Babası köy muhtarıdır ayrıca tarım ve hayvancılıkla uğraşır. Ardıçlı İlköğretim Okulunu bitiren Hüsnü Erin, köyde ortaokul olmadığı için okumak için Batman’da ikamet eden ağabeyinin yanına yerleşir. Batman'a okumak için gelen Erin'in aklında bir meslek yoktur. O zaman büyüklerin yönlendirmesiyle hareket ettiklerini belirten Erin “Çocuk yaşta bizim kendi irademiz de yoktu. Büyüklerin yönlendirmesiyle hareket ediyorduk. Tek dileğim köyden çıkmaktı. Köyden çıkmanın yegâne yolu da okumaktı” diyor.
Batman'a geldikten sonra o dönem TPAO'nun içinde bulunan Site Ortaokulu diye tabir edilen Atatürk Ortaokuluna başlayan Erin, boş zamanlarında ağabeyinin çalıştığı kuru temizlemeci dükkânına gidip gelmeye başlar.
KURU TEMİZLEME BATMAN’DA ÇOK YENİ BİR MESLEK
O zamanlar kuru temizleme mesleği Batman’da henüz çok yenidir. Batman'da sadece bir tane temizleme dükkânı vardır. İlginç makinelerin bulunduğu dükkân herkesin dilinde. “Bu dükkânda ne iş yapılır, nasıl yapılır, kim açmış” gibi sorular vatandaşın kafasını meşgul ediyor. Herkes kendince yorum yapıyor. Gördüklerini duyduklarını anlatıyor.
BİR MAKİNE VAR, ESKİ ELBİSENİ ATIYORSUN YENİ OLARAK ÇIKIYOR
Vatandaş da bu mesleğe yabancıydı. Köyden gelip Batman’ı gezen vatandaşlar dükkânın içindeki makineleri pür dikkat inceler ahretlik sorular sorarlarmış. Köye gittiklerinde de “Batman’da bir dükkân açılmış eski elbiseni veriyorsun yepyeni olarak sana veriyor” diye konuşuyorlarmış.
Peki, ilk kuru temizleme dükkânını Batman'da kim açmış. Erin'in anlattığına göre, Batman'a kuru temizlemeyi Laz Osman getirmiş. Aslen Karadenizli olan Erin, İstanbul'dan gelmiş. Sitede o dönem güvenlik şefi olarak görev yapan biri tarafından teşvik edilmiş. Site Kuru Temizleme adlı ilk kuru temizleme dükkânını şu an altıncıların yer aldığı o dönem çıkmaz pasaj diye adlandırılan pasajda açan Laz Osman, daha sonra Japon Pasajının karşısına taşınmış.
GETİR GÖTÜR İŞLERİNE BAKIYOR
Hem okula giden hem de dükkânda çalışan Erin, ilk olarak temizlik ve getir götür işlerine bakar. 6–7 yıl çırak olarak çalışır. Erin, liseye başladığında ağabeyi askere gider. Asker dönüşü Otel Aydın'ın altında Diba Kuru Sistem Elbise Temizleme dükkânını açarlar. Laz Osman'ın yanında getir götür işlerine bakan Erin, kendi işyerlerinde makinelerin başına geçer. Kısa sürede mesleğin tüm inceliklerini öğrenir.
ÜTÜYÜ TÜP GAZLA ISITIYORDUK
Herkesin şaşkın bakışlarla izlediği, dillerinden düşürmediği o günkü temizleme makinelerinin bu günün üst düzey teknolojik makinelerinin yanında hayli geride olduğunu belirten Erin, o günleri “İlk makinelerimiz mekanikti. Kurutma yapmıyordu. Sıkma yapıyordu. Makinelerde kalan ilacı pompa ile alıyorduk. İlaçtan gözlerimiz kızarıyordu. Bizi çok etkiliyordu. Postera ütü paskarasını marangozda yapıyorduk. Üstüne keçe monte ediyorduk. Eski ütülerimiz vardı. Tüp gazın üstünde ısıtıyorduk. Elbisenin yanmaması ve parlamaması için üstüne bez bırakıyorduk. Daha sonra otomatik makineler çıktı. Şimdi dijital makinelerle çalışıyoruz. İlacı kendi alıyor, koku yok çok rahat” sözleriyle anlatıyor.
ESKİDEN İŞ ZAHMETLİYDİ AMA ÇOKTU
Teknolojinin gelişmesi ve çamaşır makinelerinin her eve girmesi ile işlerin eskiye göre biraz düştüğünü ileri süren Erin “Eskiden, herkesin evinde ütü çamaşır makinesi yoktu. Elbiseler yıkandıktan sonra ütüsüz giyiliyordu. Memurlar, kendisini sevenler ve takım elbise giyenler bizim önemli müşterilerimizdi. Bir de çıkması zor lekeleri çıkartıyorduk. Şimdi çok gelişmiş japon yapıştırıcı hariç onun dışında tüm lekeleri çıkartıyoruz” diyor.
“Kuru temizlemede en önemli iş ütünün başına geçmekti” diyen Hüsnü Usta “Bu meslekte kumaşı tanıması lazım. Her kumaşın programı ayrıdır ilacı ayrıdır. Kaşe kot, sentetik, yün bunları tanımak lazım ütüleri bile farklıdır. Hangi lekenin hangi ilaçla çıkacağını bilmek önemlidir” ifadelerini kullanıyor.
