılamıyorum.

 

ALİ SÜTÇÜ (LİSE ÖĞRENCİSİ)

 

Derslerde Osmanlıca olsun istiyorum. Çünkü yaşadığımız bu toprakların geçmişini öğrenmek için Osmanlıca gereklidir. Bulunduğumuz coğrafyada Kürt, Türk, Arap halkları var. Osmanlıca da bu üç dilin karışımıdır. Dolayısıyla Osmanlıca Dili’nin okutulması, iyi olur. Ayrıca Türkçe Dili’nin yobazlaştığını da düşünüyorum. Farklı, yancı kelimeler Türkçe Dili’ne girmiş. Bu açıdan da Osmanlıca Dili’nin okutulması iyi olur.

 

AYŞEGÜL RÛSPÎ (İŞLETMECİ)

 

Kürtçe gibi köklü bir dil dururken, Osmanlıca Dili’nin derslere konulmasını gerekli bulmuyorum. Osmanlıca kayıp bir dildir. Kayıp bir dili de tekrar gün yüzüne çıkarmanın ne gereği, anlamı var? Tamam, geçmişi öğrenmek adına ya da kaynak kitapları okumak adına tabi ki her dil gibi Omsalıca da gerekli. Ama bunu ilkokul düzeyinde okutmak çok saçma. Üniversitelerde, yüksek okullarda olsun, okutulsun. Onun dışında liselerde veya ortaokullarda müfredata bu dilin eklenmesine hiç gerek yok.

 

LEVENT İNAL (ESNAF)

Osmanlıca hiçbir işimize yaramıyor. Çünkü kabul edelim veya etmeyelim bu dil, geçmişte kaldı. Şimdi tekrar ortaya çıkarıp gündemi böyle gereksiz bir konuyla meşgul etmenin anlamı nedir? Türkiye’de çok daha önemli sorunlar varken, neden bu tür konularla gündemi meşgul ediyoruz? Osmanlıca yüzünden, okuduğum Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bırakmak zorunda kaldım. Çünkü çok zor bir dil. ve bu dili öğrensek dahi bunun bir getirisi olmayacak. Okullarda öğrencilere Osmanlıca öğreterek o öğrenciye ne kazandıracağız? Zaten dersler oldukça ağır ve müfredatlar sürekli değişiyor. Bir de buna Osmanlıca eklenirse okul okumak bir hayli zorlaşacaktır diye düşünüyorum.

 

 

VAHAP ESMER (ESNAF)

Ben, Osmanlıca’nın ders olarak okutulmasına karşı değilim. Ne kadar dil bilinirse, o kadar faydası var. Lakin zorunlu ders olarak, okutulmasına karşıyım Zorunlu bir şey varsa, bu yavrularımızın durumudur, halkınızın ekonomik durumudur, eğitim durumudur, KPSS durumudur. Ülkemiz bu kadar sorunla iç içeyken, Osmanlıcayı zorunlu ders olarak okutmak, sıkıntıdan başka bir şey getirmez. Ülkemizin birinci sorunu çözüm sürecidir, Kürt sorunudur. Osmanlıca, Arapça, Kürtçe, Çince, Rusça ve Almanca Dillerine tabi ki karşı değilim. Dillere saygım vardır. Karşı olduğum nokta, bu dillerin zorunlu ders olarak okutulmasıdır. Seçmeli ders olarak okutulsun, kim neyi seçerse, o dili okusun. Bu daha hakkaniyetli olmaz mı?

 

BÜNYAMİN AVCI (ÖĞRENCİ)

Osmanlıca’nın liselerde zorunlu ders olarak okutulması bence hiç hoş değil. Gereksiz bir uygulama olacak. Eserler açından ele alacaksak, günümüze kadar gelen eserler, çok az. Çoğu Türkçeye çevrilmiş zaten. Ayrıca Kürtçe e gibi köklü, sağlam bir dil dururken, Osmanlıca’ya bu ilginin sebebini de anlamış değilim. Hani Lazca bilsem örneğin daha çok işime yarayacak. Çünkü Karadeniz’e gittiğimde orda iletişim kurmama yarayacak. Ama bir Osmanlıca dili nerde neden işime yarayacak? Çok istiyorlarsa okullarda okutmayı, seçmeli yapsınlar. İsteyen seçsin okusun. Bu tür uygulamalarla, böyle küçük şeylerle beyinleri ancak uyuştururlar.

