Pazar günü sandık başına gideceğiz. Verdiğimiz oylarla, deyim yerindeyse hem kendi hem de ülke halklarının kaderini tayin edeceğiz.
Kafasında “kime oy vereyim?” sorusu olanlar için yoğun bir çalışma temposuna girdim ve partilerin milletvekili adaylarını tanıtmak için ardı ardına söyleşiler kaleme aldım.
Söyleşi maratonumun finalini, Halkların Demokrat Partisi (HDP) Batman Milletvekili Adayı Mehmet Ali Aslan’la gerçekleştirdim.
Sayın Aslan, Batman siyasetine renk katan bir isim. Batman’a geldiği günden bu yana, yaptığı açıklamalarla sık sık dikkatleri toplamayı başarmış, “HDP’ye oy vermek sevaptır” sözüyle de gündeme oturmuş bir aday. Bugünkü söyleşimiz ise daha renkli ve dikkat çekici…
Kendisine Pazar günü yapılacak olan seçimde başarılar diliyor, siz okurlarımıza mutlu ve umutlu bir hafta diliyorum…
“SİYASET, HAYATIN HER ALANINA NÜFUS ETMİŞ”
Eğitimci kimliğine sahip olan Batman Milletvekili Adayı Mehmet Ali Aslan’a “Neden Siyaset?” sorusunu yöneltiyoruz. Sayın Aslan “Siyaset, hayatın bütün alanlarına nüfus etmiş durumda. İş hayatını, din hayatını, dili, kültürü, kısacası hayatın bütün alanlarını etkiliyor. Mesela dilin, mecliste dillendirilemiyorsa, onunla ilgili ön açıcı yasalar çıkmıyorsa sen o dili ya da kültürü yaşayamıyorsun. Dolayısı ile herkes siyaset öğrenmeye mecbur kalıyor.
“İLK KIVILCIM LEYLA ZANA’NIN KONUŞMASIYLA BAŞLADI”
“Neden HDP?” sorusunu yönelttiğimiz Vekil Adayı Aslan’dan “Liseyi Diyarbakır Hazro’da okudum. HEP’in kurucularını tanırdık. Hemen hemen hepsi işkence görmüş insanlardı. Televizyonlar o insanları katil ve cani gibi gösteriyordu. Bu durum bizi rahatsız ediyordu. Bu, HDP’de yer alma nedenlerimden biriydi. Sorguluyorduk, televizyonlarda katil olarak gösterilen adamlar ne istiyor? Adam dilini istiyordu, demokratikleşme, kardeşlik, eşitlik istiyordu. Bu nedenlerden dolayı, o dönemler bedenen olmasa da ruhen ve kalben o safta yer almaya başlıyorduk” yanıtını alıyoruz.
“ARAP OLMAMA RAĞMEN KÜRT MÜCADELESİNE İLGİ DUYDUM”
“Siyasete atılmanızı sağlayan o ilk kıvılcım nasıl gelişti?” diye soruyoruz. Konuğumuz “91’lerdeydik. 15 yaşlarındaydım. Hazro’da yaşıyordum. Leyla Zana, Hazro’ya gelmişti. Sokakta konuşma yaparken, Mecliste Kürtçe konuşacağım dedi. Çok heyecanlandık. Ezber bozacak, Kürtçe konuşacak, orada Kürtlerin sesi olacak diyorduk. Ben Arap olmama rağmen, Kürtlere yapılan bu zulüm bana yapılmış gibi hissederdim. Hepimiz ailece yemin töreni için televizyonlara kilitlenmiştik. TRT’de yayını verdiler. Sıra Leyla Zana’ya geldi. Başta Türkçe okudu. Şaşırdık. Son cümlesinde, bu andı Türk ve Kürt olmak üzere bütün halklar için okuyorum dedi. Benim wolkmen’im vardı. Sesi kaydetmiştik. Çok mutlu olmuştuk. Keşke ben de kendi dilimle böyle bir şey yapabilseydim dedim. Bu harekette yer almamın kıvılcımı oldu” açıklamasını yapıyor.
