Mezopotamya’nın taşa yazılmış gizli hazinesi : BATMAN
Geçmişi ile bugünü yaşayan bereketli topraklar.
Her şehrin bir hikayesi, her hikâyenin de bir yaşanmışlığı vardır. Tarihi, kültürü ve topraklarının o büyülü dokusu ile Batman Güney Doğunun cevheridir. Mezopotamya’nın bereketinden nasibini almış, bu beldeye gömülmüş bir tarih yatmakta. Şimdilerde biz orayı tarihinin cezbettiği, büyülü güzellikleri turistlerin akınına uğrayan mekanları ile tanıyoruz. Hasankeyf’i, Malabadi köprüsü, Yolgeçen Hanı ve daha nice toprak üstü ve toprak altı derin tarihi ile adeta bizleri gizemli geçmişine doğru çekmekte bu belde.
Dicle’nin bereketi ile sulanan o topraklarda demir atlar adeta bir küheylan edası ile koşturmakta. Toprak altındaki cevheri toprak üstüne çıkarmak için doludizgin çalışan bu demir atları yol boyunca görmek insana inanılmaz bir heyecan veriyor. Dicle, Batman çayı ve Garzan çayları arasında kurulmuş bu şehir 1940’lı yıllarda Raman dağında petrolün bulunmasıyla gündeme oturmuş, 1950 yılında ise Batman Çayından dolayı Batman ismini aldığı söylenmekte.
Yine de Batman ismi ilk defa Viyana milli kütüphanesinde bulunan “VAKAİ NAMEİ HISNKEYFA” Arapça adıyla -Nuzhetu’n-Nazir ve Râhatu’l-Hatır- isimli 2 ciltlik eserde geçmektedir. Bu kitapta “Meyyafarkin (Silvan) civarındaki aşiretler ile Batman civarındaki aşiretlerin Batman Köprüsü yakınındaki çatışmalarından bahsetmiş. 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başında yazılan bu eserden başka aynı yüzyılda yazılmış Ebubekir Tiharinin –Diyarbekriyye- isimli eserinde de Batman ismi geçmekte. Batman isminin ilk defa bu iki eserde geçmiş olması 14. yüzyıldan günümüze kadar gelen ve yaklaşık 700 yıldır bu yörenin isminin Batman olduğunu gösteriyor.
Her ne kadar Batman isminin kaynağı net olarak bilinmese de bu ismin bu şehre çok yakıştığını söyleyebilirim.
Daha önceleri buranın ismi Eyluh, Eyluhi veya İluh imiş. İluh, Batman’ın kurulduğu ilk yer olma özelliğini taşıyor. Tarihi çok ama çok eskilere dayanıyor. Neolitik çağ öncesi hatta 12 bin sene öncelerine dayanan bir geçmişi ile Çatal Höyükten bile eski olduğu söyleniyor. Yani Anadolu’nun veya insanlığın en eski yerleşim bölgelerinden biri burası. Böylesine asırlarca eski bir şehirde kim bilir yaşanan nice hikayeler, nice efsaneler yatmakta. Bu sebeple buraya (höyük) demek doğru olur. Yani üzerinde binlerce yıl çeşitli medeniyetlerin yaşadığı, defalarca yıkılıp yerine yeni yeni medeniyetlerin kurulduğu, tarihi kalıntılar üzerinde yeniden hayat bulan bir şehir.
Üzerinde Hasankeyf höyüğünün de bulunduğu, Hallan Çemi höyüğü, Gre Amer, Sumaki höyük, Kuriki Höyük, gibi tarihin izleri üzerinde taşıyan efsaneler şehri Batman. Adeta tabiat ile kaynaşan bu kültür hazinesini dünya üzerinde ki emsalsiz bir yer olarak nitelendirebiliriz. Üzerinde barındırdığı Höyükler, Tümülüsler, kaya mezarları, mağaraları ile günümüze kadar gelmiş bu şehri keşfettikçe heyecanınız daha da çok artıyor.
Bunlardan herkesçe en çok bilineni Hasankeyf höyüğü, içinde bine yakın mağara bulundurmakta. O kayalara oyulmuş mağaraların içinde ne hayatlar ne acılar belki de ne aşklar yaşanmıştır. Zamansızlığın zamana karşı direnişinde ayakta kalan bu mağaralarda yaşayanların anlattıkları hikayelere bakılırsa çok mutlu bir hayatlarının olduğu da düşünülebilir.
Elektrik, doğalgaz, televizyon gibi maddi yüklerden sıyrılmış insanların başka ne gibi gereksinimleri olabilir diye düşünüyor insan. Asırlar önce burada yaşamış medeniyetlerin bıraktıkları sanat eserleri, kalıntılar ise günümüzde insanların çok ilgisini çeken bulgular.
Burası için Mezopotamya’nın taşa yazılmış gizli hazinesi demek daha doğru olur.
Kandil Kalesi, Yolgeçen Hanı, Mor Kiryakus manastırı Hızır Bey Cami bu topraklara hayat veren tarihi eserlerden sadece birkaçı. Çok bilindik gezginlerden Evliya Çelebi, Şerefhan Bitlisi, İbnül Ezrak gibi tarihe mal olmuş kişiler seyahatnamelerinde Batman’dan uzun uzun bahsetmişler, hatta Batman için Batman eyaleti veya Batman beyliği ifadelerini kullanmışlar. Anadolu’nun ilk yerleşim merkezi olması sebebi ile her bir köşesi tarih kokan bu belde gelecek günlerin en ilgi çeken, en merak edilen ve turist akınına uğrayan şehri olacağı kesin.
Her şehri değerli kılan, geçmişi ve geçmişinin yaşatılmasıdır. Geçmiş tarihinin izlerini muhafaza eden, hatıralarını içinde barındıran ve yaşatan şehirler her zaman değerlerini korurlar.
Batman ve Garzan çaylarının Batman il sınırları içinde akması ve her üç nehrin de Batman da uzun bir yol izlemesi Batman için büyük bir avantajdır. Özellikle bu nehirlerin akış güzergâhı olan Dicle Vadisi, Garzan Vadisi ve Sason Vadisinde çok zengin bir tarihi dokuyu oluşturur. Bu vadiler içinde muhakkak ki binlerce yıldır yatan tarihi eserlerde olacaktır. Çünkü Neolitik çağdan bu yana bu vadide hep yerleşimler olmuş. Bu demektir ki Arkeolojik açıdan bu topraklar değerine paha biçilemeyen bir hazine değerindedir.
Editor : Seyithan Çetin