“KELLEYİ KOLTUĞA ALIRIM, RANT SAĞLAMAM”

“KELLEYİ KOLTUĞA ALIRIM, RANT SAĞLAMAM”

Batman Sonsöz’ün klasiklerinden biri olan Cumartesi Buluşması, farklı bir formatta gerçekleşti bu hafta.

Programımız bu defa, Batman Çalışan Gazeteciler Derneği’nin ev sahipliğinde gerçekleşti. Çalışan Gazeteciler Derneği Başkanı Ercan Atay, Gazetemizin Yazar-Muhabir Kadrosu, Çalışan Gazeteciler derneğine üye ajans ve gazete temsilcilerinin katıldığı kahvaltı programı, Cumartesi günü TP Kristal Park’ta gerçekleşti.

Program konuğumuz ise Batman Vali Yardımcısı iken 1,5 yıl önce İçişleri Bakanlığı tarafından, Batman Belediye Başkan Vekilliğine görevlendirilen Ertuğ Şevket Aksoy’du. Gazete ve ajans temsilcileri sordu. Bakan Vekili Aksoy, yanıtladı. Belediyenin 1,5 yıllık süre zarfında yaptığı-yapmayı amaçladığı her şey, detaylıca konuşuldu.

***

“AHMET GÜNEŞTEKİN, DOĞRU BİR İSİM…”

Sohbetimiz, Belediye Kültür ve Sanat Merkezini konuşmakla başlıyor.

Kültür Mahallesinde bulunan Belediye Kültür Merkezine, Uluslararası Sanatçı Batmanlı Ahmet Güneştekin’in adının verileceğini açıklıyor Aksoy ve ekliyor “Batman Belediyesi Ahmet Güneştekin Kültür ve Sanat Merkezi adı olacak. Bence doğru bir karar. Batman’ın yetiştirdiği bu sanatçımıza değer vermemiz gerekir. İsim değişikliğini Meclise sunacağız. İlk meclise girecek

“YILMAZ GÜNEY SİNEMA SALONU, KARAKTERİ OLAN BİR BİNAYDI”

Başkan Vekili AksoyTalihsiz bir yangın ile küle dönen Yılmaz Güney Sinema Salonu, 1,5 yıldır muğlâkta?” sorusuna “İhale sorunumuz var. 3 ihale iptal ettik. Tabi orası altyapı işi değil, aciliyeti yok. Dediler ki, adı Yılmaz Güney olduğu için salonu kayyum yaktı. Bunlar iyi niyetli açıklamalar değildi. Zaten adını tekrar Yılmaz Güney yapacağım. Ancak şu süreçte ben, iki arada bir derede kalıyorum. Kamuoyu, oranın yeşil alana dönüştürülmesi yönünde baskı yapıyor. Doğrusunu isterseniz ben de orayı sıfırdan almış olsam yeşil alan bırakırdım. Tabi, yanan bina, eskiydi, ihtiyaca cevap veremiyordu ama karakteri olan, kişilikli bir binaydı. Yapacağımız şey de cafcaflı olmaktan ziyade değer taşımalı. Kamuoyunda olgunlaşmasını bekliyoruz. Kimi cami ister, kimi okul ister, kimi yeşil alan ya da sinema ister. Tabi ki ortak bir karar tutturulamaz ama yapıldığı zaman toplumun çoğunluğunun da ‘evet bu böyle olmalıydı’ demesi lazım. Trafik orada çok yoğun. Arkada Çocuk Şube ve Orman Şefliği var. Onlar oradan çıkarsa, projeyi o tarafa da kaydırabiliriz. Yapılanlar, 40–50 yıl kente yapışıyor. O yüzden ince eleyip, sık dokumak lazım” diyor.

DEMİRYOLU, MUTLAKA DEPLASE EDİLMELİ”

