ROPÖRTAJ

KÜÇÜK MİLLET MECLİSİ, BU KENTİN FOTOĞRAFI OLSUN

KÜÇÜK MİLLET MECLİSİ, BU KENTİN FOTOĞRAFI OLSUN

KÜÇÜK MİLLET MECLİSİ, BU KENTİN FOTOĞRAFI OLSUN
10-02-2015 17:35

Selamlar sevgili okur...

Hastane hastane gezip kıymetli hekimlerimizden sağlık için tüyolar toplarken, “özelliği ve güzelliği olan insanlarla” gerçekleştirdiğim söyleşilerimi ihmal ettiğimin farkına vardım.

Çalışkan bir yazar edasıyla tutunduğum tavra pek yakışmadığını düşündüm ve bundan hareketle hiiiç vakit kaybetmeden Küçük Millet Meclisi Girişimcisi Cuma Gülcü’yü gazetemizde konuk ettim.

Uzun bir zamandır her ay belediye toplantı salonunda gerçekleştirilen Küçük Millet Meclisi toplantılarını merak etmekteydim.

İyisi mi, sivil toplum örgütlerini, milletvekillerini ve belediye başkanlarını bir araya getirmek üzere yola çıkan ve her ay bir genel bir yerel olmak üzere 2 önemli/güncel konuyu gündeme alarak toplantılar düzenleyen Küçük Millet Meclisi’nin amacı nedir, hedefi nedir, uzun uzadayı konuşalım dedim...

Davetimize icabet eden sayın Gülcü, Küçük Millet Meclis’lerinin şu anda 23 ilde aktif olarak çalıştığını, amaçlarının seçenler ile seçilmişleri bir araya getirmek olduğunu belirtiyor ve ekliyor “bir yerel, bir genel konuyu gündeme alıyoruz. Sivil toplum örgütlerini, gurupları, milletvekillerini, belediye başkanlarını bir araya getiriyoruz ve sorunların çözümü için zemin hazırlıyoruz”...

Sizler sayın Gülcü’yle gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi okurken, ben “özelliği ve güzelliği olan başka bir konuğumla” yapacağım söyleşinin hazırlıklarını yapayım, görüşmek üzere...

 

CUMA GÜLCÜ KİMDİR?

Aslen Diyarbakırlıyım. Celal Bayar Üniversitesi Demirci Eğitim Fakültesi’nde sınıf öğretmenliği okudum. İkinci üniversite olarak Anadolu Üniversitesinde Yerel Yönetimler Bölümüne kayıt yaptım. Bu bölümden de önümüzdeki haftalarda mezun olacağım. 10 yıldır Batman’da yaşamaktayım. 15 yıllık eğitimciyim. Şu anda Belde İlkokulunda öğretmenlik yapıyorum. 6 yıldır Küçük Millet Meclisi çalışmalarının içerisinde yer alıyorum. Evli ve 1 çocuk babasıyım.

 

TÜRKAN: BATMAN KÜÇÜK MİLLET MECLİSİ NE ZAMAN VE HANGİ AMAÇLA KURULDU?

GÜLCÜ: Küçük Millet Meclisleri 2008 yılının Ekim ayında Ortak Çalışma Grubu adı altında 5 ilde deneme toplantıları ile kuruldu.  Amacı toplumda sivil toplum örgütlerinin, yasama süreçlerine etkin katılımını sağlamaktır. Yani Türkiye’de tersten işleyen demokrasiyi, aslında olması gereken konumuna getirip tabandan tavana doğru yaymaya çalışmaktır. Bu amaçla başladık işe. 1,5 yıl sonra Ortak Çalışma Gruplarının ismi, alınan yeni kararla Küçük Millet Meclisleri olarak değiştirildi. Batman’da bu çalışmayı ilk ben başlattım. 2,3 yıl boyunca bu çalışmayı yürüttüm. Yoğunluktan dolayı görevi bir avukat arkadaşımıza devrettim. O da il dışına çıkınca başka bir avukat arkadaşımıza devretti.  Daha sonra tekrardan ben ele aldım görevi.

 

TÜRKAN: BATMAN’DA NEDEN BÖYLE BİR OLUŞUM KURMA GEREĞİ DUYDUNUZ?

