REFERANDUMDA NEDEN “EVET”

REFERANDUMDA NEDEN “EVET”

BURHAN ZORLUOĞLU,Emekli Öğretim Görevlisi:

Sevgili okuyucular 16 Nisan 2017 günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için propaganda yapan EVET ve HAYIR’cıların hepsinin görüşlerine saygılı olduğumuzu belirttikten sonra sandığa giderken neleri oylayacağımızı aklım yettiğince sizlere anlatmaya çalışacağım.

Umarım sandığa gittiğinizde bu tespitler sizlere bir nebze rehber olur.

Referandum neticesinin ülkemize ve halkımıza hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ettikten sonra 16 Nisan 2017 günü:

1) Ülkeyi yıkmak isteyen üst akıl ve yabancı güçlere inat Kürt ve Türk milletinin kardeş olduğunun bütün dünyaya haykırılacağı, Kürt ve bölge halklarının sorunlarının çözümü için gereken desteğin bir kez daha verileceği gündür.

2) Bütün milliyetçi zihniyetlerin kaybedeceği ve ümmetin kazanacağı gündür.

3) Şırnak’a, Hakkari’ye ve bütün doğuya havaalanı ve duble yol yapanlarla,  halkı sömürenlerin sandıkta yarışacağı gündür. Hiç şüpheniz olmasın hizmet yapanlar kazanacaktır.

4) 15 Temmuz’da bu ülke için tankların altında şehit ve gazi olanların ülke ile ilgili umutlarının tazeleneceği gündür.

5) Seçilen Başbakanları devirip aşağılık delillerle idam eden ve şimdi de aynısını yapmak isteyen emperyalistlerin güdümündeki darbecilere artık yeter deme günüdür.

6) Cumhurbaşkanlığı seçiminde “367 yi bulun”  diyen zihniyete bir kez daha sandıkta hesap sorma günüdür.

7) Cumhurbaşkanının eşi başörtülü olamaz diyenlere sandıkta cevap verme günüdür.

8) Üniversitelerde öğrencileri başındaki örtüsü nedeniyle dışarı atan ve “Başörtüyle Okumak istiyorsa Arabistan’a gitsin”  diyen zihniyetin bir daha kaybedeceği gündür.

9) Bu ülkenin gerçek sahipleri olan halkı “Cahil, Göbeğini Kaşıyan, Çoban, Kıro” sözleriyle aşağılayıp adam yerine koymayanlara “Biz bu ülkenin asıl sahipleriyiz” deme günüdür.

10) 15 Temmuz gecesi ülke elden gitmesin diye canını siper eden halk ile, aynı gece ’’Bana ne’’ diyerek bankamatiklerden para çekmeye koşanların hesaplaşma günüdür.

11) On yılda bir ordu içindeki vatan hainlerine darbe yaptırarak ülkeyi soyanlara ‘’ Bir daha darbe yapamayacaksınız”  deme günüdür

12) Koalisyonlarla ülkeyi yönetilemez hale getirip bankaları soyup batırdıktan sonra ülkeyi 70 cente muhtaç edenlere bir kez daha “artık bir daha iktidar olamazsınız çünkü halk size güvenmiyor”  deme günüdür.

13) “Ne oy alırlarsa alsınlar, hangi parti gelirse gelsin bu ülkenin sahibi biziz” diyerek istedikleri zaman parti kapatanlara “Bir daha parti kapatamayacaksınız” deme günüdür

14) Sevr antlaşması nedeniyle Boğazlarımızdan geçen gemileri denetleyemediğimiz gibi geçiş ücreti de alamıyoruz. Ama Kanal İstanbul yapılınca oradan geçmek zorunda olacakları için denetleme ve ücret alma hakkımız olacak. Halkın Kanal İstanbul’un yapımına karşı olanlara “kanalı engelleyemezsiniz” deme günüdür.

15) Ezan okuyor diye müezzine saldıranlar ile her dine saygılı olanların sandıkta hesaplaşma günüdür.

16)  Ülkeyi her gün kazaların eksilmediği yollardan duble yollara, otobanlara, hızlı trenlere ve hava alanlarına kavuşturarak uygar bir ulaşım ağına dönüştüren halkın hizmetkarlarının kazanacağı gündür.

17) Halkına evde tedavi hizmeti, çocuk bakım ücreti, hasta bakıcı ücreti ve daha birçok hizmeti veren ve bunlar yetmez diyerek daha fazlasını vermek için ye çalışanlar ile halkı sömürenlerin mücadele günüdür.

18) Bu ülke sayesinde servetlerine servet kattıkları halde gezi olaylarında “Ben de çapulcuyum” diyerek halkı isyana teşvik edenlerin kaybedeceği ama ülkenin gerçek sahipleri olan halkın kazanacağı gündür.