“KENDİMİZİ İFADE EDEBİLDİĞİMİZ TEK PARTİ HDP”
HDP’de farklı kimliklerin yer bulmasını takdirle karşıladığını söyleyen Sayın Aslan “2011’de bunun temelleri atılmaya başlandı. Mesela Süryani asıllı Erol Dora, bu partide yer aldı. Genel seçimlerde ise daha ciddi adımlar atıldı. Bunun faydasını gördük. Ana gövde Kürt hareketidir, Kürt hareketi sayesinde o halklar meclise taşındı. Ancak bu mücadele, atılan bu adımlar sayesinde halklardan ilk defa bu kadar büyük bir destek gördü. Mesela Mardin’de Araplar ve Mıhallemiler tarafından eskiden yüzde 1 oy veriliyordu HDP’ye, şimdi bu seçimlerde yüzde 30’lara çıktı. Alevilerin de desteği arttı. Açıkçası kendimizi hem inançsal, hem dinsel, hem kültürel anlamda ifade edebildiğimiz tek parti HDP’dir” ifadelerini kullanıyor.
“HDP’DE VEKİL OLMAK İÇİN ZENGİN OLMAK ZORUNDA DEĞİLSİN”
Vekil Adayı Mehmet Ali Aslan, HDP’nin, bütün kesimlere açık bir parti olduğunu belirterek “HDP dışındaki diğer partilerde yazılı olmayan kriterler var. Mesela vekil olmak istiyorsa zengin olması lazım, yüksek düzeyde bürokrat ya da işadamı olması lazımdır. Halk tabanından gelen birinin, HDP hariç diğer partilerde siyaset yapma şansı yok. HDP’de siyaset yapan isimler, parasını, bürokratik mevkisini kullanarak bir yere gelen kişiler değil. Diğer partiler, devletin bütün imkânlarını kullanıyor. Kendi özel imkânlarını da kullanıyorlar. Biz ise para, iş veya kadro dağıtmıyoruz ama halk bize oy veriyor. Çünkü söylemlerimizin, ilke ve ideallerimizin karşılığı var” diyor.
“DÜĞÜNE GİDER GİBİ SEÇİME GİDİYORDUK”
7 Haziran seçimlerinin coşkusundan bahsederken “7 Haziran’da coşku vardı. Düğüne gider gibi seçime hazırlanıyorduk. O sinerjiyle çalışıldı ve o baraj aşıldı. Yaşlı kadınlarımız ve erkeklerimiz, inşallah barajı aşacağız diye dua ediyorlardı. Şimdi o yok. Şimdi bu iktidarın diktasına karşı bu sefer sandığa gitme var. Kimse barajı konuşmuyor, herkes biz bu zulmü kabul etmiyoruz, bu zalimleri iktidardan düşürmek için daha güçlü bir şekilde meclise girmemiz lazım mesajını veriyor. Çünkü canımız çok yandı. Halk, HDP’ye barajı aştırdığı için cezalandırıldığını gördü. Bunun karşısında tepkisel olarak sandığa gidilecek” ifadelerini kullanıyor konuğumuz.
“HDP, KELEBEK ETKİSİ YAPIYOR”
Sayın Aslan, 7 Haziran sürecini açıklarken “7 Haziran’da umutla sandığa giden halk, şimdi umut ve tepkiyle sandığa gidecek. Halk bu şekilde AK Parti’ye hesap soracak. 7 Haziran öncesi insanlar, HDP barajı aşsın, Meclise girsin diyordu. Biz de 60–70 vekil çıkarırız diyorduk. 80 olunca AK Parti’yi de iktidardan düşürdük. Herkes, AK Parti’nin iktidardan düşürülebileceğini gördü. Şimdi de şunu görmeliler, MHP ve CHP’de 20 vekil bile artsa AK Parti iktidardan düşmeyecek. Ama biliyorlar ki HDP’nin barajı aşması demek, AK Parti’nin iktidardan düşmesi demektir. HDP Meclisteki dengeleri değiştirecek tek partidir. HDP, Mecliste kelebek etkisi yapıyor. Mutlaka HDP meclise girecek ki AK Parti iktidardan düşecek” diyor.
