1. Vajinal Akıntı
Kadınlarda en sık karşılaşılan jinekolojik problemlerden biri olan vajinal akıntı, genellikle her kadında görülen ve oldukça doğal olan fizyolojik akıntılardır. Vajinal akıntılar genel olarak beyaz, şeffaf ve kokusuz olmakla beraber bazı durumlar dengede olan vajen florasının bozulmasına ve anormal vajinal akıntıların görülmesine sebep olur. Farklı renklerde görülen anormal vajinal akıntılar ise farklı sağlık problemlerinin habercisidir. Dolayısıyla eğer akıntı problemi yaşıyorsanız, akıntının rengini, kokusunu, yoğunluğunu ve kıvamını takip etmeniz, olası hastalıklara karşı erken önlem alınabilmesi açısından önemlidir.Vajinal akıntı problemiyle beraber vulva veya vajina bölgesinde kaşıntı, tahriş, kızarıklık, kötü koku gibi problemler yaşıyorsanız, bakteriyel vajinozis, mantar enfeksiyonları (Candida Albicans) ve trikomonas gibi enfeksiyona bağlı vajinal iltihap durumu söz konusudur.Mantar enfeksiyonu, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve pH dengesinin hormonlara bağlı olarak değişmesinin bir sonucudur. Beyaz, süt kesiği şeklinde görülen mantar enfeksiyonunda akıntıya keskin, kötü bir koku eşlik etmekle beraber bu durum kaşıntı, yanma, tahriş, ağrılı idrara çıkma ya da ilişki sırasında ağrı gibi şikayetlere yol açar.Vajinal akıntı; yoğun kıvamlı, kötü koku eşliğinde, sarı veya yeşil bir renkte görülüyorsa, bu tarz bir akıntı, genellikle cinsel ilişki yoluyla bulaşan trikomonas enfeksiyonun bir işareti olabilir. Trikomonas enfeksiyonunun teşhis edilmesinde kaşıntı, kızarıklık, tahriş, idrar yaparken yanma ve sık idrara çıkma gibi belirtilerin göz ardı edilmemesi gerekir. Bakteriyel vajinozis ise; gri renkte, şeffaf ve kimi zaman köpüklü bir yapıda görülebilen, bozuk balık kokusuna benzer bir akıntı ile belirti veren, anormal vajinal akıntılardandır. Vajina florasının bozulması sonucu meydana gelen ve kaşıntı, tahriş, kızarıklık gibi semptomların eşlik ettiği bakteriyel vajinozis, ağrılı cinsel ilişki problemi yaratabilmektedir. Bu tarz anormal vajinal akıntıların görülmesi durumunda mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmalısınız.
2. Adet Düzensizliği
Adet düzensizliği, her yaştan kadının sıkça yaşadığı bir durumdur. Normal bir adet döngüsü 21-35 gün arasında olurken, adet kanaması adet döngüsünden daha erken veya daha geç görülürse bu durum adet düzensizliği olarak adlandırılır.Farklı sebeplere bağlı olarak gelişebilen adet düzensizliği en sık hormonal kaynaklı nedenlerden kaynaklanır. Bir kadının düzenli bir şekilde adet olabilmesi için hipotalamus, hipofiz, yumurtalık ve rahmin bir denge içinde olması ve adet döngüsünde belirleyici hormonlar olan östrojen ve progesteron hormonlarının sağlıklı bir şekilde salgılanması önemlidir. Kadınların üreme organlarında (yumurtalık, rahim) görülen polip, kist gibi oluşumlar kadınlarda adet düzensizliği nedenlerinin yaklaşık yüzde 25'ini oluşturmaktadırlar.Adet düzensizliğine ve ara kanamalara yol açabilecek durumlar şunlardır;Endometirial dokunun kalınlaşması (Adenomyozis) ,yumurtlamaya bağlı sorunlar, yumurta rezervinde yumurta bulunmaması,miyom, polip veya kistler,düzenli kullanılan hormon ilaçları, doğum kontrol hapları ve ertesi gün hapları,hormonal bozukluklar,enfeksiyonel durumlar,rahim ve overlerde kistler.Yaşanan fizyolojik durumlar adet düzensizliği sebeplerinin büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Stresli bir yaşam, depresyon, aşırı kilo alımı, ani kilo kaybı, beslenme tarzı değişiklikleri, mevsimsel ve çevresel değişiklikler, ağır egzersiz programları, kronik hastalıklar ve kullanılan bazı ilaçlar adet düzensizliğine neden olan fizyolojik durumlardandır. Adet düzensizliğinin nedenleri kişiden kişiye değişebilir. Dolayısıyla adet düzensizliği yaşıyorsanız, adet döngüleri arasında ara kanamalar yaşıyorsanız veya adet döneminiz şiddetli ve ağrılı geçiyorsa mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmalısınız. Böylece adet düzensizliğinin hangi sebepten kaynaklandığı saptanarak duruma uygun tedaviye başlanır.
