Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu için koruma altına alınan kelaynakların sayısı, doğan 65 yavru sayesinde 273'e ulaştı.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 1977 yılında kurulan Kelaynak Üretme İstasyonu'nda kuşların neslinin çoğaltılması amacıyla çalışmalar aralıksız devam ediyor.
Bölge halkı tarafından "bereketin sembolü" olarak nitelendirilen kelaynaklar, istasyonda yağsız kıyma, haşlanmış yumurta, rendelenmiş havuç, tavuk yemi ve tuzsuz peynirin de aralarında bulunduğu özel menüyle besleniyor.
Bahar aylarında üreme döneminin başlamasıyla Fırat Nehri kıyısındaki doğal yaşam alanlarına salınan kelaynaklar, göç mevsiminin gelmesi nedeniyle tekrar kafese alındı.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 3. Bölge Müdürü İsrafil Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üretme istasyonu kurulduğunda 2 yetişkin ve 9 yavru ile çalışmalara başlandığını anımsattı.
Kuşların korumaya alınmasının meyvelerini verdiğini ve sayılarının artığını belirten Erdoğan, "Her sene elde ettiğimiz yavru sayısı artıyor. Bu yıl 65 yavru elde edildi. Şu anda kafesimizin içinde 273 bireyimiz var. Bunlar dışında 8 kelaynağımızı da değişik hayvanat bahçelerine teslim ettik." dedi.
Erdoğan, kelaynakların göçmen kuşlar olduğunu ve normal şartlarda Birecik ve Kuzey Afrika arasında göç ettiklerini anlattı.
Göç yolunda yaşanan olumsuzluklar nedeniyle kelaynakları son yıllarda göçe göndermediklerini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Göç sırasında yolda telef olma, geri dönememe riskine karşı elimizdekileri de kaybetmemek için nesli tükenme tehlikesi bulunan bu türün göçe gitmesine izin verilmedi. Ancak önceki yıllarda göçmen özelliklerini kaybedip, kaybetmediklerini anlamak amacıyla uydu takip çipi takarak bir kısmını göçe gönderdik. Bunların göç yollarını takip ettiklerini, Kuzey Afrika'ya kadar gittiklerini ancak bazılarının çeşitli nedenlerle telef olduğunu tespit ettik. Özellikle Suriye'deki savaş nedeniyle riski göze almayarak, telef olma ihtimallerini de düşünerek göçe göndermiyoruz. Ancak kuşları yavrulayacakları zaman doğaya bırakıyoruz, göç yollarına düşecekleri zaman da kafesin içerisine alıyoruz ve kafeste bütün bakımlarını üstleniyoruz."