Batman Barosu, Dünya İnsan Hakları Günü’ne ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada “Tüm insan hakları sözleşmelerinin amacı, devletlerin iç hukuklarında ve uygulamalarında insan haklarına uygun davranılmasını sağlayarak insan haklarına, etkin bir şekilde işlerlik kazandırmaktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve benzeri kuruluşlar, hak ihlallerinin tayini ve tespiti noktasında ihdas edilmiş yaptırım gücü olan kurumlardır. Temel insan haklarının demokratik hukuk devleti kurallarına uygun kullanılıp kullanılmadığı, devletlerin insan haklarına olan yaklaşımları, bu kurumlarca denetlenir. Devletlerin bu uluslararası kurallara uyması zorunlu kılınmıştır”
90’LI YILLARDAN SÜRE GELEN HAK İHLALLERİ YAŞANIYOR
Açıklamanın devamında “90’lı yıllarda, özellikle Bölgemizde yaşanan hak ihlalleri ile ilgili başlatılan yargılamaların, özellikle Kulp ve Lice olaylarına bağlı davaların zamanaşımı, düşme, beraat gibi gerekçelerle sonlandırılması, insanlık vicdanını yaralar niteliktedir. Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması noktasında toplum nezdinde oluşan umut ışığı, yargılanan sanıkların cezasız kalması ile sönmüştür. Yargı kurumları içinde kümelenmiş ideolojik saplantıları olan, FETÖ ve benzeri oluşumların, toplum vicdanında açtığı yaralar, halen varlığını sürdürüyor. 28 Şubat sürecinde mağdur olmuş vatandaşlara yeniden yargılama yolunun açılmaması, kamuoyunda taş atan çocuklar diye bilinen davaların yürütülme şekli, Bilim insanları ve akademisyenlere yönelik yürütülen yargı süreçlerindeki katı ve statükocu yaklaşımlar hukuk ve adalete olan güveni sarsıyor” denildi.