UNUTULAN SESSİZ ÇIĞLIK İNANÇ (1)

UNUTULAN SESSİZ ÇIĞLIK İNANÇ (1)

UNUTULAN SESSİZ ÇIĞLIK İNANÇ (1)

Hiç aklıma gelmezdi devri alemin sarp sokaklarının dehlizlerinde dolaşacağım. Nasılda kan gölüne dönmüş caddeler, gözyaşları yağmur olup evlerimizi su basmış ve bir isyan çığlığı ALLAH varsa bir ışık ihsan eylesin aleme, Allah varsa kötülükleri bitirsin! Peki cevap ne olmalı?

Ney gibi aşk yangınıyla susar mısınız bu çığlığa? Yoksa Müslümanlık emaresi cüz-i iradeyi kullanıp gecenizin aydınlığında Hz. Ömer (r.a) gibi kurtların kuzuları kapmasına engel olacak imani bir güçle cihan-ı aleme Allah var mı diyorsunuz! Ya gafletteki bencillikle uyuyan Müslüman! Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mı dersin?

Peygamber Efendimiz (sav), amcası Ebu Cehil’ in kapısına kaç kere gitmiş ALLAH’ ınvar olduğunu delilleriyle bizatihi sunmuş. Peki ya bizler Allah’ın varlığından şüphe edene kaç kere kapısına vardık da bizi kapısından kovdu, taşladı, yollarımıza dikenler döktü. Müslüman neydi tekrardan öğrenmeli mi tekrardan hayatımıza çeki düzen mi vermeli? Nefsi emarenin kapanlarını bulup kaldırmaya var mısın ey gül mevsimine hasret dünya?

Francis Bacon’un birsözü ’’Az bir bilim bilgisi sizi Tanrıtanımaz yapar, derin bilim bilgisi ise sizi Allah’a inanan biri yapar’’ diyor. Zihnimde bir terennüm oluşturdu bu söz; iğnenin ucundan ip geçerse imanda ince bir yol gibigeçtikten sonra sanat eserleri, nakkaşının mührünü aleme sunar.

İnancın anlamıyla, gözlerim emekleyen bir bebeğin yürümesi gibi sonsuzluğa açılan kapıları çalıyor. İnancın imanla bütünleşmesinden insanı kemiren boşluktan sıyırır lahuti bir alemin yolcusu eyler. Bir anlamın parçası olan insan inancın anlamını; bir düşünceye çok sağlam bir biçimde, içten gönülden bağlı bulunma, güvenle doğru sayma, inanma…  İnancın ne olursa olsun bir inanma fıtratı üzerine yaratılan insan inanmadığı şeye de inanıyor. İnkar borsasında sorularla, varlık alemini iradeyle görmemenin gözlereçekilen milin aslında ruhla bedenin çatışmasıyla kasvet sardığını hisseder?

Bedenin çatışmasıkainatın en küçük canlısı içerisinde şifreadındaki (DNA) güzellik Yaratıcısının bir olduğunu haykırır her lisanda. Hücrenin sahibinin kendi olduğunu düşünen insan her bir parmak izinin aynı olmadığını ispatlıyorsa bir yaratıcı olmalı değil mi bunca güzelliği insanın ayaklarına sunması ve bunları görmemek iç dünyamızda bir çatışma değil mi?

Hakiki manada ilim ve bilimin çağdaş okuyucuları olduğumuzda hakikatperdesinin açılması değil mi? Ya hak ve hakikati görmemek gözlerimize çektiğimiz mil değil mi?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...