YARIM ASIRLIK BİSİKLET TAMİRCİSİ (SELİM AMCA)

YARIM ASIRLIK BİSİKLET TAMİRCİSİ (SELİM AMCA)

YARIM ASIRLIK BİSİKLET TAMİRCİSİ (SELİM AMCA)

Meslek, insanın yaşamını sürdürebilmek için yaptığı ve genellikle yoğun bir eğitim ve çalışmayı gerektiren sürecin sonunda kişilerin kazandığı unvanın adıdır.  Yeryüzünde binlerce meslek bulunmaktadır. Biz öncelikle internet ve diğer kaynaklardan yaptığımız araştırmalar sonucu elde ettiğimiz bilgiler ışığında meslekler hakkında kısaca bilgi verip 1950’li ve 1960’lı yıllarda mesleğe başlamış ve yirmi birinci yüzyılın başında hala mesleklerini sürdürmekte olan usta ve zanaatkârlarımızı tanıtacağız. Bu hafta bisiklet tamircisi Selim Ustanın yaşamından kesitler sunacağız.

BİSİKLETİN TARİHÇESİ

Tekerlek çok eski çağlarda bulunsa da bisikletin keşfi çok yeni sayılır. Bazı kaynaklarda ilk bisikletin çok ilkel biçimde 12. yüzyılda Çin'de görüldüğü belirtiliyor. Bazı kaynaklarda ise Bisiklete benzer makinelerin ilk olarak 18’inci yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıktığını görüyoruz. Bisiklet, birçok makinenin uğradığı talihsizliğe uğramamış, icadıyla birlikte başarıya ulaşmıştır. Bisiklet, motorsuz, iki tekerlekli, pedallı, insan gücü ile ilerleyen bir ulaşım aracı, Yarış bisikleti, dağ bisikleti, şehir bisikleti, motorlu bisiklet, BMX, yatay bisiklet (recumbent), çift kişilik bisiklet (tandem) gibi türleri vardır. Vitesli ve vitessiz türleri bulunmaktadır.

İLK BİSİKLET PEDALSIZMIŞ

İki tekerlekli ancak günümüz bisikletlerinden oldukça ağırmış. 17 yüzyıl sonlarında Fransa'da geliştirilmiş. İnsanlar bisikleti ayakları ile itiyormuş. Aynı, çizgi filmdeki taş devri insanlarının arabaları ayakları ile yitmesi gibi. 1791’de Conte de Sivac, ilkel bisikleti yaptı. İlk önce bisikletlerin tahtadan iki tekerleği, tekerlekleri birleştiren bir tahtası, tahtanın üzerinde oturabilecek bir koltuğu ve dengede durmayı sağlayacak ilkel bir direksiyonu vardı. Benzer araçlar 1816’da J. Nicephore Niepce (1785 – 1833) ve bir yıl sonra da Alman Baron Karl Von Drais tarafından yapıldı. Bu gelişmelerden sonra İskoçyalı Kirpatrick Macmillan 1839’da pedallı bir bisiklet yaptı. John Dunlop’un 1888 yılında hava ile şişirilmiş lastik tekerleği buldu ve bisiklet gelişimine büyük bir katkıda bulundu. Bisiklet için bir dönüm noktasıydı. 2. Dünya Savaşı'nda Avrupa ülkeleri bisikleti askeri amaçla (ordu süratinin artırılması) kullanmışlardır.

OSMANLIDA BİSİKLET

19. yüzyılın başlamasıyla birlikte Avrupa’da önce üst sınıfın kullanmaya başladığı bisiklet, çok geçmeden Osmanlı’da da ülkede yaşayan levantenler aracılığıyla yaygınlaşmıştır. İstanbul’a ilk bisikletler 1880’lerde ithal edilmeye başlanmıştır. Hızlı ulaşım kolaylığı sağlamasından dolayı II. Meşrutiyetin ilanından sonra polis teşkilatı, posta teşkilatı ve orduya bisikletler alınmaya başlamıştır. Osmanlılar dönemindeki ilk bisiklet yarışları Selanik'te yapılmıştır. Daha sonra yasaklanan bu yarışlar, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra tekrar canlanmıştır. Bisiklet ilk dönemlerde Velospid ve “bisiklete binen kimseler” anlamına gelen “Derrace-i” olarak adlandırılmışlardır.