“OYLARIMIZIN ARTACAĞINA İNANIYORUM”
Pazar günü yapılacak olan Erken Genel Seçimlere ilişkin tahmin yürütüyor Sayın Aslan “İnanıyorum ki, Allah’ın izniyle, halkımızın da desteğiyle inşallah yüzde 13’ün altına düşmeyeceğiz. Ankara’da patlayan bombayla, batıdaki insanlar da AK Parti’nin ne kadar tehlikeli ve aciz olduğunu gördü. AK Parti yaptıysa tehlikelidir, yapmadıysa acizdir çünkü engelleyememiştir. Her halükarda sorumludur ve halk, hesap vermesini isteyecektir. Oy tahminimize dönecek olursak, CHP’den bize oy verenler mutlaka olmuştur. O desteğin geri çekileceğini düşünenler olabilir. Oysa CHP tabanı böyle düşünmüyor. Son 3–4 ayda CHP, AK Parti ve Sarayı eleştiriyor ama diğer taraftan Savaş Tezkeresine EVET diyor. Savaş tezkeresi ile IŞİD’e yardım ediyor. Hükümet, yurtdışı güvenliğim için Suriye’ye arada bir girmem lazım diyor. Giriyor IŞİD’e silah veriyor. CHP de onu destekliyor. Erdoğan ve Sarayla ilgili şiddetli muhalefet yapıyor ama Erdoğan Meclise girdi mi hepsi ayağa kalkıp onu alkışlıyor. Erdoğan onları azarlıyor, onlar sesini bile çıkarmadan izliyor. Bu tür durumlardan CHP tabanı çok rahatsız oldu. Eminim ki bu nedenlerden dolayı CHP tabanı bizi destekleyecektir”
“AK PARTİ’NİN SEÇMENİ DE BİZE YÖNELECEK”
“AK Parti seçmeninden de oy alacağız” diyor Sayın Aslan ve ekliyor “Ben inanıyorum ki geçen sefer AK Parti’ye oy verenlerin bir kısmı bize yönelecek. Çünkü burada bir AK Parti’li esnaf da kepenk kapatmışsa, onun savaş politikası yüzünden kapatmıştır. Bakın Cizre ve Nusaybin’de AK Parti’ye yüzde 5 de olsa bir oy çıktı. Oraya tank ve toplarla saldırırken bu AK Parti’nin, HDP’nin evidir demiyor. Tüm bölge insanını tehdit unsuru gibi görerek saldırıyorlar. Dolayısıyla burada bizim insanımız şunun farkına varması lazım, iktidar hiçbir insanı harcamaktan imtina etmez. O yüzden bizim güçlenmemiz lazım ki biz bu politikalarla mücadele edelim”
“5 NİSAN’DAN BERİ ÖCALAN’A TECRİT UYGULANIYOR”
AK Parti’lilerin “Kandil, Öcalan’ı dinlemedi. Süreç bu yüzden bozuldu. Öcalan, silahların bırakılmasını istemişti” açıklamalarını hatırlatıyoruz Sayın Aslan’a. “Bu, kesinlikle asılsız bir söylem. Bakın, 5 Nisan’dan bu yana Öcalan’la görüşmelerin önü kapatılmış durumda. 24 Temmuz’da Suruç ve Ceylanpınar olayları gelişti. Ama aslında o tarihten önce de Hükümet, süreci bozmuştu. 5 Nisan’dan beri Abdullah Öcalan’ın, kimseyle görüştürülmemesi, savaşa hazırlık yapıldığını gösteriyor mu? Ayrıca görüştürülmeyen biri hakkında nasıl böyle bir yargıya varabiliyorlar? Görüşme olup olmadığını önce bilmemiz lazım ki, Kandil onu dinlemiş mi, dinlememiş mi bunu bilelim” açıklamasını yapıyor Sayın Aslan.