GURBET YILLARI
1993'e kadar ağabeyi ile Dibayı işleten Erin, dükkanı yanlarındaki kahveciye devreder ve gurbete çıkar. Mersin’de kuru temizleme dükkanı açan Erin, 2 yıl dükkanı işlettikten İstanbul’a gider. Burada büyük bir firmada ustabaşı olarak çalışmaya başlar. Laz Osman ve ağabeyinden öğrendikleri ile kendini bilge biri olarak gören Erin, yaklaşık on yıl çalıştığı metropollerde hala öğreneceği çok şey olduğunun farkına varır. Metropollerde edindiği yeni bilgiler ve yılların tecrübesiyle 2010 yılında Batman’a dönen Erin, kendi adını verdiği Erin DRY Performans kuru temizlemeyi açar.
Yıllardır aynı mesleği yapmaktan mutlu olduğunu ifade eden Erin “Çocuklarımı bu meslekle büyüttüm, Geçimimi bu meslekle sağlıyorum. Hayatımdan gayet memnunum. Bugüne kadar hiçbir zaman işsiz kalmadık. Sağ olsun sevenlerim, dostlarım, eski müşterilerim beni yalnız bırakmadı” diyor.
SAĞLIĞIM ELVERDİĞİ MÜDDETÇE DEVAM ETMEK İSTİYORUM
Yanlarında çalışan birçok kişinin sonra kendilerine dükkan açtığını belirten Hüsnü Erin “Sağlığım elverdiği müddetçe devam etmek istiyorum. Benim için müşteri memnuniyeti her şeyden önemli. Birçok müşterim yıllardır bana gelen insanlar. Bu insanlar memnun olmasa bana gelmeye devam eder miydi?” diyor.
Erin, temizlenmek için getirilen elbiselere çok dikkat ettiğini ve kendisine verilen bir emanet gözüyle baktığını söyleyerek “Bana getirilen her elbise benim için önemli bir emanettir. Bu nedenle hepsine gözüm gibi bakarım. Gelip alınana kadar o bana bir emanettir. Bana verilip alınması unutulan elbiseleri bile atmıyor saklıyorum. Gün gelir sahibi elbisesini isteyebilir diye. Bu konuda çok hassasım” ifadelerini kullanıyor.
***************
KURU TEMİZLEME NEDİR?
Kuru temizleme, ürünlerin üzerinde bulunan kir ve lekeleri çıkarmak için solvent adı verilen özel bir kimyasal ilaç ile yapılan temizleme işlemidir.
Kuru temizleme, ismine rağmen kuru olarak yapılan bir işlem değildir. Yapılan temizleme işleminin kuru olarak tanımlanması işlem sırasında kullanılan sıvıların neredeyse hiç su içermemesinden kaynaklanır.
Kuru temizlemenin ilk dönemlerinde kullanılan benzen, gaz yağı ve benzin gibi sıvılar, son derece tehlikeli ve yanıcıydı. Bundan dolayı kuru temizleme mesleği, solventler kullanılmaya başlanıncaya kadar tehlikeli bir işti. 1930’larda percholoroethylene’nin (yanıcı olmayan, sentetik solvent) tanıtılmasından sonra bugün dünyadaki birçok kuru temizleme firması solvent kullanmaktadır.
KURU TEMİZLEME TARİHİ
Kuru Temizleme tarihi antik zamanlara, tekstil giysilerinin başlangıcına kadar uzanır. İlk zamanlarında küllü su, amonyak ve bir çeşit killi çamur giysiler üzerindeki yağı çıkarmak için kullanılıyordu. Kuru temizlemenin orijini hakkında çeşitli görüşler olmasına rağmen, petrol bazlı bir sıvının makine yağlı bir kumaş üzerine dökülmesi ve buharlaşmasından sonra yağ lekesinin hayret verici bir şekilde çıkması kuru temizlemenin doğuşu hakkında herkesin üzerinde birleştiği bir noktadır. İlk kuru temizleme mağazası 1840 yılında, Paris’te Jolly Belin tarafından açılmıştır.
GİYSİLER VE TEKSTİL ÜRÜNLERİ İÇİN KURU TEMİZLEMENİN ÖNEMİ
Kuru temizleme işleminin ana işlevi; ıslak temizlemeyle zarar gören kumaş dokularını yıpratmayarak uzun ömürlü olmalarını sağlamaktır. Ayrıca sık kuru temizleme yapılması, giysilere zamanla yerleşerek kumaş liflerine nüfus eden ve zımpara gibi aşındırıcı etkisi olan kirleri ve pisliği çıkararak giysilerin yeni alınmış gibi bir görüntüye sahip olmasına yardımcı olur.
KURU TEMİZLEME VE LEKE ÇIKARMA
Lekelenen giysiler için dünyada en etkili çözüm; ön leke çıkarma müdahalesinin yapıldığı kuru temizleme işlemidir. Lekeler için zamanında müdahale edilmemesi veya internette kimin yazdığı dahi belli olmayan tavsiyelerle ve tuz, limon, kolonya, sirke, yumurta sarısı, gliserin, tiner, terebentin gibi maddelerle yapılan deneme yanılma müdahaleleri lekenin çıkmasını imkansız hale getirebilir.