POSTA TEŞKİLATINDA BİSİKLET

1900’lü yılların başında Osmanlı’da posta teşkilatında da bisikletin kullanılmaya başladığı görülmektedir. Posta teşkilatında etkili bir şekilde kullanılan bisikletlerin emniyet teşkilatına da örnek olduğu belgelerden anlaşılmaktadır. Emniyet Umum Müdürlüğü’nde 1919 yılında bir bisiklet bölüğü kurulmuştur. Bu bölüğün kurulması için bisiklet kullanacak kabiliyette on iki kişi seçilmiştir.

ULAŞIM ARACI OLARAK BİSİKLET

1907 yılında İstanbul’da kullanılan bisikletler belediye teşkilatı tarafından kayıt altına alınmaya çalışılmıştır. Her bir bisiklete numara verilerek sahibi ve binicisinin adı Şehremaneti ve Zaptiye Nezareti'nde tutulan deftere kaydedilmiştir. Kayıt sırasında işlemler için her bisikletten yarım lira rüsum alınmıştır. Bisiklet 1913 zabıta talimatnamesinde bir taşıt aracı olarak kullanılmıştır. Talimatnamede velospid, bisiklet ve el arabaları için ruhsatiye varakası, daire ve sıra numaraları alınması, ayrıca gece yakmaya mahsus fener ve arkaya takılacak kırmızı fener bulundurulması hükmünün getirildiği görülmektedir. 1914 yılında Galata Köprüsü geçiş ücretleri arasına bisiklet dâhil edilmiştir.

ORDU TEŞKİLATINDA BİSİKLET

Osmanlı’nın son yıllarında ordu teşkilatında da bisiklet kullanıldığı, bisiklet alımları için yapılan yazışmalardan anlaşılmaktadır. 1915 yılında jandarma piyadelerinin kullanımı için bisiklet alınmıştır. Ordu içinde bisikletli birliklerin de yer aldığı arşiv belgelerinde kayıtlıdır.

CUMHURİYET DÖNEMİNDE BİSİKLET

Cumhuriyetin döneminde bisiklet gündelik hayatta daha çok yer bulmaya başlarken, sportif anlamda da gelişmeler yaşanmış, sporcu ve yarışma sayısı artmıştır. Bisikletin ilk geldiği 1890’lı yıllardan bu yana aradan geçen 120 yıllık sürede Türkiye’de bisikletin hem gündelik hayatta kullanımı artmış, hem de sportif anlamda hareketlilik yaşanmıştır. Ancak Türkiye’de bisikletin sağlıklı ulaşım aracı olarak gelişmiş ülkeler düzeyinde yaygın bir şekilde kullanıldığını söylemek zordur. Beden sağlığı, enerji tasarrufu, çevre bilinci gibi nedenlerle bisiklet kullanımının teşvik edilmesi, kentlerde yolların buna göre düzenlenmesi çağdaşlığın bir gereğidir.

 

***

 

YARIM ASIRLIK BİSİKLET TAMİRCİSİ (SELİM AMCA)

Batman'da bisiklet tamirciliğini yapan 70 yaşındaki Selim Saltekin, yarım asırdan fazladır işini severek yapıyor.

1944 yılında Midyat'ta doğdu. Babası çiftçilikle uğraşıyordu. Estel İlkokulu’nda 5. sınıfa kadar okudu. 64 yılında ailesi Batman'a göç etti. 65 yılında askere gitti. Mersinde 2 yıl askerlik yapan Selim Saltekin, dozer operatörü olarak görev yaptı. Asker dönüşü yaptığı tüm iş başvuruları ve girişimleri sonuçsuz kaldı. Hamallık yapamaya da gücü yetmeyince, Bisiklet tamirciliği yapmaya karar verdi. 1968 yılında 2.cadde 717 sokakta şimdiki Ulu Cami minaresine açılan sokağın başında dükkan açtı. Artık Selim Usta olarak anılmaya başladı.