GÜLCÜ: Aslında sadece Batman özelinde olan bir çalışma değil bu. Şu anda aktif olarak 23 ilde var olan bir çalışmadır. Sadece Batman’da değil, tüm Türkiye’de ihtiyaç olan bir çalışmadır aynı zamanda. Çünkü Türkiye’de tersten işleyen demokrasi anlayışı var. Ve işin kötü tarafı da bu, kanıksanmış bir durum. İnsanlar buna itiraz etmiyorlar. Biz ise bu durumun doğru olmadığını düşünüyoruz. Belki de buna küçük bir itiraz, eski köye yeni adet getirmek anlayışı ile bu oluşumu Batman’da kurduk. Diyoruz ki demokrasi olması gerektiği gibi aşağıdan yukarıya doğru olsun. Halkın seçtiği milletvekilleri halkla seçimden seçime değil, sık sık ve aracısız bir şekilde yan yana gelsinler. Bu ihtiyaç buradan doğdu.

 

TÜRKAN: BATMAN KMM, HANGİ ARALIKLARLA TOPLANIR? TOPLANTIYA KİMLER KATILIR?

GÜLCÜ: Küçük Millet Meclisi toplantıları ayda bir defa yapılır. Toplantılarımızın diğer adı vekil-müvekkil buluşmalarıdır. Yani sivil toplum örgütleri ile şehrin seçilmişleri olan milletvekillerini, belediye başkanlarını bir araya getirmeyi amaçlıyoruz. Bizim 13 temel ilkemiz var. Bu ilkeleri benimseyen bütün sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, bir araya gelip örgüt oluşturamamış ama bir topluluk olan herkes aramıza katılabiliyor. Hiçbir ön şartı yok. Türkiye Büyük Millet Meclisiyle koordineli çalıştığımız için meclis tatilde olduğu dönemler haricinde her ay toplanıyoruz. Bu dönemlerde de olağanüstü bir gelişme olursa ya da katılımcılardan talep olursa o dönemlerde de toplanıyoruz.

 

 

TÜRKAN: TOPLANTIYA KATILMASINI İSTEYİP DE ARANIZDA GÖREMEDİĞİNİZ KİŞİ VEYA KURUMLAR OLUYOR MU?

GÜLCÜ: Elbette oluyor. Ancak biz Küçük Millet Meclisi, bu kentin fotoğrafı olsun istiyoruz. Yani insanlar o fotoğrafa baktığında kendisinin de temsil edildiğini, kendisinden olan insanların da orada olduğunu görsün istiyoruz. O yüzden her kesimden insanların ve sivil toplum örgütlerinin orada yer alması bizim için önemlidir. Bizim en önemli ilkelerimizden biri biz diyoruz ki, kim yoksa biz bir eksiğiz. Fotoğrafta bir eksik kalıyoruz. O aile fotoğrafının tamamlanabileceği herkese kapımız açık.  “Şu gelirse ben gelmem” diyenler oluyor. “O gelmese biz bir eksik olacağız, sen gelmesen biz yine bir eksik olacağız” diye karşılık veriyoruz. Neticede bu şehirde herkes yaşıyor. Sorunlar da herkesin sorunu olduğu için herkes bir araya gelmelidir. Bu ilkeyle yaklaşıyoruz. Kapımız herkese açıktır.

 

 

TÜRKAN: HER TOPLANTIDA GENEL VE YEREL OLMAK ÜZERE İKİ KONU BELİRLİYORSUNUZ. GÖRÜŞÜLECEK KONULAR HANGİ KRİTERLERE GÖRE SEÇİLİYOR?

GÜLCÜ: Toplantılarımızda biri genel, biri yerel olmak üzere 2 konu ele alıyoruz. Toplantılara 10 gün kala katılımcılara mail atıyoruz. Bu ay konuşulmasını istediğiniz bir yerel, bir genel konu önerin diyoruz. Tabi genel konuda en önemli şartımız, gündemden kopuk bir konu olmamasıdır. Geçtiğimiz ay içerisinde ülkede insanların ve medyanın en çok konuştuğu konu neyse onu seçiyoruz. Züifiyare dokunmak istiyoruz. Ne konuşuluyorsa onu ele alıyoruz.