Başkan Vekili Aksoy, Yazarımız Nihat İpekyüz’ün “Batman, tek caddeye sıkışıp kaldı, neler yapılabilir?” sorusuna “Avrupa’da, her bölgenin küçük bir meydanı, cazibe merkezi var. Batman’da ise şehir, Cumhuriyet Medyanı Turgut Özal Bulvarına, sıkışıp kalmış. Herkes, bütün işini merkezde görüyor, arabasını merkeze park ediyor. Batman’da bu problem var. Mesela Gültepe, önemli nüfus alıyor ama sosyal mekânları, alışveriş yerleri yok. Bunlar imarla ilgili şeyler. Kronik sorunumuz ise demiryolu. Bunu kent gündeminde tutmalıyız. Taşınması, maliyetli gibi görünse de zaten TCDDY buraya 10 tane geçit yaparken, 150 milyon para harcayacak. Demiryolunun sağ-solunda geniş emniyet kemerleri var. Hafif raylı sistem olsa 1 metre sağ, 1 metre soldan bandı olacak. Demiryolunun deplase edilmesi, trafiği rahatlatacak, yeni parklar ve otoparklar oluşabilecek. Ev ve dükkânların cazibesi artacak. Şehir, oralara kayacak. Bunu sordum. Demir yolundan, hafif raylı araçlar da geçebiliyormuş. Tabi nostaljik tramvay ya da hafif raylı araçlar, bunlar sonra uzun uzadıya tartışılabilir, önce demir yolunun deplase edilmesi lazım” yanıtını veriyor.

“İMAR, RANT TEMELLİ OLMAMALI

Aksoy, imarla ilgili konuşmasının devamında “Park, mikro düzeyde ele alınması gereken bir şey. Herkesin, evinden 3–4 dakikada ulaşabileceği bir park olması lazım. Herkes, nefes alması için Atatürk Parkına gelirse buna ne şehir dayanır, ne trafik dayanır. Yeni imar planları yapılırken bunlar göz önüne alınmalı. Ama en önemlisi kırmızı çizgim, yeşil alanlar. Batman’da taziye evi dernek binası yapmak isteyen herkes, gözünü yeşil alanlara dikiyor. Bu konuda taviz vermiyorum. Kişisel sahipler dışında, oradaki eğitim alanlarını, sosyal tesisleri iyi planlamak lazım. Kent esenliğine dönük imar planı yapılmalı. Bir kısım diyor ki şehir, havaalanına doğru, bir kısım diyor üniversiteye doğru büyüsün. Kimin arsası nerede varsa oraya, doğru büyüsün istiyor. Böyle bir şey olamaz. İmar planı düzgün, kentsel prensiplere cevap verecek, çağdaş ve kamu yararına göre olmalı, rant temelli değil” diyor.

***

“GÜNDEMİMDE EMEKLİ TOKİ VAR”

Başkan Vekili Aksoy, gündemine aldığı Emekli TOKİ’ye ilişkin “Şu anda gündemimde Emekli TOKİ var. 3 bin küsur insan yaşıyor. Gelişmeye açık bir bölge. Ama gayrimenkul değeri düşük, insanlar oraya gitmek istemiyor, Pazar yerleri yok. Otoparkı yok, ulaşım sorunu var. Orada oturan da merkezde zaman geçiriyor. Oralarda yatırım yapmak isteyen, alışveriş merkezi yapmak isteyenlerin önünü açacağız. Gelsinler, yapsınlar. Orada yeni bir uydu kent yaratalım. Şehrin bir kısmı oraya kayarsa, şehrin yükü azalacak” açıklamasını yapıyor.

“GÜLİSTAN CADDESİYLE İLGİLİ PROJELERİM BİTMEDİ”

Belediyenin çalışmalarını anlatırken, vizyon projeye dikkat çeken Aksoy3. etap, şehrin vitrinidir. Gülistan Caddemiz ve etrafındaki yollar, bu şehrin çekirdeği. Orayı mutlaka yapmalıyız. Tabi daha ilerisi var. Orada, görsellik açısından tabela disiplini olmalı. Seneye belki o binalar giydirilebilir. Üzeri estetik vitray ya da cam ile kapatılabilir, kapalı çarşı haline getirilebilir. İnsanlar, oraya zaten gidiyor ama bir değer kazandırmak lazım” diyor.

“GELENEKSEL YERLERİ ONURE EDİYORUZ”

Aksoy, Alo Tevşo Pazarı’na ilişkin de “Finansman geçti. 5 milyon kalkınma ajansından alacağız, üzerine biz de biraz harcayacağız. Projeye başlayacağız.  Caddeye açılan 4–5 bina var, onları kamulaştırıp, yıkıp, Alo Tevşo’yu, caddeyle bütünleştireceğiz. Sakatatçıları, toplayacağız. Şehrin geleneksel, tarihi yerlerini onure ederken, diğer taraftan yol, park ve sosyal tesis alanında yeni merkezler yaratmak ve şehre dağıtmak zorundayız” diyor.

