BAHÇEDEKİ GÜLLERDEN BİRİNİN ADI İYİLİK

BAHÇEDEKİ GÜLLERDEN BİRİNİN ADI İYİLİK

BAHÇEDEKİ GÜLLERDEN BİRİNİN ADI İYİLİK

 

Resulullah (sav), Nur Dağı’na çıktığı günlerde içinde yeşeren; insanlığa, Hira Dağı’nın nur olması gibi bir ışık sunmaktı. 
Bu ışık imandı… 
Bu rahmani ışıkta iyilik yapıp kötülükten alıkoymak bir yoldu adeta… 
Resulullah’ın (sav) iyiliklerinden, inci tanesi amcası Hz. Hamza’yı şehit eden kişiyi belli bir süre sonra ayetlerle islam’a davet etmesidir. 
Hayatındaki örneklere baktığımızda etrafına iyilikle ışık saçmış bir zat ve ümmetinin de ışığı idi. 
Şefaatinin bir nebzesi iyilikte saklıyken duyarsız mı kalırız Nur Dağı’na?
Ey Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, öteki dünyada da iyilik ver; bizi cehennem azabından koru. (Bakara süresi 201) AMİN…
Doğuştan insan fıtratında, Müslümanlığın kanatları altında, anne-babasının rotasında ilerleyen, toplumla aydınlanan bir ışıktı İYİLİK…
Bizler neyi unuttuk ki? İyiliğin varlığını mı?     
Özündeki bir çınar ağacının şifresinde iyilik, tek fakirlere yapılmıyordu. 
İyilik kendimize, anne-babamıza, eşimize, çocuklarımıza, kardeşlerimize, akrabalarımıza, komşularımıza… 
İyilik aslında topluma yapılan, tek başına olmayan, denize atılan bir taş gibi daireler çizmesi ve o dairelerin kıyılara kadar ulaşıp hoş bir ahenkle ilerlemesiydi. Bu ahenk dünyayı saracak, ışıklandıracak bir güçteydi. 
Hadi bir taş atalım denize oluşan daireler, iyilikle kötülükleri örten, bertaraf eden… 
Araba kullanırken alıcılarımız açıktır; aynalarla ve bakış açımızla her yeri görme oranımız yüksektir. 
Yolda şirin, sevimli haliyle yürümeye çalışan tavşanı ezmek istemeyiz ve kontrollü yavaşlarız. 
İyilikte; alıcılarımız açıksa bilerek, hemen fark ederek kolaylıkla elimizi iyiliğe uzatırız.
Hem sizden meydana gelmiş, önde giden, hayra davet eden, iyiliği ve güzelliği emredip kötülüğü ve çirkinliği yasaklayan bir topluluk olsun. İşte onlar, kurtuluşa erecek olanlardır. (Ali İmran süresi 104)
İyiliğin yolları taşlıdır. Taşlar nefis ve şeytanı simgeliyor. 
Taşları atarken denize, tefekküre sarıldığında, bir an kalpteki putlar yıkılıverir. 
Resulullah’ ın (sav) selamı sarar ruhunu…
İyiliğin dantelası kalpte başlayıp ilmek ilmek ihlasla işlenir ve zamanla sonsuzluktaki cennete ulaşır.
Bu canı bu tende tutan Allah’ a yemin ederim ki ya iyiliği emredersiniz ve kötülükten sakındırırsınız ya da Allah Teala size azap gönderir. Sonra Allah’ a yalvarırsınız fakat duanız kabul edilmez. (T2196 Tirmizi, Fiten 9)
Bazen hayatın basamaklarından inerken ayağımıza takılan cisimleri kaldırma ihtiyacı duymayız. 
Peki, zamanın akışında yara almaz mı vicdan?
Resulullah’ın (sav) ışığı altında sahabeler ne güzel örneklerdi. 
Müslüman kardeşliğindeki ufku yaşıyorlardı kardeş tek kan bağı değildi kardeş iyilik yapabilen, derdine ortak olandı. 
Hz. Ömer (r.a) halife olduğu dönemde maddi sıkıntılar çekiyordu gül hanesinde. Etrafındakiler onu maaşa bağlamak ister. 
İyilik yapana iyilik yapılmaz mı? 
Resulullah’ın (sav) hüzün günlerinde, gül kokulu evlatları annesizlik yuvasında, Hz. Havle’nin bu hüzne bir nebze ferahlık olsun diye evlenmesini ister. 
Kimin bir iyiliğe ihtiyacı varsa Müslüman Müslüman’ın inşirahı olmaz mı? 
İyilik menfaatçe bir zehirle yapılıyorsa ahiret ve dünyadaki perişan yete hazırlık olmaz mı? 
Hiç parçalanmak üzere olan bir ailenin birleştirici meleği oldunuz mu? 
Ya zinaya meyletmeye çalışan bir arkadaşınızın iyiliği için engel oldunuz mu? 
Yolda yürürken ayakkabısı yırtık olanı fark ettiniz mi? Komşunun hasta çocuğunu ziyaret ettiniz mi şefkatle? Cinayet hırsıyla koşuşturan insanı durdurdunuz mu? 
Dışarıdaki kuşlar için yazın özel su kapları hazırladınız mı? 
Ağlayan bir çocuk için cebinizde çikolata bulundurdunuz mu? 
Gözyaşlarıyla, iç yanışlarıyla kapınıza gelene buyur etmenin lezzeti hele ki evinizin en güzel köşesinde, bakışlarındaki tebessümü yakaladınız mı? 
Nasıl bir güzellik iyilik…
Vaktiyle bir genç, fakirlik köprüsünde ilerlerken; anne babasına iyilikle muamele etmenin güzelliğiyle, sık sık yatılı gelen misafire gül yüzle, gül kokularıyla, tebessümle, iyilik yolunda yol göstericiliğiyle, evinde ikramda bulunmaya çalışıp komşusu hasta ise ilgilendi. 
Elinden geldiğince akraba eş dostuna sahip çıkan, evlatlarına iyiliği aşılama gayesiyle yaşadı. Yürüdüğü yolda, borç defteriyle birlikte çok çalışarak zamanla ferah kapısına adım attı. 
Fakat elinden maddi imkânlarının birçoğu alınıp tekrar baştan ailesiyle, iyilikle, inançla, maddi manevi doğrulmayı isteyerek ve hüzünle bu yolda çok zorlansa da hedefinden şaşmadan ilerledi. 
Bu insana Rabbim hazinesinden tekrar ikramlar sunarken en güzeli de evlatlarına iyilik kervanında yaşayarak öğrenmelerine vesile oldu. 
İyiliğin karşılığı rıza yolunda, dünya ve ahirette karşımıza çıkarmanın inşirahını yaşat Rabbim! Amin
Bir gün iyiliğin esintisini ruhumuzda hissetme iştiyakı ya da düşüncesi bile insana huzur verirken ibadet sevincini yaşatmaz mı? 
İyiliğe giden yol, kötülükleri men etmekle başlarsa ve bu yolculuktan maddi manevi  kârla ilerlemek, beklentisizce...
Ne dersiniz?
Vesselam...


Sibel Aslan

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
RESMİ İLANLAR
TÜMÜ
Bugün yayınlanan resmi ilan bulunamadı!...mid2
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...