 

MERAL TURAN (SATIŞ DANIŞMANI)

İyi düşünülmüş,  müfredata Osmanlı dili ekleniyor. Bu müfredatı gördükten sonra, kendini şanslı hisseden tek kişi, ben değilimdir muhtemelen. Dil bir iletişim aracı değil mi yoksa? Ya da insanlar arasındaki iletişimin tamamen ölmesi mi isteniyor? Kürtçe, Lazca vb. birçok dilin konuşulduğu bölgeler varken, neden Osmanlıca? Neden seçmeli değil de zorunlu. Atalarımızla ruh seansları mı yapılacak, rüyalarımıza Osmanlıca mesajlar mı gelecek? Kaç eser var, en çok satanlar listesinde kaç kitap var?  Toplum içinde, iletişim kurduğumuz kendi anadilimiz bile asimile olurken, Osmanlıca’nın hafızamızda kendini tutma süresi ne kadar olabilir ki?  Oysa zorunlu tutulan birçok şey, özgür düşünülmesini engelleyen at gözlüklerinden başka bir şey değil. En büyük eksiğimiz, yeteneğimizin farkına varmadan yaşamak, hep taşıyıcı olmak, var olan yeteneği bize bahşedilmemiş gibi izlemek, tat alma duyularımızı öldürüyor. Sağa bakma! Sola bakma! Önüne bak! Dayatması yapılıyor. Belli bir süre sonra gözlüklerimizi takmadan, gözlerimizi açamaz duruma gelmek, iç açıcı bir durum değil. Dışarıda bir dünya var. Bu dünyanın içi ve dışı var ama gözlerimizi bağlamamız söyleniyor.

 

MURAT YILDIZ (ÖĞRENCİ)

Osmanlıca öğretilmesinde bir sıkıntı yok tabi ki. Dil bilmek güzel bir şey. Atalarımızın bize bırakmış olduğu dili konuşmak, bir açıdan güzel aslında. Lakin Osmanlıca Dili’ni zorunlu kılıp da kendi anadilimiz olan Kürtçeyi saf dışı bırakmalarına anlam veremiyoruz. Yapılan yanlışın farkına vararak, bir şeyleri düzeltmeleri gerekiyor artık. Madem anayasadan, özgürlükten söz ediliyor. O zaman hakkımız olan hak cümlesinden, bizi yoksun bırakmasınlar. 

 

MUSTAFA GÖK (ESNAF)

Türkiye’de 20 milyon olmak üzere, dünyadaki sayıyla birlikte 40 milyonu aşkın Kürt’ün dilini değil de Osmanlıca’nın zorunlu gösterilmesi, okutulmak istenmesi son derece saçmadır. Türkiye’de Kürt diye bir gerçek var. Bu gerçek görmezden gelinip Osmanlıca gibi bir dilin zorunlu yapılması, mantık dışı bir uygulamadır. Bunun hiç de iyi niyetli, masumca bir uygulama olmadığını düşünüyor ve komik buluyorum. Dillere tabi ki saygım var. Ama Osmanlıca’dan önce gelen daha önemli bir dil, yani Kürtçe var.

 

 

 

MEHMET ŞİRİN YILMAZ (GAZETECİ)

Bence Osmanlıca, okullarda okutulması gerekir. Ecdadımızdan gelen bir dildir Osmanlıca. Hal böyle olunca, tarihimizi öğrenmek adına Osmanlıca’yı bilmek gerekir. Osmanlıca yazılan eserler var fakat bunları okuyamıyoruz. Çünkü Osmanlıca Dili’ni bilmiyoruz. Geçmişini bilmeyen, öğrenmeyen halklar, yok olmaya mahkûmdur. Dolayısıyla herkesin bu dili öğrenmesi şarttır.

 

M. ŞÜKRÜ YILDIRIM (TEMSİLCİ)

          

Osmanlıca dili iyidir. Her dilin bir insan olduğunu düşünüyorum. Osmanlıca’yı öğrenen dinini öğrenir.  Osmanlıca’yı bilen bir kişinin Kuran-ı Kerim’i okuması ve anlaması da kolaylaşır. Osmanlıca’yı bilmek tarihi mekanları gezerken, oranın tarihini anlama açısından önem arz etmektedir. Bütün dilleri öğrenmek faydalıdır.

 

 

YUSUF UYANIK ( GAZETECİ)

Osmanlıca okutulsun tabiki. Ülkemizin tarihi oldukça zengin. bu ülkede tüm dillerin özgürce konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Geleceğimiz olan gençlerimizin, bütün dilleri bilmeleri onlar açısından önemlidir. Dolayısıyla tüm dillerin, özgürce konuşulabilmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkçe, İngilizce, Kürtçe, Arapça vs. Biz demokratik bir ülkede yaşıyorsak, herşeyin demokratik ölçülerde ve çerçeve de olması gerekiyor.

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...