“İLUH DERESİYLE İLGİLİ HAYAL KURUYORUM”

İmar sorununda en büyük hayalinin, İluh Deresini ıslah etmek olduğunu belirten Aksoy “Bazen gözümü kapatıp, hayal kuruyorum. İnternette gençlerin paylaştığı fotoğrafları getiriyorum, gözümün önüne. Derenin çevresi yeşillik, yürüyüş alanları var. O mahalle, şehrin en güzel yeri aslında. Ama bu iş, parayla olmuyor. Kamulaştırma bedeli lazım. Gereken parayı bulsak bile mülkiyet ve kadastro sorunu var, aynı arsanın üzerinde 20 kişinin evi var. Hukuken orayı söküp atarız ama yüzlerce insanı nasıl atarız? Bunlar stratejik olarak planlanmalı. Bir işe başlanmışken, 10 yıl bile sürse, gelecek belediye yöneticilerine baskı yapılmalı, tamamlanması sağlanmalı” şeklinde konuşuyor.

“ESENTEPE CAMİSİ, HAVA MÂNİA’YI HIZLANDIRDI”

Aksoy, inşaat çalışmalarını engelleyen hava mânia sorununa ilişkin “Burası hem sivil, hem askeri bir havalimanı. Savaş uçağı da iniyor, nakliye uçağı da iniyor. Buradaki yüksek binalar, uçakları engelliyor. Hava mânia, bir kağıda imza atarak çözülmüyor. Parsel parsel, hava mâniadan etkilenecek binalar, bacalar, antenler tek tek tespit ediliyor. Uçakların kalkış-iniş kriterleri, eğimleri, rüzgârın durumu belirleniyor. Bunlar, model oluşturulması için Avrupa’ya gönderiliyor. Bunu dünyada 3 ülke hazırlıyor. Biz daha ucuz olduğu için İspanya’da yaptırdık. Onlar havacılık verileri ve şehrin bütün kriterlerini bir araya getirip 3 boyutlu modelleme yaptı. Esentepe Camisinin minaresi, 5 metre kurtarmamıştı. Onun üzerine yoğunlaşıldı. Ayın 15’inde hava mania modelimiz gelecek. Ankara’da komisyon toplanacak. Sivil havacılık yetkilileri, hava komutanlığı yetkilileri katılacak komisyona. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’le görüştüm. Komisyonun en erken zamanda toplanmasını istiyoruz. Bu komisyon, modelimizi inceleyip imzalayacak, biz de ona göre imar planı yapacağız. Buradaki müteahhit, hava mâniayı bekliyor, çünkü inşaat olacak, hareketlilik olacak. Esentepe Camisi, hava mânia’yı hızlandırdı. Sayın Cumhurbaşkanımız, üzerinde çok duruyor çünkü. Yoksa 4–5 sene beklerdik hava mânia’yı” diyor.

***

“KELLEYİ KOLTUĞA ALIRIM, KURU GÜRÜLTÜYE PABUÇ BIRAKMAM”

Kentin ulaşım sorunundan açılıyor konu. Aksoy, büyük bir hassasiyetle yeni modeli anlatıyor ve diyor ki “26 otobüsümüz var. Buna rağmen filomuz yetersiz. 10 otobüs daha alacağız. Toplu ulaşımda bir kaos var. Herkesin en önemli gündemi, toplu ulaşımda dönüşüm projesi olmalı. Şehirdeki bütün taşıma trafiğini sayısallaştırdık. Kaç kişi taşıyoruz, hangi hatlarda, hangi saatlerde ne kadar yolcu taşınıyor, bunları netleştirdik. Bu konuda net konuşayım, kamu yararı neyi gerektiriyorsa onu yaparım. Bu iş, birilerinin şahsi çıkarlarına dokunacaksa da asla taviz vermem. Kelleyi koltuğa alırım, hiç kimsenin kuru gürültüsüne pabuç bırakmam. Bunu kamuoyu bilsin. Bu işin içindeki adamlar da bilsin. Gerçi Minibüs Odası Başkanı açıklama yaptı. Biz elimizi taşın altına koyarız dedi. Ayın 9’unda bana gelip, sunum yapacaklar. Biz bütün esnafı toplayacağız. Modeli anlatacağız”

-Model nasıl olacak?