 

 

TÜRKAN: TOPLANTIDA ÇIKAN GÖRÜŞLER VE DEĞERLENDİRMELER NEREDE SAKLANIYOR?

GÜLCÜ: www.tkmm.net adlı bir sitemiz var. Biz aylık yaptığımız toplantıda konuşulanların tümünü toparlıyoruz. Rapor haline getiriyoruz. Bu raporlar internet sitemizde yayınlanıyor, aynı şekilde katılımcılara da gönderiliyor. Yine aynı şekilde meclisteki milletvekillerimize gönderiyoruz. Genelde 23 ilde hemen hemen aynı konular konuşulur. Aynı konuyu görüştüğümüz diğer illerde çıkan görüşlere bakıyoruz. Ortak paydayı çıkarıyoruz. Mesela 20 ilde o ay için 500 sivil toplum örgütü bir araya gelmiş. Bu 500’ü ortak bir şey söyleyebilmiş mi? Ortak payda çıkarıyoruz. Bu ortak paydayı ve raporu, o illerin birinde herhangi bir milletvekiline veriyoruz. O milletvekili ise bu raporu mecliste basın açıklamasıyla yayınlıyor.

 

TÜRKAN: TOPLANTILARA BATMANDAKİ KATILIM YETERLİ Mİ?

GÜLCÜ: Batman’da ilk 3 yıl katılım çok iyiydi. Hem milletvekili nezdinde, hem sivil toplum kuruluşları nezdinde katılım çok iyiydi. Hatta o dönem milletvekilleri M. Emin Ekmen, Bengi Yıldız ve Belediye Başkanı Necdet Atalay, o dönem Türkiye’de Küçük Millet Meclisi toplantılarına en faza katılım sağlayan seçilmişlerdi. Sivil toplum kuruluşları da hiçbir zaman 20 sivil toplum örgütünün altına düşmemişti. Sonraki yıllarda bir düşüş yaşandı. Düşüş, sivil toplum kuruluşları nezdinde olmadı, onlar kararlılıkla katılmaya devam ettiler. Ancak seçilmişlerin katılım oranında bir düşüş yaşandı.

 

TÜRKAN: BU DÜŞÜŞÜ NEYE BAĞLIYORSUNUZ?

GÜLCÜ: Evet, seçilmişlerin toplantılara katılması noktasında bu ara biraz sıkıntı yaşıyoruz. Onların da en önemli gerekçesi vakit darlığı. Bu konuda söyledikleri doğrudur ama haklı değiller. Çünkü milletvekilleri, bu halkın temsilcisidir. Ve biz sivil toplum kuruluşları olarak onlara hazır bir zemin sunuyoruz. Diyoruz ki bakın bu kentin sivil toplum dinamikleri, her ay belli bir günde, belli bir saatte, bu ili ve bu ülkeyi ilgilendiren konularda bir araya geliyor. Sizi toplantılarımıza davet ediyoruz, diyoruz. Buna rağmen vakit sıkıntısından şikâyet ediyorlar. Evet, vakit sıkıntıları vardır doğru ama haklı bir gerekçe değildir. Öncelik sırası oluşturduklarında bence Küçük Millet Meclisleri onlar için öncelik olmalıdır.

 

 

TÜRKAN: BUGÜNE KADAR TOPLANTIDA ELE ALIP DA ÇÖZÜME ULAŞTIRDIĞINIZ KONULAR OLDU MU?

GÜLCÜ: Bu durum eleştiri almamıza da neden oluyor ama ilkelerimizden biri toplantılarımızda karar almamaktır. Biz karar almıyoruz. İnsanlar diyor ki o zaman niye toplanıyoruz, konuşuyoruz. Anlamı şudur, biz Türkiye’de bir arşiv oluşturuyoruz. Her ay 500’e yakın sivil toplum örgütü 23 ilde toplanıyor. Gündemdeki konular konuşuluyor ve ortaya çıkan görüşler arşivleniyor, internet sitemizde yayınlanıyor. Diyelim ki biz bu ay Türkiye’de İslamafobi konusunu ele aldık. Kayseri’deki bir sivil toplum kuruluşunun bu konuda ne düşündüğünü o arşivden görebiliyoruz. Ancak bunun dışında bu toplantılarda karar almıyoruz. Çünkü karar alınca azınlık, çoğunluğa uymak zorunda kalıyor. Bu da tek tipleşmeyi getiriyor. Bu, bizim istediğimiz bir durum değil. Bu yüzden karar almıyoruz. Herkesin sesi duyulsun istiyoruz. Sorunları konuşuyoruz, görüşleri arşivlerimizde yayınlıyoruz ve milletvekillerinin aracılığıyla Meclise gönderiyoruz. Çözümler için hazır zemin oluşturuyoruz.

