Paylaşmak, İyilik; Bunlar İnsanı Çok Mutlu Eden Durumlar

Batman’ın köy okulların da değişim, KAHEV’le başladı. Kadın Hekimler Vakfı (KAHEV), 2017’lerden bu yana ülkenin ihtiyaç duyulan bölgelerinde öğrencilerin hayatına dokunan bir vakıf. Gönüllü kadın hekimlerin oluşturduğu KAHEV’in Batman’daki yolculuğu ise 13 sene önce Dr. Demet Orhan Başer’in mecburi hizmet kapsamında buraya gelişiyle başladı.

Röportaj: Elif Yıldırım


“Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: ya bir insan yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.” der Tolstoy.

Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı KAHEV’le Batman’da elini taşın altına koyan sevgili Demet, işe kadın hekimleri bir araya getirerek başladı.

Kadın hekimler kısa sürede KAHEV çatısı altında birleşerek köy okullarını boyamaya, bakım ve onarımlarını yapmaya girişti. Okullara zekâ oyunları atölyeleri, sanat atölyeleri, robotik kodlama atölyeleri açan KAHEV’li kadın hekimler, üniversite okuyan ihtiyaç sahibi kız öğrencilere de burs desteğine başladı.

13 senede Batman’da yüzlerce hatta binlerce öğrencinin hayatına dokunmayı başaran KAHEV’in bu kutlu yolculuğunu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Demet Orhan Başer’den dinleyelim, istedik.

İyilik, paylaştıkça çoğalır.

İyiliği ve paylaşmayı çoğaltan kadın hekimlerimize bu kutlu yolculukta başarılar diliyoruz.

-Kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar neler yaptınız?

“Ben Dr. Demet Orhan Başer, Fethiyeliyim. Annem ve babam Fethiye’nin yerlisi. Annem emekli hemşire, babam ise emekli öğretmen. İlk ve orta öğrenimimi Fethiye’de tamamladıktan sonra Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. 7 sene Ege’de okuduktan sonra Akdeniz Üniversitesi’ne Pediatri İhtisası için gittim. Antalya’da 5 sene eğitimimi tamamladıktan sonra Batman’a mecburi hizmete geldim. 13 senedir Batman’da görev yapıyorum.”

-KAHEV’in çıkış öyküsü nedir? Vakfı biraz tanıtır mısınız?

“KAHEV, desteklediğimiz öğrencilerin sayısının artması sonucu bir ihtiyaç olarak doğdu. 6 Ocak 2017 tarihinde Doktor Anneler isimli kapalı bir sosyal medya grubunda, bir aile hekimi arkadaşımız; başarılı bir Anadolu Lisesi öğrencisinin maddi imkânsızlıklar yüzünden okulu bırakmak zorunda kalacağı ile ilgili post paylaşmıştı. Çocuğun eğitimine destek olmak isteyen 25 kişi, o postun altında buluştuk. Ardından kurucuları arasında yer aldığım Doktor Hanımlar Yardımlaşıyor grubunu kurduk. Bu grubun faaliyet alanı; ihtiyaç sahibi öğrencilere destek olmaktı. İkinci yılın sonunda öğrenci sayımız ve toplanan para miktarı çok artınca bu durumu resmileştirmemiz gerekiyordu. Bu yüzden kadın hekimlerle vakıflaşma yoluna gittik ve Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı KAHEV’i kurduk. Ülkemizin her yerinde eğitimle ilgili iyi işler yapabilen, dünyanın her yerinde tanınan ve bağışlar alan bir vakıf olmayı hedef belirledik.”

-Vehbi Koç ödülünü alma sürecinizden kısaca bahseder misiniz, bu ödül size ne hissettirdi?

