Hüseyin Pehlivan'ın torunu Sinan Alkaya, AA muhabirine, dedesinin, Kırkpınar'da ilk defa 1939'da Kurt Dereli Mehmet adına düzenlenen bir güreşte aldığı kemerin manevi anlamda kendileri için paha biçilmez olduğunu söyledi.
Dedesine verilen kemerin o dönemde altın olmasının mümkün olmadığını belirten Alkaya, "Kurt Dereli Mehmet adına düzenlenen bir güreşte altın kemer veriliyor. Tabii ki ülke harpten çıkmış, altın olması mümkün değil kemerin. Bu da tartışılıyor, tenekeydi değildi. Teneke ya da herhangi bir metal olması bizim ve ailemiz için hiçbir zaman sorun olmadı. Biz kemerin manevi değerinden Tekirdağlı Hüseyin Pehlivan'ın torunları olmaktan çok mutluyuz. Şeref duyuyoruz." dedi.
1982 yılında dedesinin vefatının ardından babaannesiyle birlikte oturdukları apartmanda kemeri özenle sakladıklarını anlatan Alkaya, bunun bir aile geleneği haline geldiğini kaydetti.
Dedesinin 84 yıl önce aldığı kemerin, ailecek erkek çocukta kalması ve saklanması yönünde karar verildiğini vurgulayan Alkaya, "Kemer ve dedemden kalan diğer belgeler babaannemdeydi. Babaannemin vefatından sonra ise kemer ve belgeleri babam devraldı. Babam vefat edince tek Alkaya soy adını taşıyan erkek torun olarak kemerin bende kalması uygun görüldü. Ben de kemeri saklıyorum. Bir oğlum var. Benden sonra ona ondan sonrada ailesi kemeri saklayacak." diye konuştu.
Sakladıkları kemeri gördükçe gururlandıklarını aktaran Alkaya, Tekirdağlı Hüseyin pehlivanın kemerinin kendilerinde olmasından dolayı mutlu olduklarını belirtti.
Sinan Alkaya'nın eşi Funda Alkaya da Tekirdağlı pehlivan Hüseyin'in gelini olmaktan gurur duyduğunu belirtti. (AA)