HAVADA KALAN MUTLULUKLAR...

HAVADA KALAN MUTLULUKLAR...

Hırslarımız tarafından katledilen mutluluklarımız var bizim.

Sevmemek, nefret etmek, kızmak, üzmek, üzülmek için birçok neden bulabiliyoruz çoğu zaman...

Bu durum bir süre sonra bağışıklık kazandırabiliyor bize.

Gülen bir insan gördüğümüzde hep iç geçirişlerimiz bundan değil midir?

Sevmemeye, üzülmeye, yakınmaya, o kadar alışmışız ki bir girdabın içindeymişiz gibi hapsolmuşuz bu duygulara...

Bu durum bir süreden sonra acıtmamaya başlıyor ve yavaş-yavaş alışıyoruz mutsuzluğa işte en kötüsü de bu değil midir?

Alışıyoruz mutsuzluğa, mutlu olamamaya, olmamaya kim bilir belki de mutlu olmak istememeye...

Peki, mutluluk nedir?

Aslında mutluluk siyahın mahcup ama bir o kadar asil oluşu gibidir.

Mutluluk da yanı başımızda, mutsuzluk da seçmeyi bilmek lazım...

Onu aramayacak kadar mutlu olsak...

Mutluluğun varacağımız bir durak olmayışını...

Ele avuca alınamayacağını...

Aynadakinin senden başkası olmadığını...

Yuvarlandığında arkasından koşup durduğunda ayağınla tekmelediğini...

Mutluluğun ancak senden gelebileceğini bilsek ah bir anlasak yürüdüğümüz yolda keşfettiğimiz eşsiz çakıl taşından bile mutluluk duyabileceğimizi görsek...

Güzel olurdu, bunun olmasını isterdim, mutluluk duyardım.

Vesselam.          

Özge Tuba Atalay - KONUK YAZAR

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
RESMİ İLANLAR
TÜMÜ
Bugün yayınlanan resmi ilan bulunamadı!...mid2
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...