“CEYLANPINAR’DAKİ POLİS ÖLÜMLERİ ŞÜPHELİ”
“Çözüm süreci, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar İlçesinde iki polisin öldürülmesiyle mi bitti?” sorusunu yöneltiyoruz konuğumuza. Sayın Aslan “Ceylanpınar olayı için de AK Parti’nin hesap vermesi lazım. Sayın Selahattin Demirtaş dedi ki, kirli bir eylemdir, ortaya çıkarılsın dedi. Ama AK Parti, buna yanaşmadı. Bu olayı kimin yaptığı da bilinmiyor. Eğer Ceylanpınar’la birlikte bu süreç bittiyse neden 5 Nisan’dan bu yana Öcalan’la görüşmeler engelleniyor? Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 7 Haziran’dan önce neden, HDP barajı aşarsa çözüm sürecinin filmini çekersiniz diyor? Neden 2014’ün Ekim ayında Milli Güvenlik Kurulunda 650 trilyonluk silah alımı yapılıyor? Bunlar bile savaşa hazırlık yapıldığını göstermiyor mu?” açıklamasını yapıyor.
“DİYADİN’DE SÜRECİ BİTİRMEYİ DENEDİLER”
Vekil Adayı Mehmet Ali Aslan, Ağrı’nın Diyadin ilçesinde yaşananlara götürüyor bizi. “Süreci bitirmek için bir kıvılcım bekliyorlardı. 7 Haziran’dan önce Diyadin’de bunu denediler. Askerleri indirdiler bölgeye. Sırf çatışma başlasın ve barajı aşmamız engellensin diye. Başarılı olamadılar. Bizim insanlarımız orada hayatını ortaya koyarak askerlerin ölmesini engelledi. Militanlar da sadece ayaklarına ateş almışlardı. Bu yaşananlardan da anlıyoruz ki bunlar ülkeyi savaşa sürüklemek istiyor. Uygun zemin oluşturmak için iki polis Ceylanpınar’da öldürüldü. Onlar bu kirli oyunları planladı. Süleyman Şah türbesi ile ilgili, Türkiye Suriye’ye girmek istiyordu. Uluslar arası destek istiyordu ve bulamıyordu. Hakan Fidan’ın ses kaydı internete düştü. Süleyman Şah türbesine füze attırırız, oradaki askerler ölür, oraya girmemiz için gerekçe olur, diyordu. Orada asker ölmüş, polis ölmüş, onların umurunda mı? Ben Ceylanpınar olayını da bu anlamda çok şüpheli buluyorum”
“HASANKEYF’İ YOK EDENLER BİR GÜN YARGILANACAK”
Batman’la ilgili planlarından bahsediyor Sayın Aslan “Hasankeyf’e gittim. Kesinlikle buranın sular altında kalmaması azlım. Parti uzun yıllardır bu konuda mücadele veriyor ama bu mücadeleyi yükseltmemiz gerekiyor. Burası, 8 bin yıllık bir tarihi şehir. Buradan 50 yıllık enerji üretmek istiyorlar. Belki 10 yıl sonra burayı baraj altında bırakanlar yargılanacak. Halk, hesap soracak. Ve eminim ileride, o tarihi kentin sular altından kurtarılması için yüklü ödenekler çıkarılacak. 50 yılda kazanılacak enerjinin yüz katı harcanacak. Çünkü Hasankeyf, sıradan bir yer değil. Dünya kültür mirası için çok önemli bir yere sahip”
“AK PARTİ’YE OY VERMEK GÜNAHTIR”
Bir önceki söyleşimizde “HDP’ye oy vermek sevaptır” sözüyle dikkatleri toplayan Sayın Aslan, şimdi de “Birkaç parti, dini istismar ederek oy devşirme yoluna gidiyor. Halkı kandırıyor. Din, kimsenin tekelinde olan bir hakikat değildir. Din, bütün insanların istifade etmesi gereken ilahi emirlerdir. Bizim yaptığımız, dini kendi menfaatleri için yorumlamalarının önüne geçmektir. Hadisi şerif der ki, kötü bir şey gördünüz mü elinizle düzeltmeye çalışın, gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltmeye çalışın, ona da gücünüz yetmiyorsa kalben ona buğzedin, o şeyden nefret edin. Bugün bize elimizle oy verme şansı verilmiş. Kötülüğün önüne geçme hakkı tanınmış. HDP, kimsenin ölmemesi için kendi canını ortaya koyarak canlı kalkan oluyor. Bütün söylemlerinde barış hakim. Ama diğer yandan ölülerimize işkence yapılıyor, mezarlık ve camilerimiz bombalanıyor. Halklara saldırılar yapılıyor. Bir ayette diyor ki, zulme meyletmeyin, ateş sizi de yakar. Bediüzzaman Said Nursi, bunun tefsirini yapmış. Tefsirde diyor ki, zulme taraftar olduğun zaman sen de ona ortaksın çünkü kalben meyletmişsin, onun yerine geçtiğin zaman sen de o zulmü yaparsın. Bazıları diyebilir AK Parti haklıdır. Demek ki o kişinin de eline o yetki verilse o da aynı zulmü yapacaktır” açıklamasını yaparak sözlerini genişletiyor.
