Yazan ve derleyen EKREM GÜNAYDIN
İzinsiz iktibas edilemez.
Hep derler “Batman, kültürünü arayan bir şehirdir” diye.
Doğrudur, 25 yıl önce şehir kimliğine kavuşan Batman’ın ne yazık ki kendine has yemeklerinden, oyunlarından, geleneklerinden söz etmek zordur.
Ancak bu, Batman’ın nostaljisi olmayacağı anlamına gelmiyor.
Bu kentin de “ilk”leri var.
İlkokulu, ilköğrencileri, ilk çarşısı, ilk belediye başkanı, ilk milletvekili, ilk, ilk, ilk...
Kayıtları tutulmayan Batman’ın, mini bir arşivi oluşturacağız bu sayfada.
Batman’ın “ilk”lerini bulabileceğiniz, geçmişi yâd edebileceğiniz, kentin tarihine ilişkin bilgi edinebileceğiniz “Batman Nostaljisi” köşesinde, bu kente dair bütün izlere ulaşabileceksiniz. Elinizde bulunan eski fotoğrafları, bilgi veya belgeleri sizler de mail yolu ile bize ulaştırarak “Batman Nostaljisi”ne katkıda bulunabilirsiniz. Elinizdeki verileri, batmansonsoz@hotmail.com veya facebook hesaplarınızdan ulaşabileceğiniz Batman Sonsöz Gazetesi sayfasına mesaj olarak gönderebilirsiniz.
NOSTALJİ DEFTERİMİZDE BRAKO
Brako'nun esas adı Kerem’dir. Brako çok varlıklı bir ailenin çocuğudur. Annesinin adı Medine’dir. Anne tarafı Aliye Fetah’ın kardeşidir. Bediya yani Seriki ve Candere Köyü’nün sahipleridir. Bırako’nun dedesinin 4 köyü vardır. Her kış mevsiminde Muş’tan gelen çok varlıklı bir aile varmış, binlerce koyunu varmış. Kış mevsimi Muş’ta çok şiddetli geçtiği için Bediya Serike ve Candere’nin dağlık kesimini yani Bırako’nun dedesinin evini kiralayarak burada kalıyorlarmış. Muşlu aile de Muş’un en büyük aşireti Elmana Aşiretinin ağaları yani aşiret reisleri imiş. Aşiret reisinin oğlu olan Osman, Brako’nun annesi olan Medine ile evlenmiş. Yazın Muş’a kışın Batman’a yerleşirlermiş. Kerem yani Brako ile kız kardeşi Sıdıka doğmuş.
BRAKO, BABASINI KÖR KURŞUNLA KAYBEDER
Kışa hazırlık yapan Brako’nun babası Osman, odun kesmek için bir ağacın tepesine çıkar. İki genç köylü, aldıkları yeni tabancayı test etmek için ormana doğru ateş eder. Kaza sonucu kurşun, Brako’nun babasının başına isabet eder. Osman, Allah’ın rahmetine kavuşur. Dul kalan Brako’nun annesi, iki çocuğunu alıp babasının yanına yerleşir. Birkaç sene sonra Brako’nun annesi ikinci bir evlilik yapar. Üvey babaları da öz babaları kadar sever ve sahiplenir ailesini. Brako’nun kız kardeşi Sıdıka Gresira’da evlenir. Brako da askerliğini yaptıktan sonra ticaret yapmaya başlar.
SEVDİĞİ KADIN, EN YAKIN ARKADAŞI İLE EVLENİR
Brako, Cander Serike’deki arazileri işliyormuş ve hayat böyle devam ederken çok güzel bir kadını sevmiş. Kadın da onu çok sevmiş. Brako’nun yakın bir arkadaşı varmış. Brako ile kadın arasında aracılık yaparken, bir oyun yaparak kadınla evlenmiş. Bu da Brako’yu epey sarsmış. Brako yine ticaretine ve hayatına devam eder. 3–4 yıl sonra Brako, Seg Seyda tarikatına girip tövbe eder ve kendini tamamen dine verir. Bütün malını fakirlere dağıtır, gününün çoğunu ibadetle geçirir.
BİR GECE, ANİDEN UYANIR
O dönem gece yarısı aniden uykudan uyanır. “Sevgilim beni Simesiye’de yani Batman ile Gresira’nın tam ortasında beni bekliyor” der. Ailesinin tüm ısrarlarına rağmen el fenerini almış ve gitmiş 1–2 saat sonra eve gelmiş. Demiş ki “Sevgilimi ziyaret ettim ve geldim”. O günden sonra Brako’nun hayatı değişmeye başlamış. O güne kadar daima beyaz gömlek ve temiz kıyafetler giyen Brako, bu olaydan sonra daima siyah ve eski kıyafetler giymeye başlamış. Ticareti de bıraktıktan sonra sırtındaki çuval ile sokak sokak gezen Brako’nun hayatı sokaklarda son bulmuş böylece.
“BRA” VE “KO”NUN BİRLEŞİMİDİR BRAKO
Brako, “bra” anlamına gelen kardeş sözcüğünün “ko” ekiyle sevimlileştirilmiş, candanlaştırılmış, içtenleştirilmiş durumudur. Brako, kimine göre ermiş, kimine göre evliya ve filozof, kimine göre ise mahalle delilerinden biridir. Öldükten sonra Sanat Sokağı’na heykeli yapılmış. Ancak bakımsız kalan heykel, zaman zaman vatandaşların tepkisine neden olmaktadır.
Brako
Ezelden beri ismi var olan
Adıyla anılır oldu her zaman
O bir abideydi, yüreklerde inan
Kardeşliğe anlam katardı her an
İsmi söylendikçe, gelir hayale hali
En endamlı görünürdü, eski havli
Meydanlarda dururdu tarihli
Yoluna her insan, uğruna amadeydi
Bir yıldızdı meydan, çarşıya
Resmi asılıydı foto Bela’da
Baka kalırdı sevenleri karşıda
Var oluşuyla anımsatırdı o ana
Adına şiirler yazılsa bile
Ağıtlar yakılmadan gittin bu handan
Dikili bir ağacın bile olmadan
Kirli elbiselerin beyaz kefenle saklanan
Sen ne güçlü bir zavallıydın. BRAKO
Ben bile seninle büyüdüm her an
Eski insan gibi dururdun,
Ebede göçün bile unutmadı seni inan
Doğduğum memleket var oldukça
Senin ismin hep mi hep anılacak
Ruhun şad mekânın, cennet olacak
Ruhuna fatihalar okunacak. BE BRAKO