Sağlıklı ve ideal kilonuz “0 beden” değildir. Bu nedenle vücut yapınıza uygun olan ideal kilonuzun ne olduğunu bir diyetisyenden yardım alarak öğrenin.
•Tanıdıklarınızın diyetisyene giderek aldığı önerilerin aynısını uygulamaya kalkmayın. Çünkü diyet herkesin yeme alışkanlıklarına, sağlık durumuna, vücut ölçülerine ve yaşama biçimine göre değişir (arkadaş vasıtası ile fotokopi yolu ile elde edilen diyetler hiçbir işe yaramaz).
•Uzun saatler süren açlığın sonunda bedeniniz metabolizmasını yavaşlatır, yani enerjiyi tasarruflu harcamaya başlar ve açlığın sonunda hızlı ve daha fazla yemek yersiniz. Bu da az enerji harcayan bedeninize birden yüklenmeniz durumunda daha fazla yağ depolanmasına neden olur. Oruç tutanların neden kilo aldığını bu sonucu çok iyi açıklamaktadır.
ORUÇ TUTARKEN DE DİYET Mİ OLUR?
•Oruç tutarken nasıl diyet yapacağız öyle şey mi olur? Dediğinizi duyar gibiyim… Hayır diyet demek kişinin kendisine özel ihtiyacı olan enerjiyi dengeli bir biçimde besinlerden almasını sağlamamız demektir. Yemeden içmeden kesilmeniz manasında değildir.
•Herkese hayırlı ramazanlar…
•Ramazan ayı 11 ayın sultanı yine geldi yine kavuştuk o güzel sohbetli gecelere…
•Ramazan ayında vücudumuzun alıştığı bir beslenme döngüsünden birden farklı bir yaşam biçimine geçiyoruz o nedenle ilaçları olanlar kronik rahatsızlığı olanlar mutlaka doktorlarına danışmalılardır.
•4-5 öğünden 2-3 öğüne geçip uzun süre açlık olan bir döngüde önemli olan muhakkak gece sahurun yapılmasıdır.
•Sahurda sıcak yaz günlerini de düşünürsek tercihlerimizi gün boyu susuzluğumuzu en aza indirecek olan su oranı yüksek besinlerden yana yapmalıyız bunlara örnek; domates, salatalık, kavun, karpuz, şeftali, elma, hurma, balık çeşitleri, tavuk, taze kayısı, sebzeler, ev yoğurdu gibi.
•Sahurda glisemik yükü fazla besinleri tercih etmeniz gün boyu ani kan şekeri düşüklükleri ile beraber yine ani acıkma atakları yaşamanıza neden olur bu yüzdendir ki glisemik yükü az olan besinleri tercih etmeye çalışınız örneğin; kahverengi pirinç, kepekli makarna, bulgur, domates,yumurta, –arpa, yulaf, tam buğday, çavdar–ekmeklerinden biri, süt, taneli çorbalar(az yağlı), havuç gibi.
•İftarda ani bir yemek yeme girişimine geçmeyiniz. Orucunuzu 1 bardak su ile açtıktan sonra 1 kase çorba ve ardından 15-20 dak. sonra yemeğe geçiniz. Aksi takdirde mideniz ve bağırsak hareketleri ile ilgili problemler de kaçınılmaz olacaktır.
•Yemeğinizde çok yağlı olarak pişirilmiş derin yağda kızartmalar, tatlılar, fazla fazla iftariyelikler, çok tuzlu ürünler, salam sosis sucuk gibi işlenmiş ürünler, aşırı sıcak ya da soğuk besinler, asitli içecekler, kavurmalar gibi aşırı yağlı besinleri tercih etmeyiniz.
•Bunların yerine bol lifli ve posalı yiyeceklerin ağırlıklı tercih edilmesi, ekmek ürünlerini tam taneli olanlarından yana tercih edilmesi, pirinç pilavı yerine bulgur pilavı veya kuru baklagillerin tercih edilmesi, sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmesi bu dönemde yaşanabilecek kabızlık sorununu önleyecektir. Kabızlık sorunu yaşamamak için yeterli su tüketimi de son derece önemlidir.
•Yine iftarda az yağlı et yemeği, sebze yemeği (sebze yemeğinizi çok pişirmeyiniz eğer haşlıyorsanız suyunu artıp dökülecek oranda koymayınız) veya salatayla devam edilmesi uygundur. Pişirme yöntemleri olarak suda-buharda- ızgarada- fırında olanları tercih ediniz.
•İftarda yağda kızartılmış saray lokması, tel kadayıfı gibi bol yağlı bol şerbetli tatlılar yerine haftada 1-2 sütlü tatlılar (puding, sütlaç, muhallebi, dondurma vb.) veya meyve tatlıları ek şeker eklenmemiş olanlardan tüketilmelidir. Tatlılar ve meyveler yemekten 1,5-2 saat sonra yenilmeye özen gösterilmelidir.
• İftardan 45-60 dak. sonra hafif tempoda kısa mesafeli yürüyüşler hem kilo dengenizi sağlayacak hem metabolizma hızınızın düşmesinin önüne geçmiş ve bağırsak motilitesini arttırmış olacak hem de yenilenlerin sindiriminin daha iyi olmasını sağlayacaktır.
Bol şenlikli-sohbetli bir Ramazan ayı geçirmeniz dileklerimizle Hayırlı Ramazanlar…