Atatürk Üniversitesi bünyesinde kurulu Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezinde, üniversitenin öz kaynaklarıyla üst düzey bilimsel araştırmaların yapılması, biyoçeşitliliğin korunması ve eğitim anlamında topluma katkı sunulması hedefiyle Biyoçeşitlilik Bilim Müzesi kuruldu.
Doğu Anadolu başta olmak üzere çeşitli illerdeki nehir, baraj ve göletlerde 1970'li yıllarda akademisyenlerce toplanan ve özel sıvının içinde kavanozlarda muhafaza edilen turna, yılan, sazan, alabalık, hamsi ve tatlı su balığı gibi 2 bin balık, yakın zamanda açılacak Biyoçeşitlilik Bilim Müzesi'ne konuldu. Yurt içi ve dışından akademisyenlerce bilimsel çalışmaların yapıldığı müzede, söz konusu balıkların yanı sıra Türkiye'nin dört bir yanından 60 yılda toplanan 10 bin türden oluşan dev mamut, dinozor ve balina replika koleksiyonları ile çok sayıda türden oluşan bitki, böcek, memeli hayvan, sürüngen ile milyonlarca yıl öncesine ait fosillerin olduğu 250 bin birey özenle muhafaza ediliyor.
"BİLİM İÇİN HENÜZ TANIMLANMAMIŞ TÜRLER DE VAR"
Atatürk Üniversitesi Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Gültekin, AA muhabirine, müzeciliğin sonsuz bir iş olduğunu söyledi. Araştırma merkezi bünyesinde "Journal of Insect Biodiversity" adlı uluslararası dergi çıkarıldığını ifade eden Gültekin, "Merkezde uluslararası konuk bilim insanlarıyla çalışıyoruz. Anadolu'nun fauna ve flora elamanlarını çalışıp bunlardan korunması gerekenleri önceleyerek bilimsel veriler oluşturuyor, aynı zamanda kanıt örnek niteliğindeki koleksiyonları da müzemize kazandırıyoruz. Bunun içerisinde rastladığımız ya da karar verdiğimiz, bilim için henüz tanımlanmamış, isimlendirilmemiş türlere de rastlıyoruz." dedi. (AA)