19 ) Halkı mezbele hastanelerde günlerce ilaç kuyruklarında beklettikten sonra ilaçsız bırakan ve  hastasının ölmesine sebep olan zihniyetin kaybedeceği gündür.

20)  Bir zamanlar bir memur SSK hastanesine işçi de devlet hastanesine gidemezdi. Üniversite Hastanelerine gitmek için de bir sürü formalite gerekirdi. Hele özel hastanelere bütün parayı ödemeden gitmek kesinlikle mümkün değildi. Dolayısıyla vatandaş hastalığına çare bulana kadar yollarda ölüyordu. Bugün vatandaş işçi memur ayırımı olmadan birçok ülkede benzeri olmayan televizyonlu ve klimalı hastanelerde tedavi görüyor ve istediği eczaneden ilacını alıyor. Bu güzel hizmetleri halkına verenlere “Halk sizinledir.” deme günüdür.

21) Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de askere giden, yeri geldiğinde vatan için ölen, örgütlerin ve siyasi partilerin lokomotifi olan gençlere güvenmeyenler ile, onlara güvenen ve lokomotifi kendilerine teslim etmek isteyenlerin mücadelesidir. Şüphesiz gençlere güvenenler kazanacaktır.

22) Ülkenin Uluslararası Para Fonu ( IMF )’nuna olan borcunu ödedikten sonra “Bir daha borç istemiyorum. İhtiyacınız varsa ben size veririm” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve halkın emperyalistlerle mücadelesinin doruk noktasıdır. Bu mücadeleden galip çıkacak olan Ülkemiz, Halkımız ve Cumhurbaşkanımız olacaktır.

***

Batmanlı kardeşlerim, Bunlar şu anda hatırıma gelen sebeplerdir.

Daha sayamadığım bir yığın sebep vardır.

Ülkesini ve her ferdini seven biri olarak şunu söylemek isterim.

Burası Kürt,  Türk, Arap, Müslüman, Ezidi, Süryani ve başka mazlumların yaşadığı coğrafyadır. Her gün yüzde doksanı Müslüman olan bu coğrafyada kan, göz yaşı, vahşet, perişanlık ve ölüm vardır. Suriyeli kardeşlerimize bakın.

Doktor, mühendis, avukat gibi mesleği olan kardeşlerimiz her şeyini kaybetmiş bir lokma ekmeğe muhtaç durumda ülkemizde yaşam mücadelesi veriyorlar.

Devletimiz ve halkımız ensar ruhuyla bu kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmaya çalışıyor. Peki, size soruyorum: Allah muhafaza Türkiye Suriye gibi olursa bizim gidecek bir yerimiz var mı? Bu halkı Avrupa kabul eder mi?

Basında Avrupa’nın Suriyeli kardeşlerimizin başına getirdiklerini görüyoruz.

Bu nedenle uyanık olalım.

Avrupa, Amerika ve sömürenlerin oyununa gelmeyelim.

Batı bizi bizden daha çok mu seviyor ve düşünüyor da parlamenter sistemde kalmamızı istiyor!

Bu getirilen sistem dörtdörtlük bir sistem olmayabilir. Ama önemli olan sistemin değişmesidir. Sistem değiştikten sonra aksayan yönleri düzeltilir.

Bu referandum köhnemiş ve her partinin kendi çıkarını düşündüğü bir sistemi kaldıracaktır.

Ecevit’in Başbakanlığında otel lobilerinde pazarlıklar sonucu 12 bağımsızla kurulan ve devletin kaynaklarının talan edildiği koalisyon hükümetini unutmayalım.

28 Şubatta Rahmetli Erbakan’a ve Çillere hükümet kurdurmamak için Cumhurbaşkanı Demirel’in Doğruyol Partisini parçalayıp İsmet Sezgin’e şemsiye partisi kurdurduğunu hatırlayalım. Mesut Yılmaz hükümetlerini unutmayalım.

Ayda bir değişen hükümetleri hatırlayalım.

Durmadan hükümetler değiştiği için istikrarsız geçen yılları ve talan edilen hazineyi unutmayalım. Kurdurulan koalisyon hükümetleri sayesinde ülkenin kaynakları paylaştırılmış ve ülke IMF ye borçlandırılmıştır.

Bunlar gibi birçok örneği aklımızın bir köşesinde tutup ona göre kararımızı verelim.

Kırk yıllık hayat tecrübeme dayanarak öğrencilerim ve dostlarıma şunu söylemek isterim. Ülkenizin, kendinizin,  çocuklarınızın ve hatta torunlarınızın geleceğini düşünün ve seksen yıldır halkını aşağılayan, kardeşleri Alev-Sünni-Kürt-Türk diyerek birbirine düşman eden, kardeş kanı dökerek ülkeyi soyan bu acımasız sistemden kurtulmak için ve daha daha güçlü bir Türkiye için EVET diyelim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