“OYLARIMIZLA BARIŞA VESİLE OLALIM”
Sayın Aslan, konuşmasının devamında “Zulmedenlerin karşısında en güçlü şekilde durmamız lazım. Peygamber de Allah da diyor ki mazlumun yanında durunuz. Bir hadis diyor ki, sebep olan, yapan gibidir. Oylarımızla barışa mı vesile olalım, savaşa mı vesile olalım? Sen bu zulmü yapanlara güç katarsan, onu başa getirirsen sen de onun yaptığı zulümlere ortaksın. Suriye’de dökülen kandan AK Parti sorumludur, ona oy verenlerin sayesinde mit TIR’ları ile oraya silahlar gidiyor. Bizim elimizle verdiğimiz oylar bize ya savaş olarak dönüyor ya da barış olarak dönüyor. Ya huzurlu günleri getirir ya da kan ve gözyaşı getirir. Kimin verdiği oy nasıl döndü, bunu gördük” ifadelerini kullanıyor.
“AK PARTİ’Yi BAŞA GETİRENLER, YAPILANLARLA ORTAKTIR”
Dinin, bazı partiler tarafından istismar edildiğine vurgu yapan Sayın Aslan “Cumhurbaşkanı 7 Haziran öncesi Kur’anla geziyordu. Din mevzu bahis oldu mu sanki sadece onlar konuşma hakkına sahip gibi davranıyor. Şu anda onlar hedef göstererek insanları öldürüyorlar. Diyelim ki hedef göstererek değil de, sehven insan öldürdüler. Bu durumda bile o günah, onları destekleyenlerin boynundadır. Dünya hukuku açısından da böyledir, uhrevi açıdan da böyledir. Çünkü Allah bunun hesabını soracak. Yanlışlıkla silahından mermi çıkıp başkasını öldürse sen bunun hesabını veriyorsun. Asker ve polise diyorlar ki git operasyon yap. Ya öl, ya öldür diyorlar. Ve sen bu zulme ortak oluyorsun, destek oluyorsun. Burada yüzlerce insan öldü. Bunları Ak Parti yaptı. O yüzden AK Parti’ye oy vermek günahtır”
“AK PARTİ’Lİ ADAYLAR, HDP’YE OY VERMELİ”
Söyleşimizin sonunda seçmene seslenen HDP Batman Milletvekili Adayı Mehmet Ali Aslan “Bölge halkı politiktir. Olayları görüyor. Tüm yaşananları, hiçbir algı operasyonuna gerek kalmadan yaşayıp görüyoruz. Ancak bazıları havuz medyasından besleniyor, onlar gerçekleri görmeyebilir. Biz 7 Haziran öncesi ve sonrasını mukayese etmelerini istiyoruz. Halkımızdan beklentimiz, 7 Haziran’ı onlara aratsınlar, pişman ettirsinler. Keşke 7 Haziran seçimlerine razı olsaydık da 1 Kasım seçimlerini yapmasaydık desinler. Saray o zaman halkların karşısında diz çökecek. Ben, AK Parti’lilere de seslenmek istiyorum. Açıklamalarınızda birlik, beraberlik, kardeşlik, barış be huzur istiyoruz diyorsunuz. O halde sizler de HDP’ye oy vermelisiniz. Ben, açıklamalarınızdan o sonucu çıkarıyorum” ifadeleriyle sonlandırıyor sohbetimizi.
Editor : YUSUF KAVAK