“Vehbi Koç Vakfının ödülüne layık görülmek bizim için onur ve gurur verici. Daha önce bu ödülü alan kişilere baktığımız zaman; KAHEV olarak bizim geldiğimiz aşamayı, bu işe gönül vermiş ve bu işe 7 senedir her anını ayırmış biz kadın hekimlerin geldiği noktanın ne kadar önemli olduğunu bize göstermesi açısından son derece önemli bir ödül. Projelerimizin değerli görülmesi, yaptığımız işlerin, verdiğimiz bursların ve gönüllü olarak yaptığımız işlerin takdir edilmesi bizi motive etti. Bizleri; Vehbi Koç ödülüne layık görülerek ve bu takdiri kazanma şerefine nail olarak, zaten çok severek ve gönülden yaptığımız işlerin bu kadar değerli bir vakıf, yönetim kurulu ve seçici kurul tarafından ödüle layık görülmesi inanılmaz mutlu etti. Çalışmalarımıza o günden sonra ayrı bir heyecanla ve şevkle devam ettik. Şunu da gördük ki biz düzgün, ahlâklı, doğru projeler, gönülden projeler yaptığımız için KAHEV’imizin yolu doğru kişilerle karşılaşarak ilerliyor ve önünde bambaşka aydınlık yollar açılıyor. Şunu çok iyi anladık, yalnız değiliz.”

-Cumhuriyet Kadınları Sergisinde KAHEV’in yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz, peki?

“Ülkemizin değerli sanatçılarından Ressam Haydar Ekinek, Cumhuriyet Kadınları adlı sergisinde KAHEV’e de yer verdi. Haydar Ekinek, bu sergide KAHEV’in 25000 kadın hekim destekçisini temsilen benim portremi çizerek sanatseverlere KAHEV’i tanıttı. Sergide yer almamıza vesile olan Yönetim Kurulu Üyemiz Dr. Özge Balçın’a teşekkür ederiz.”

Batman’da yaptığınız çalışmalardan biraz bahseder misiniz?

“Batman’da pek çok köy okuluna kütüphaneler, laboratuvarlar yaptık, hep birlikte okulları boyadık. Gezici sanat atölyeleri ile çocuklarımıza faaliyetler yaptırdık. Geçen sene Batman’da bir ilk olan KAHEV çocuk şenliği düzenledik. ADEM’lerde Milli Eğitimle birlikte çocuklarımıza eğitimler vermeye devam ediyoruz.”

-Batman’da kadınların ekonomik ve sosyal yaşamdaki yerini nasıl görüyorsunuz?

“Batmanda kadınların maalesef sosyal yaşamını ve ekonomik durumunu çok geri buluyorum. Kadınların çoğu zaten ev hanımı, çalışmıyor. Maalesef sosyal anlamda çok bir hayatları yok. Fazla sayıda çocukları da olduğu için sürekli ev işleri ve çocuk bakımıyla zamanlarını geçirmek zorunda kalıyorlar. Kendilerine zaman ayırabildiklerini düşünmüyorum. Özellikle bizim hastaların anneleri ve hastanede birebir gördüğümüz popülasyonun çok fazla kendine zaman ayırabilen, kendi bütçesi olan, ekonomik özgürlüğü olan kadınlar olmadığını görüyorum. Bu durum beni çok üzüyor. Sonuçta kadınların güçlü olması, üretimde yer alması, kendilerinin ayakları üzerinde durması ve başkalarına muhtaç olmaması bizim çok istediğimiz şeyler. Bu sebeple kız çocuklarının eğitimine destek vererek onların ileride kendi ayakları üzerinde durabilen kadınlar olmalarını istiyoruz. Kadınların sosyal hayata kazandırılması için projeler yapıyoruz. Daha önce şehrimizde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınların varlığını tüm şehirde görünebilir hale getirmek amacıyla, ‘süslü bisiklet turu’ yapmıştık. Yine bu sene 8 martta Batman Üniversitesi Kampüsüne kadınlarımızla ağaçlar diktik. Kadınların yine sosyal hayatta yer almaları, ağaç dikmeleri kendilerinin de çok hoşuna gitti. Biz de onlarla olmaktan çok duygulandık. Bizim için Batman çok değerli ve kıymetli bir bölge. Yeni mezun olan genç kadın hekimlerin ilk atandığı, ilk görev yaptığı bölge olması sebebiyle KAHEV’le ve bizimle ilk tanıştıkları bölge. KAHEV’in projelerini buradan pilot bölge gibi öğrenip daha sonra Türkiye’nin dört bir yanına dağılarak yapılan projelere dâhil olmaları da bizim için önem taşıyor. KAHEV’in ilk yüz yüze eğitim veren akademisinin ilk ofisinin Batman’da olması, hekimlerin küçük çocuklarının yaz okulu şeklinde burada eğitim alabilmeleri, çalışan kadınların yaz tatillerinde çocuklarını güvenle bırakabilecekleri bir ortam olması sebebiyle Batman KAHEV Akademi çalışan kadınlar için çok büyük önem taşıyor. Batman’ın güvenilir bir şehir olması, insanların birbirleriyle, yönetimle, devlet insanlarıyla hızlı ve organize bir şekilde görüşebiliyor olması, STK bilincinin oturmuş olması açısından da bizim yeni projelere yelken açabildiğimiz bir yer. Okullardaki yöneticilerin ve öğretmenlerin çok hevesli olması, çok genç bir nüfus olması, çok zeki ve yetenekli öğrencilerin Batman’da çok fazla sayıda olması da KAHEV projelerini yaparken bizleri çok heyecanlandırıyor. Özellikle genç öğretmenlerimizin ilk atama yerleri olması dolayısıyla da çok hevesli genç öğretmenlerimizle tanıştık. Onlarla proje yapmayı biz de çok seviyoruz. Onların heyecanını, öğrencilerin mutluluğuna şahit olmayı ve destek olmayı çok önemsiyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor.”