 

 

TÜRKAN: BU AYKİ TOPLANTINIZDA İSLAMAFOBİ KONUSUNU GÜNDEME ALDINIZ. TOPLANTIDA BU KONUYLA İLGİLİ NE TÜR DÜŞÜNCELER ÖNE ATILDI?

GÜLCÜ: Bu ayki toplantımıza 14 sivil toplum örgütü katılmıştı. İslamafobi konusunu, Paris’teki olay üzerinden ele aldık. Ortak düşünce şuydu, tek bir ses dışında hemen hemen herkes öldürme olayının olamaması gerektiğini söyledi. Carlie Hebdo’nun yayınladığı karikatürün hakaret olduğu ve kınanması gerektiği de dile getirildi. Ancak İslami literatürde bunun karşılığının öldürme olmaması gerektiği vurgulandı. İslam dininin barışı esas aldığını, bir insanın öldürmenin tüm insanlığı öldürmekle bir olduğu dile getirildi. Hatta Taif Olayından yola çıkılarak Peygamber Efendimize yapılan hakaretlere rağmen Peygamber Efendimizin kendisinin bile böyle bir talepte bulunmadığını, bugün insanların onun adına böyle bir harekette bulunmasının doğru olmadığı konuşuldu. Karşıt görüşe sahip olan taraf ise olaya seküler yaklaşmak gerektiğini dile getirdi.

 

 

TÜRKAN: MEVSİMLİK İŞÇİLER İLE İLGİLİ NELER KONUŞTUNUZ?

GÜLCÜ: Bu konuyu bize Mazlum Der önerdi. Mevsimlik işçilerle ilgili 3–4 yıl önce de bir toplantı gerçekleştirmiştik. Ancak ne yazık ki sorun halen çözülebilmiş değil. Mevsimlik işçilerin azaltılması için yereldeki istihdamın arttırılmasına vurgu yapıldı. İstihdam arttığı zaman insanlar çalışmak için il dışına göç etmek zorunda kalmayacak. Çalışmak için başka illere giden işçiler, çocuklarının okula gidemeyişi, bu insanların o yörelerde ötekileştirilmesi, derme çatma ev veya barakalarda sağlık koşullarda yaşamaları, iki odalı evlerde 20–30 kişi kalması, yolculuk esnasında kapasitesinden 3-4 kat fazla yolcu alan araçlarda ulaşım yapmaları, meydana gelen trafik kazaları, yaşanan insanlık dramları konuşuldu. Bunun için en önemli adımın, yerli istihdamın arttırılması olduğu belirtildi.

Ayrıca mevsimlik işçilerle ilgili 2010 yılında Başbakanlık tarafından çıkarılan bir genelge var. Mevsimlik işçilerin yaşam şartlarının, gittikleri yerlere uyum sağlayıp sağlamadıklarının araştırılması için hem göç eden illerde hem de göç alan illerde Mevsimlik İşçileri İzleme Kurulunun kurulması gerekiyor. Ancak Batman’da henüz Valilik tarafından böyle çalışma yapılmamış. Bu konu toplantıda dile getirildi. Bazı sivil toplum örgütleri özeleştiri yaptı, bu konunun takipçisi olamadıklarını söylediler. Bundan sonra bu çalışma için bir dizi çalışma yapacaklarını dile getirdiler.

 

 

TÜRKAN: BATMANDAKİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINI NASIL BULUYORSUNUZ?

