EREN: BİZE KENDİNİZİ KISACA TANITIR MISINIZ?
TONBUL: Memur Sen Genel Başkan Yardımcısıyım, aynı zamanda Enerji Bir Sen Genel Başkanıyım. Kadrom Devlet Su İşlerinde, Mühendisim. 2003’ten beri sendikacılık yapıyorum. 2005 yılından beri de Sendikada görevliyim. 2008 den bu yana Enerji Bir Sen Genel Başkanlığı ve Memur Sen Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini yürütüyorum. Memur Sen’de “Toplu Sözleşme ve Mevzuattan Sorumlu” Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyorum.
EREN: BÖLGEYE GELİŞ SEBEBİNİZİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?
TONBUL: Malum olduğu üzere bu bölgede özellikle üç vilayetimizde yoğunlaşan olaylar var ve bu olaylardan mağdur olan insanlarımız var. Daha öncesinde Kobanê’den, Şengal’den gelen insanlara biz sınırlarımızı açtık. Milyonlarca insan şu anda ülkemizde bulunmakta ve bu insanları misafir ediyoruz. “Ensar” kardeşliğimizi bu insanlara gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz. Misafir etmede herhangi bir sıkıntımız yok. Sınırlarımızı açarken bu insanların cinsine, cibiliyetine, dinine, mezhebine bakmadık. Oradan kim gelmişse ülkemize kapılarımızı açtık. Tabi ki oradaki insanların sınır ötesinde belki akrabaları var, belki hısımları var, akrabalık bağları olanlar vardır. Bu açıdan Memur-Sen olarak da daha önce de ve halen gerek Suriye’de gerekse Irak’tan ülkemize gelen bu mültecilere yardım ediyorduk. Fakat yeni bir durum oluştu. Mardin-Nusaybin, Dargeçit’te ve şu anda Şırnak, Silopi ve Cizre’de halen devam eden olaylar var. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde aynı şekilde devam etmektedir. Buralarda uzun süredir sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Ticaret durmuş, okullar kapanmış ve neredeyse hayat durmuş. Bu olaylarla yüz yüze gelen insanların bulunduğu bölgelerde bir tarafta örgüt var, diğer tarafta bu örgüte müdahale eden asker var. Doğal olarak iki ateş arasında kalan insanlar var. Bu insanlar ister istemez kendi doğdukları evleri ve bölgeleri terk etmek zorunda kaldılar. Bizim aldığımız bilgiye göre Cizre’den çıkan insanların birçoğu Midyat’a veya Mardin’in çeşitli ilçelerine dağılmış durumda. Bu yaşananlar karşısında bizler ne yapabiliriz diye düşündük. Daha önce dışarıdan gelen insanlara ne yapmışsak kendi insanımıza daha fazlasını yapalım dedik. Bir kampanya başlattık. Memur-Sen Genel Merkezi olarak 10 TIR’lık yardım konvoyu hazırladık. İHH ve Memur-Sen tarafından bu yardımlar Diyarbakır’daki ailelere ulaştırılıyor. Tabi 81 vilayetimizde bu kampanya devam ediyor. Şu anda bölgedeki ailelerin ihtiyaçlarını tespit ediyoruz. Kendi İnsanımızı bir başkasına muhtaç etmemeliyiz. Bunlar sonuçta bizim insanımız. Bu maksatla buradayız. Batman’a da arkadaşlarımızı ve Memur-Sen ailesini ziyaret etmek için geldik. İnşallah Batman’da böyle olaylar vuku bulmaz. Batman da bizim, Hakkâri de bizim, İstanbul da bizim. Varsa buranın hizmetlerini hepimiz paylaşalım. Varsa eziyetler de hepimiz göğüs gerelim. Allah gök kubbeyi yaratmış burada hep beraber yaşayalım.
EREN: YARDIM ÇALIŞMALARINIZ DEVAM EDECEK Mİ?
TONBUL: Tabi devam edecek. Kızılay, Memur-Sen ve İHH ortak projesi olarak devam edecek. Diğer illerdeki Memur-Sen temsilcilik ve şubelerde devam ediyor. Bizim dün getirdiğimiz sadece Genel Merkezin katkısı ile oluşan yardım. Diğer arkadaşlar bu organizasyonu kendileri yapıyor. Diyarbakır, Mardin ve Şırnak temsilcilikler ile koordineli yapıyorlar. Biz dünyanın neresinde olursa olsun bu tür yardımlar konusunda anında refleks gösteriyoruz. Elimizden geldiğince de yardım etmeye çalışıyoruz. Tabi biz bir yardım kuruluşu değiliz. Biz sendikayız sonuçta. Bu tür yardımlar için ihtisaslaşmış yardım kuruluşları var. Bunların başında da İHH gelmektedir. Her yerde örgütlenmiş. Kızılay var Dünyanın her yerinde iyi şeyler yapmakta. O açıdan biz de bu yardımları bu tür yardım kuruluşları ile beraber yürütmekteyiz. Bundan sonra bu olaylar durulduktan sonra ne tür bir tablo ile karşı karşıya kalacağız. Onu bilemiyoruz. Olaylar durulup tablo netleştikten sonra üzerimize ne düşüyorsa elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Karınca kararınca yardım etmeye devam edeceğiz.
EREN: BÖLGE GEZİNİZDE ZİYARET ETTİĞİNİZ KURUMLAR VAR MI?
TONBUL: Kurum olarak Diyarbakır Valiliğini ve Emniyet Müdürlüğünü ziyaret ettik. Diyarbakır Valiliği, Sur’da 24000 insanın yaşadığını, 20000 insanın bölgeyi, ilçeyi terk ettiğini, 4000 kadar insanın halen orada yaşadığını, bunların da evlerini terk etmek istemediklerini bildirdi. Gidecek yeri olmayan ailelerin otellere yerleştirildiğini söylediler. Bu ailelerin her türlü iaşe, ibate işlem ve ihtiyaçlarının Valilik tarafından karşılandığı bilgisini aldık. Okullara öğrencilerin misafir öğrenci olarak alındığını, sağlık hizmetlerinin Valilik tarafından aksatılmadan yapıldığını bildirdiler. Hatta ilçedeki berber, kasap, bakkal gibi esnaflara da yardım yapıldığını söylediler. Vergi borçları için yardım yapıldığını ve dükkân başına 3000 liraya kadar yardım yapıldığını Vali Bey söyledi. Olaylar bittikten sonra tamirat ve tadilat işlerinin başlayacağı bilgisini aldık. 2012 yılında bu ilçe, kentsel dönüşüme alınmış. UNESCO’nun kültürel miras listesine dâhil edilmiş. Çok fazla sahabe mezarlığının, camilerin ve tarihi yapıların bulunduğunu söylediler. Buradaki tarihi mekân ve mezarlık gibi yerler düzenlenip çevre düzenlemesi ile beraber ortaya çıkarılırsa ve sosyal dokuya uygun bir şekilde yapılırsa Sur, belki de turist çekecek. Bölgeyi yakından takip etmeye devam edeceğiz.
Editor : YUSUF KAVAK