3. Kasık Ağrısı
Kasık ağrısı şikayetine yol açan pek çok sebep bulunmakla birlikte, kadınlarda kasık ağrısı, üreme sistemine ilişkin, yumurtlamaya bağlı zararsız bir durumdan kaynaklanabileceği gibi; yumurtalık kistleri, vajinal enfeksiyonlar, idrar yolu enfeksiyonu gibi hastalıklar, sindirim sistemi rahatsızlıkları, spor yaralanmaları ve zorlama kaynaklı durumlar da kasık ağrısının en yaygın sebepleri arasındadır. Kasık ağrısına yol açan durumlar şunlardır;Yumurtlama ağrısı,pelvik inflamatuar hastalık (PID),yumurtalık kistleri,myomlar,adenomyozis ve endometriozis,idrar yolu enfeksiyonu, sistit ve üretrit,adezyonlar (Karın içi yapışıklıklar),endometrial polip,spiral kullanımı,yakın zamanda yapılan doğum ve sezaryen ameliyatı,aşırı aktif mesane,bel ve kasık fıtığı,apandisit,mesane ve idrar yollarında taş ve kum oluşumları,kabızlık,dış gebelik veya düşük,stres, depresyon ve diğer psikolojik rahatsızlıklardır.Kasık ağrısı, birçok ciddi hastalığın habercisi olabileceğinden, ihmal edilmemesi ve sebebi araştırılması gereken hassas bir konudur. Dolayısıyla kasık ağrısı şikayeti yaşıyorsanız, ağrının geçmemesi ve rahatsız edici bir boyuta ulaşması halinde mutlaka uzman bir hekimden destek almalısınız. Kasık ağrısı şikayetinin hangi durumdan kaynaklandığının tespit edilmesi ve ağrının altında yatan sebebe uygun tedavinin gerçekleştirilmesi açısından profesyonel destek almak oldukça önemlidir.
4. İdrar Kaçırma
Tıbbi karşılığı üriner inkontinans olan idrar kaçırma problemi, kişinin kontrolü dışında oluşan ve istemsiz olarak idrarı tutamama durumudur. İdrar kaçırmanın;
-Stres tipi idrar kaçırma
-Sıkışma tipi idrar kaçırma (aşırı aktif mesane)
-Karışık tip idrar kaçırma olmak üzere çeşitleri bulunmaktadır. Kadınlarda idrar kaçırmanın büyük bir kısmı stres tipi idrar kaçırmadır.
İdrar kaçırma; öksürme, hapşırma, ağır yük kaldırma, egzersiz gibi karın içi basıncı artıran hareketler sırasında istemsiz olarak gerçekleşebildiği gibi, aniden gelen şiddetli idrar ihtiyacında tuvalete yetişememe durumda da ortaya çıkabilmektedir.İdrar kaçırmanın sebeplerine bakacak olursak;İlerleyen yaş,,çok sayıda doğum yapmış olmak, zor doğum, iri bebek doğurma,menopoz ,aşırı kilo, obezite,alkol tüketimi,diyabet,genetik (bazı kadınlarda bağ dokusunun daha gevşek olması),kabızlık,idrar yolu enfeksiyonları, idrar yollarında taş,merkezi ve çevresel sinir sistemini etkileyen kimi hastalıklar,astım, kronik bronşit, multipl skleroz, parkinson gibi hastalıklar idrar kaçırma problemine yol açan sebeplerdir.
Kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir durum olan idrar kaçırma sorunu, idrar kaçırma tipinin tespit edilmesinin ardından, idrar kaçırmanın tipine göre ilaç veya operasyon gibi farklı tedavi yöntemleri kullanılarak kolayca çözüme kavuşturulmaktadır. İdrar kaçırma problemi henüz hafif derecede iken yapılan ilaç tedavisi ve cerrahi tedavilerde başarı şansı oldukça yüksektir.