Mesela Fen Lisesine araç gitmiyor, Emekli TOKİ’de sıkıntı var. Bu sorun, ancak 200 otobüsle çözülür. Yani yamalı bir bohçaya dönüşmüş şehir içi ulaşımımız. Köklü çözüm için uğraşıyoruz. Hatlar sayıldı, hangi minibüsle kaç yolcu taşınıyor, her şey elimizde mevcut. Bunları sayaçla saydık. Şimdi biz bir kooperatif kuracağız. Bu kooperatifte, kimin minibüsü ne kadar çok yolcu taşıyor, kimin plakası ne kadar pahalı ise o kadar pay sahibi olacak. Minibüsler şehrin dışına çıkacak. Bunların yerine otobüs gelecek. Kartlar ile binilebilecek. Para, havuzda dolacak. Bu para, herkesin payı oranında dağıtılacak. Sanki Batman’da hiç otobüs yok, minibüs yokmuş gibi bir model oluşturacağız. Şimdi otobüsler, ikmalden şehir merkezine kadar boş geliyor, sonra tıkış tıkış gidiyor. Minibüsler, bir yere giderken, tüm kenti dolaşıyor. Duraklarda araçların saat-dakikaları tek tek yazacak. Biz Belediye olarak, sistemin kalite-denetimini yapacağım. Bunun karşılığında bana pay verecekler havuzdan. Engelliler ya da sosyal-kültürel işler için özel otobüslerimi ayırıp, diğerlerini şoförlere satacağım. Bu sistemde araç sayısı düşecek, trafik düzenli hale gelecek, yolcu rahatlayacak”

“BELEDİYE İDARESİ, EV İDARESİNE BENZİYOR”

Devletten ek bütçe alıyor musunuz?” sorusuna AksoyBiz ek ödenek almıyoruz. Kayyuma 400 Milyon geldi diyorlar, yok öyle bir şey. İlk atandığımda, 1 Milyon TL ek para geldi. Sadece bana değil, bütün kayyum belediyelerine bu para geldi. Bunun dışında belediyelerin gelirleri Kanunla belirlenmiştir. Vergilerden, kendilerine ayrılan payı alırlar. Belediye idaresi, ev iradesine benziyor. Belediyenin eli, annenin eli gibidir. Eğer annenin eli ekonomikse, dünden kalan pilavdan, ertesi gün yayla çorbası yapıyorsa ya da kabağı soyu içince mücver, dışından dolma yapıyor ise o ev idaresi döner. Ama her gün dışardan yemek getiriyorsa bütçe açık verir. Biz, haklı bir iş için para harcamaktan çekinmiyoruz. Ben Güzel Sanatlar Lisesine gittim. Enstrüman yok. Böyle bir şey olur mu? Hemen kültür müdürüne talimat verdim. 40–50 bin liraya enstrüman almalarını söyledim. Buna harcanan para, israf değil. Analarının ak sütü gibi helaldir” yanıtını veriyor.

FAZLA ÖDEME YAPILAN TEK ALAN, TEMİZLİK İŞLERİ

Aksoy, konuşmasının devamında “2. Etap vizyon. 3 sene önce yapıldı. 27 milyon lira harcanmış. Ben 3. Etaba 7 milyon harcadım. 7–8 milyon da Cumhuriyet Meydanına harcadım. Gülistan Caddesi de dâhil. Devletten gelen ek bir para yok. Müteahhide 300 milyon fazla temizlik parası ödüyorum eski yönetime göre. Ama fazladan 37 araç ekledim. Sonra müteahhidin makine parkına ödemeyi kestim, okul ve camilerin temizliğinde deterjan kullanıyor, onu da kendin öde dedim. Bakın 2 bin 300 çocuğa, vakumlu pakette, kahvaltı veriyoruz. Poğaça, simit değil, yumurta, tereyağı, bal var içinde. Ben hak etmeyen kişilere, hak edilmeyen işler için para vermem, harcamam. Ben haraç vermem. Gerçekten yapılması gereken işse de parayı vermekten çekinmem” ifadelerini kullanıyor.

“BURADAN GİTTİĞİMDE İLUH DERESİNE ‘AH’ DERİM”

Gazeteci Mansur Obut’un “Hayal ettiğiniz Batman’da keşke’niz oldu mu?” sorusuna yönelik “İluh Deresi. Benim niyetim seçime kadar İluh Deresine bir ivme kazandırmak. Ama 1 senede bitmez, kabul etmek gerekir. Bakın İstanbul’da Tarlabaşı 14 yıldır kentsel dönüşüm devam ediyor. Yani ben buradan gittiğim zaman, yapamazsam bir İluh Deresine ‘ahh’ derim, üzülürüm. Bir de bu demir yoluna üzülürüm” yanıtını veriyor Aksoy.