BOZ YAP YÖNTEMİYLE MESLEĞİ ÖĞRENDİM

O dönem Batman'da iki ya da üç bisiklet tamircisi olduğunu belirten Selim Usta “O dönemde bisiklet tamircileri olarak mekanları cennet olsun Rahmetli Titto ve Arro vardı. Bende şoför olduğum için elim tamire yatkındı. Dükkanı açtım. İlk gün bir genç geldi. Bisikletin tekerleği patlaktı. Onu tamir ettim 50 kuruş verdi. O günden beri bisiklet tamir ediyorum” diyor.

GİT GEL MİNARE 25 KURUŞ

Tamir parası az gelince bisiklet kiraya vermeye başlıyor Selim Amca, 35 yaş üstü tüm gençlerin o kiralık bisikletlere en az bir kez bindiğini ileri süren Selim amca hayatında güzel bir anı olarak kalan o günleri “Bisan bisikletleri yeni gelmişti. Birde Phonex marka vardı. Herkes alamıyordu. Tamirden pek fazla kazanamıyorduk. 69 yılında 3 tekerlekli küçük bisikletlerden 3 adet aldım. Bunları çocuklara kiraya verdim. Ancak herkes bisiklet sürmesini bilmediği için gençlerde biniyordu. Sokağın başından minareye kadar gidip geliyordular 25 kuruş kira alıyordum. Sokak kapalı alan olduğu için çalınma riski de yoktu. Ancak işin yoğun olduğu zamanlarda fazladan tur atıp üçkâğıtçılık yapanlar vardı” ifadeleriyle anlatıyor.

KİRAYA VERDİĞİ BİSİKLETLER ÇALINIYOR

Daha sonra fabrikadan 5 adet yeni Bisan marka bisiklet alan Selim Usta, bunları büyüklere kiraya vermeye başlıyor. Saati 3 liradan kiraya verilen bisikletlerden iki tanesi çalınınca Selim Usta, çalınan bisikletleri bulmak için sokak sokak geziyor. Bisiklet aramaktan iş yapmaya fırsat bulamayan Selim Usta, bisikletleri kiraya vermekten vazgeçip bisiklet satmaya başlıyor.

BİSİKLETLER GELİN GİBİ SÜSLENİYOR

Bisiklete talep artınca yedek parça da satmaya başlayan Selim Usta, o dönem insanların bisikletlerini çok sevdiğini, gelin gibi süslediklerini belirtiyor. Bu süs merakı nedeniyle, dinamo, lamba, tozluk, bayrak, ön direkler, zil, çıkartma, cant fitili, göbek fitili gibi değişik aksesuarların satışlarında patlama yaşanıyor. Özellikle serbest meslek sahibi, inşaat işçileri ile boyacıların bisikletlerinin 500 metreden fark edildiğini ileri sürüyor.

MOTOR TAMİRCİLİĞİ İÇİN MOTOR ALDIM

Daha sonra motor tamirciliğine de başlayan Selim Usta, hayli ilginç olan motor tamir serüvenini “Jawa motor vardı. Tamirinden anlamıyordum. 1976 yılında bir motor aldım. Bozup yaptım. Yapboz yöntemiyle motor tamirciliğini öğrendim. Ondan sonra tamirciliğe de başladım. Daha rus yapımı İJE motorları çıktı. Bunları alıp satmaya başladım” diyerek anlatıyor.

İŞ ÇOKTU PARA YOKTU

O dönemde işlerin yoğun olduğunu anlatan Selim Usta “Ancak insanlarda para yoktu. Kazancımız azdı. Şimdi de değişen bir şey yok, şimdi iş az olduğu için yine para az” diyor.

ARABA MERAKI, BİSİKLETE İLGİYİ AZALTTI

Birçok işçi yetiştirdiğini bunlardan büyük bir kısmının dükkân açıp iş hayatına atıldığını hatırlatan Selim Usta, 80'li yıllardan sonra başlayan araba sevdasının bisiklete olan ilgiyi azalttığına dikkat çekiyor. İnsanların araba merakı yüzünden sona eren bisiklet merakının Avrupa'da yeniden canlandığını ancak Türkiye'de özellikle bölgede yok denecek kadar az olduğunu belirten Selim Usta,  Bisikletin hem sağlık için hem de çevre için en iyi ulaşım aracı olduğunu söylüyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...