GÜLCÜ: Batman’da dinamik bir sivil toplum yapısı var. Olaylar karşısında duyarlılık gösteriyorlar,  hareket edebilen, bu hareketleri eyleme dönüştürebilen sivil toplum yapısı var. İyi de çalıştıklarını düşünüyorum. Ancak Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin ortak bazı sorunları var. En önemli sorunlarından biri, kendilerini finanse edememeleri. Kendilerini finanse edemedikleri zaman sivil toplum örgütleri ister istemez dağılıyor, kopuyor. Diğer bir sorun da, sivil toplum örgütlerinin duruşuyla alakalı. Siyasetten uzak durmalarını kast etmiyorum ama sivil toplum örgütleri, belli ideolojilerin arka bahçesi konumuna gelmemelidir.  Bu konuda daha hassas olunmalı. Ancak Batman için konuşacak olursak demin de dediğim gibi Batman’daki sivil toplum örgütlerinin dinamikliğinden ve işlevselliğinden herhangi bir kuşkum yok, çalışmalarını olumlu buluyorum.

 

TÜRKAN: BATMAN’DAKİ KURUMLAR SİZCE YETERİ KADAR ÇALIŞIYOR MU?

GÜLCÜ: Küçük Millet Meclisi toplantılarına kurumlar katılmıyor, davet etmiyoruz.  Biz sadece seçilmişler ile seçenleri bir araya getiriyoruz. Atanmışlar ile diyalog içerisine girmiyoruz. Ancak onları ilgilendiren bir konu görüşülüyorsa gelip gözlemci olarak katılabiliyorlar. Bunun dışında tüm Türkiye’de olduğu gibi Batman’da da kurumların ağır çalıştığını söylemek için kâhin olmaya gerek yok.

 

TÜRKAN: SİZCE BATMAN’IN EN ÖNCELİKLİ SORUNU NEDİR VE NASIL ÇÖZÜLMELİDİR?

GÜLCÜ: Sosyal, kültürel, ekonomik açıdan bu soruyu değerlendirebiliriz. Ancak bence en büyük sorun Kürt sorunu. Kürt sorununun çözümü,  diğer bütün sorunların çözümünün önünü açacaktır. Ekonomik, sosyal, yaşanan bütün sorunları tam olarak çözemese de çözümün önünü mutlaka açacaktır. Türkiye’ye demokrasi gelecekse Kürtlerle gelecektir. Batmanda da en önemli sorun, Kürt sorunudur. Bölgede yaşanılan bütün sorunların bahanesi, içinde bulunulan ortam ve Kürt sorunu oluyor. Bu yüzden Kürt sorunu çözüme kavuşturulursa,  yaşanan sorunların bahanesi de ortadan kalkmış olacaktır. Halkların, birlikte yaşama ile alakalı bir sıkıntısı yok. Ancak olay ideolojiye dönüşünce kamplaşmalar başlıyor.

 

TÜRKAN: BATMAN KMM GİRİŞİMCİSİ OLARAK SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA, BASINA VE KURUMLARA VERMEK İSTEDİĞİNİZ BİR MESAJ VAR MI?

GÜLCÜ: İl olarak, toplum olarak, ülke olarak zor süreçlerden geçiyoruz. Bu süreçlerin sonunda varacağımız tek bir nokta var diyalog. O zaman en az zararla sürecin sonuna gelelim ve diyalog kuralım. Toplumun bütün kesimleri arasında diyalog sağlansın. Önyargısız bir şekilde bir araya gelelim. Herkes aynı düşünmek ya da aynı yaşamak zorunda değil ama herkes birbirinin düşüncelerine saygı duymak zorundadır.  Tek vermek istediğim mesaj diyalog’dur.

 

TÜRKAN: SON OLARAK NE SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

GÜLCÜ: Küçük Millet Meclisi, Batman için çok önemli bir çalışmadır. Bugün belki farkında olunmayabilir, bu çalışmaların önemi fark edilmemiş olabilir ancak milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri bu çalışmayı sahiplenmelidir. Bir milletvekilinin 3-5 sivil toplum örgütünü ziyaret etmesi 3-4 ayı bulur. Biz, onlar için bütün sivil toplum örgütlerini, farklı kesimleri, farklı düşünen herkesi aynı ortamda buluşturuyoruz. İstediğimiz hedefe ulaşamazsak bile, önümüzdeki süreçte yürütülecek çalışmalar için zemin hazırlıyoruz.


Editor : YUSUF KAVAK
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
RESMİ İLANLAR
TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SOSYAL MEDYA