“EN BÜYÜK HATAM BİLLBOARD’LAR”

Yazarımız Ubeyd Baş, billboardların, görüntü kirliliği oluşturduğunu söylüyor. Aksoy, buna karşılık “Evet, farkındayım. Dün fark ettim. 30 tonlukta orta göbekte billboard gördüm. Hemen kaldırmalarını söyledim. Ben bir konuda hata yaptım. İlk geldiğimde billboardları kiraya verdim, yanlış yaptım. Astarı yüzünden pahalıya geldi. Ben de çok rahatsızlık duyuyorum. Öncelikle billboard sayısını makul yer ve seviyeye çekmeliyiz. Göbekte billboard olmaz. Orası peyzaj alanı. İkincisi de ben kendim işletirdim. Kamu kurumu gelip, benden billboard istiyor, kamu spotu koyuyor, bedava veriyorum. Ama ben hakkımı doldurmuşum, bilbord’cuya para ödüyorum. O benim yaptığım en büyük hatalardan biridir” diyor.

“BESİCİLİK SORUNUNDAN RANT SAĞLAMAYA ÇALIŞANLAR DA VAR”

Başyazarımız Recep Kavuş “Besicilerin, şehir dışından çıkarılmasına dönük çalışmalarınız var. Mağduriyetleri giderilecek mi?” sorusunu yöneltiyor konuğumuza. Başkan Vekili Aksoy “Gap Mahallesi temizlendi. Çamlıtepe’de çalışıyoruz. Aşama aşama gidecek. Bunlara daha önce ev yapılmış, hiçbiri gitmemiş. Benim önerim, besicilere hayvan organize bölgesi kurulmasıydı ama Tarım Bakanlığı, köy yapılmasını önerdi. Ama halk şehirden çıkmak istemiyor. Şehir merkezinde hayvan beslenmesi, belediye kanununa aykırı. Buna izin veremeyiz. Tabi Tarım müdürlüğü de işin içine girmeli. Bu insanların geçinmesi ve barınmasına dönük sorunlar giderilmeli. Hayvan besiciliğine hayvancılıktan para kazanmanın yanında, imar rantı sağlamak isteyenler de var. Ver 8 katı, şehir merkezinden çıkayım diyor. Buna meydan vermeyeceğiz. Aslında besicilerin birçoğunun, köylerde ağılları da var” diyor.

“İŞSİZLİK SORUNUNU BEN ÇÖZEMEM”

Recep Kavuş, bu defa “Size en çok hangi talepler geliyor” sorusunu yöneltiyor Aksoy’a. Başkan Vekili Ertuğ Şevket Aksoy “Ne yazık ki kadrolu-kadrosuz iş talebi çok geliyor. İşsizlik sorunu, belediyeye işçi almakla çözülmez. Yeni üretim alanları açılmalı, yeni fabrikalar kurulmalı. Bende 2 bin kadrolu çalışıyor, bunu 20 bin kişi yapsam da işsizlik sorununu çözemem” ifadeleriyle yanıtlıyor soruyu.

“KENT LOBİSİ VE HEMŞERİLİK BİLİNCİ, İKİ ÖNEMLİ SORUN”

Yazarımız Ubeyd Baş’ın “yerli otomotiv fabrikası için belediyeler proje sunuyorlar” önerisine sıcak bakan Aksoy Harika bir fikir. Ama bu işler lobiyle oluyor. Bizim şehrimizin en büyük sorunu nedir derseniz, hemşerilik bilinci olmaması ve kent lobisi oluşmaması. Yani biz burada eğer belediyesiyle, üniversitesiyle, Ticaret Odasıyla bir araya gelip lobi kurabilsek, birçok sorun çözülecek. Üniversiteyle bir teknokent projesi yürütülüyor. Bu işin içinde birinci derecede olması gereken kurum ve kuruluşlar dahi ne olduğunu anlamıyor.  Hemşerilik, bana ruhsat ver, iş ver demekle olmaz. Bu şehir için mutlaka şehir lobisi oluşturmak ve bunu etkin kılmak zorundayız. Biz daha kendi şehrimi temiz tutmayı bile öğrenemedik. Yere çöp atmamayı öğrenemiyoruz. Oysa kentte yaşıyorsak, kentli gibi davranmamız lazım. İnsanlar, kendi parklarında, kendi banklarını yakıyorlar” özleri ile sonlandırıyor sohbetimizi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
RESMİ İLANLAR
TÜMÜ
Bugün yayınlanan resmi ilan bulunamadı!...mid2