Ülke gündemine bomba gibi düşen bu açıklamalar uzun bir süre memleket gündemini meşgul edecektir.
Zira Bahçeli gibi Milliyetçi Hareketin yıllardır liderliğini yapan tecrübeli ve ciddi bir devlet adamının bu olağandışı söylemi toplumun gündemine taşıması asla sıradan bir davranış değildir ve üzerinde günler, aylar hatta yıllardır düşünülmüş bir fikriyatın dile gelmesidir.
Şimdi tartışılan husus şudur;
Söylenen bu sıra dışı siyasi hamleye karşı Öcalan ve DEM nasıl bir tavır alacak?
Yine Kandil ve Demirtaş’ın bu husustaki düşünceleri neler?
Bahçeli pimi çekilmiş bir bombayı DEM’in kucağına bıraktı.
Yıllardır Öcalan’a özgürlük diye meydanlarda bağırıp, bu uğurda cop yiyen biber gazına maruz kalan DEM’liler şimdi ne yapacak?
Şimdi temel şu soruyu soralım;
Bahçelinin tarihi bu çağrısı noktasında DEM, Demirtaş ve Kandilin Samimiyeti test edilmeli mi?
Bu kesimin test edilmesi gerekli midir?
Bu soruya DEM’e oy veren DEM’e politik destek verdiği için çeşitli acılarla yüzleşmiş insanlar adına evet cevabı en haklı ve en doğru yanıttır.
Dinimizin, kültürümüzün ve insanlığın ortak değeridir samimi olmak. “Samimiyet açık bir niyet beyanı iken, samimiyetsizlik ise gizli niyetin dışa vurumu dur”
Aslında bu topraklar üzerinde samimilerle samimi olmayanlar arasında, hep bir mücadele olagelmiş, tarih bu mücadeleye hep sahne olmak durumunda kalmıştır.
Ve yazık ki, böyle olmaya da devam edecek görünüyor…
Kuşkusuz tarihten ders alınsaydı, bu kısır döngü devam etmez, tarih tekerrür etmezdi. Esasen tarih hep ders verir; ama alınmaz ve ders almak yönünde kayıtsız kalınırsa sonuç hep aynıdır, tekerrür yani tekrar…
Şimdi şu soru boşlukta cevap arıyor.
DEM, Kandil ve Demirtaş, Öcalan’a af hususunda Bahçelinin bu çağrısına karşı mı, değil mi?
Şayet bu üç kesim Bahçeli’nin talebine yeşil ışık yakıyorsa bunu hem kendi tabanlarına hem ülke insanına biran önce net, açık ve sade bir dille söylemeli.
Yok, Bahçelinin önerisine yok diyor, Öcalan İmralı’da ömür boyu kalsın diyor ve onun özgürlüğüne karşıysa bunu açık ve net olarak söylemeli.
DEM, Kandil ve Demirtaş bu hususta kaçamak bir davranış modeline girerse onları destekleyenler ve ülkenin diğer insanlarımızın zihin ve gönül dünyasına ciddi soru ve şüpheler üşüşecektir.
Türkiye bulunduğu konum, büyük tarihi geçmişi ve derinliği, yüksek insan ve doğal kaynakları potansiyeli ve geleceğe yönelik yüksek hedefleri nedenleriyle; bulunduğu coğrafyada hep iddialı, hep medeniyet yarışında önde olmuş veya olmak durumunda kalmış ve kendisini buna göre konumlandırmıştır.
…
Bahçelinin bu ülkede yaşayan herkesi şaşırtan ve şok eden bu tarihsel çağrısına bu gözle bakmakta yarar var
"Samimiyet öyle bir dildir ki, kör de görür, sağır da duyar." der Cemil Meriç.
Bu ülke insanlarının terörden uzak barış ve huzur talebininim kimse önüne geçemez.
Bu cennet vatanda yaşayan her insanın ve hayat bulan her kurumun samimiyet testini geçmek yönünde kararlılıkla yürümesi ve samimiyet testini geçmek yönünde hem birey, hem de kurum ve kuruluşlar olarak kararlılık içinde koşması, toplumsal barışı artırmak yönünde yarışması gerekiyor.
Editor : Haber Merkezi