-Bu çalışmalarınızda sizi motive eden şeyler nedir?

"Bu çalışmaları yaparken benim çıkış noktam şu oldu, 30 yaşına kadar eğitim almış, çocuk sağlığı hakkında bilimin en son noktasını öğrenip mecburi hizmete geldiğimde masanın diğer tarafındaki kişilerin eğitim seviyesinin benim tedavi başarımı etkilediğini gördüm. Okuma yazma bilmeyen bir anneye ilaç dozu anlatmak, ateş takibini anlatmak ve bunları doğru yapmasının çocuğun tedavi başarısını etkilediğini gördüm. Bu sebeple sadece kendimizi eğitmek çözüm değildi, ülkemizin çağdaş yaşam koşullarına ulaşması için toplumun da eğitim düzeyinin artması gerekiyordu ve bu sebeple KAHEV ve çalışmalarınızı gerçekleştirdik. Biliyor musunuz ben Brucella ile düşünmeyi Batmanlı yaşlı bir amcadan öğrendim. Batman'da bir amca, eklem ağrısı, kara dalak büyümesi, düşmeyen ateş ve yürüyememe şikâyetiyle bana gelmişti. Ben farklı hastalık şüpheleri üzerinde dururken amcamız ‘Kızım hele üzülme, bana Brusella testi yap, bizim köyde herkes bu hastalığa yakalanmış...’ dedi. Yaptığım testte amcanın, brusella hastası olduğunu teşhis etmiştim. Batıda bu hastalığa pek denk gelmezdik... Bölgede olan Tifo, Brucela, Hepatit A gibi hastalıkları Batman'daki hekimliğimde öğrendim. İşte bu sebeple bu ülkenin her açıdan sağlık alanında da başarılı ve sağlıklı nesillere ulaşması için; hem hastanelerde doktorluk hem de vakfımızda eğitim ile çalışmaya devam ediyoruz. Burs alan öğrencilerimizle buluşmak, köy okullarında çocuklarla görüşmek onların mutlu olması bizi de çok mutlu ediyor. Paylaşmak ve iyilik; bunlar insanı çok mutlu eden durumlar. Bizler de varoluşumuzu anlamlı kılmak için bu çalışmalarla çok mutlu oluyoruz. Çünkü insan sosyal bir canlıdır. Ve bireysel yaşamdan ziyade toplu işler topluma faydalı olmak bizleri çok mutlu ediyor. Dünyada mavi son denilen bölgelerde uzun yaşayan insanlar incelendiğinde onların aidiyet hissettikleri bir grupla ve toplumda güven içinde yaşadıklarını görüyoruz. Bizler KAHEV'le stresimizi atıyor, önce kendimize sonra topluma faydalı oluyoruz. Güven, aidiyet başkasına faydalı olmak bunlar insanın ihtiyacı olan duygular."


SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
RESMİ İLANLAR
TÜMÜ
Bugün yayınlanan resmi ilan bulunamadı!...mid2