Yavuz Ağıralioğlu ne yapacak?

Manevi yeğenim, hem dostum hem arkadaşım Murat İlhan’ın Anahtar Parti ve Yavuz Ağıralioğlu’na duyduğu sevgi, saygı, inanç ve güvenin etkisinde kaldığım durumu daha önceki makalemde dile getirmiş ve Murat İlhan gibi içi temiz gönlü güzel insanların politik yol yürüyüşlerine katkı vermek adına Anahtar Parti ve onun lideri Yavuz Ağıralioğlu’nun politik arenadaki başarısını irdeleyeceğimi söyleşmiştim.

Yavuz Ağıralioğlu ne yapacak?

Bu duygumun temel sebebi şudur.

Murat İlhan gibi siyasete hevesli, arzulu ve istekli genç insanlar politik başarısızlıkta ciddi hayal kırıklığına uğradıklarında yeni nesil siyasete karşı mesafeli ve uzak durmaya başlar. Bu noktada temel paradigma ‘Murat İlhan siyasette bu partiye çok emek verdikten sonra hayal kırıklığına uğramış ise ben neden politika sahasına ineyim.’dir

İşte tam bu noktada Murat İlhan’a ve onun gönül verdiği Yavuz Ağıralioğlu ile Anahtar Parti’ye 35 yıllık deneyimlerinden süzülen tecrübe, öneri ve bilgilerimi aktarmayı bir görev kabul ettim.

Şu hususu bilmek siyasetin olmazsa olmazıdır.

Bu ülkeyi yönetme iddiasıyla yola çıkan Partiler ve liderler İç ve Dış dinamiklerin gücünü arkalarına almadıklarında iktidara ulaşmak imkânsızdır.

Bu iki dinamikte o partinin ve liderin toplumda yaratacağı umut rüzgârını kendilerine ilk ölçüt alırlar.

Ak Parti’nin kuruluşundaki olaylar ve politik durumlar göz önüne alındığında ne kast ettiğimiz anlaşılabilir.

Toplumsal aklın çalışma biçimini bilmeden, toplumsal akılla kitlesel davranışları irdelenmeden masa başında ve genel merkezlerdeki planlamaların başarıya ulaşma şansı ve imkânı yoktur.

Dillendirildiğim bu husus en iyi bilenlerden biri Cumhur reis Erdoğan’dır ve sürekli AKP kadrolarda yenileşmenin önemine atıfta bulunurken yerel teşkilatların daha iyi çalışmasını ısrarla dile getirmektedir.

Türk toplumu sandığa gitmeden çok öncesi politik tercih kararını verir. Siz bakmayın bazı anket firmalarının kararsız seçmen demelerine. Kararsız seçmen dedikleri insanlar ya partilerinden soğumuş insanlardır, ya yeni seçmen olanlardır ya da destekledikleri partilerin yozlaşmasından bıkanlardır.

Bu büyük kitle oy vermeye 48 saat kala durumlarını netleştirir ve belirledikleri iki seçenekten birini tercih ederler.

Toplumun Yeni kurulan partilere bakış açısı çok ilginçtir.

Seçme hakkını kullanacak insanların yeni kurulan partilere yöneltecekleri ilk zihinsel soru ‘Senin Farkın Ne’ Sorusudur.

Bu soruya yine seçmen kendi gönül ve zihin dünyasında cevap arar.

Seçmenin ikinci sorusu ise;  ‘Bana benim zihnimdeki arayışlara ne cevabın var’ sorgulamasıdır.

Siyasi rüzgâr bu sorulara verilecek etkin ve doyurucu cevaplarla esmeye başlar ve bu dalga hareketi bütün Anadolu’ya dalga dalga yayılırken bu esintinin serinletici etkisi büyük şehirlerde vücut bulur.

Türkiye’de seçmen sadece partinin liderine bakmaz.

Partinin tüzüğü, ülke mesellerine verdiği çözümler ile bu çözümlere yönelik projelerde çok önemlidir.

Kısaca bahsettiğim bu hususları geçen yıllarda kaleme aldığım ve Anadolu kentlerin birçoğunda yayına giren seçmenin İhtiyaç Listesi makalemde etraflıca anlatmıştım.

Şimdi ana konumuza dönmeden önce Yavuz Bey ve ekibine şu soruyu yöneltmekte yarar var.

Okuduğum kadarıyla ve araştırmalarım sonucunda parti kuruluş tüzüğünüz ülkenin sorunlarını tespit etmekte doyurucu ve tatmin edici ama bana göre en temel bir husus gözden kaçmış

Ülke sorunlarını çözümleme ve mesellere proje üretme noktasında Stratejik yol haritanız ne?

Stratejik yol haritanızın en önemli dönemeçlerinde hangi siyasi hamle metodunu öne çıkaracaksınız.

Devam Edecek…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...