Deloitte'un Global Mobil Kullanıcı Araştırması'na göre, Türkiye’deki mobil kullanıcılar günde ortalama 78 kez, yani her 13 dakikada bir cep telefonu ekranına bakmaktan kendini alamıyor. Duruş bozukluğu ve kamburluğa yol açan aşırı mobil kullanım, bireylerin sağlığını tehdit ederken, uzmanlar, akıllı cihaz kullanımında abartının hem fiziksel hem de zihinsel sorunlara yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Medicana International İstanbul Hastanesi Klinik Psikolog Melis Çekiç Güllüoğlu, akıllı cihazların yaygınlaşmasıyla sosyal medyaya olan ilgi ve kullanımın bir hayli arttığını söyledi.
Melis Çekiç Güllüoğlu, akıllı cihaz kullanımına mümkün olduğunca geç başlanması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Özellikle 0-3 yaş dönemini kapsayan süreçte, sırf daha kolay yemek yiyor, daha kolay uyuyor diye ebeveynler tarafından masum videolarla başlanan akıllı cihaz kullanımı, önce kötü alışkanlık düzeyinde görülürken, sonra bağımlılık düzeyine ulaşmaktadır.
Ebeveynler evde televizyon izliyor veya telefonla vakit geçiriyorsa 0-3 yaşında bir çocuğun bu duruma maruz kalma süresi en fazla 15 dakika olmalıdır. 5-11 yaş dönemi, yani okul çağı çocuklarında akıllı cihaz kullanımı günde en fazla 2 saat olmalıdır. 12 yaşından itibaren ergenlik döneminde ise televizyon ve diğer medya araçlarının tehlikesi sadece beyin gelişimine olan negatif etkisinden kaynaklanmamaktadır. Dönem gereği özellikle üçüncü şahıslarla etkileşimler sonucu çok vahim olayların başlangıcı olabiliyor. Bu durumu önlemek için ev içi olumlu iletişim, aile bireylerinin birbirleriyle olan bağını güçlü tutması ön planda olmalı. Unutmayın, çocuğunuz arkadaşlarını daha fazla önemsese de hala size ihtiyaç duymaktadır."
"Kendimizi doğru şekilde durma konusunda uyarmalıyız"
Medicana Bahçelievler Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Levent Arslan da kişinin, uzun süre oturduğu veya aynı pozisyonda durduğu zaman duruş pozisyonunu genellikle unuttuğuna dikkati çekerek, "Bu yüzden sık sık duruşumuzu kontrol edip kendimizi doğru şekilde durma konusunda uyarmalıyız." dedi.
Arslan, günlük hayatta yapılan yanlış hareketleri düzelttikten sonra spor ve egzersiz ile duruş bozukluğu ihtimalini azaltmanın mümkün olduğunu vurgulayarak, "İş hayatında oturduğumuz yerde omuz ve göğüs egzersizleri yapabilir, stresi azaltarak duruş bozukluğunu önleyebiliriz. Aktif olarak yapılan bazı sporlar da kas ve eklemleri güçlendirerek duruş bozukluğu gelişmesine engel olur. Özellikle önerilen sporların başında yüzme gelir. Buna ilave olarak yoga ve pilates yaparak da duruş bozukluğunu engelleyebiliriz." ifadelerini kullandı.