Nostalji

SANAT OKULU, 1970’LERİN EN GÖZDE OKULUYDU

Her hafta yayınladığımız nostalji sayfamızda bu hafta Batman’ın en eski okullarından Endüstri Meslek Lisesi’ni kaleme aldık.

SANAT OKULU, 1970’LERİN EN GÖZDE OKULUYDU
09-12-2015 19:43
25-12-2021 12:35

Yazan ve derleyen EKREM GÜNAYDIN

İzinsiz iktibas edilemez.

1968’DE İKİ BÖLÜMLE EĞİTİME AÇILDI

Pınarbaşı Mahallesi Turgut Özal Bulvarı üzerinde bulunan Batman Endüstri Meslek Lisesi (Sanat Okulu), 1968 yılında Tesviye (Torna) ve Elektrik Bölümü ile eğitim-öğretime başlamıştır. 1975 yılında Motor Bölümü, 1980 yılında Makine Ressamlığı Bölümü, 1983 yılında Mobilya ve Dekorasyon Bölümü, 1984 yılında Kimya Bölümü açılmıştır. Teknik Lise ise 1991 yılında Elektrik ve Makine Bölümleri açılmış, 1996 yılında Bilgisayar Bölümü ilave edilmiştir. Okul, eğitim-öğretime başladığı 1968 tarihinden 1990 yıllara kadar tercih edilen gözde okullardan biri olarak hafızalara kazınmıştır. Sanat Okulunda okuyan öğrenciler, mahalleli akranlarına Ortadoğu Teknik Üniversitesinde okuyormuş gibi hava atardı. Hatta öyle ki kız isteme törenlerinde bu okuldan mezun olan damat adayları, düz lise mezunlarına nazaran tercih edilirdi. Damat adayının annesi, gururla “Oğlum, Sanat Okulu mezunudur” derdi. Ancak ne yazık ki bu okul, 1990’lardan sonra ilgi görmemeye başladı. Bunun en büyük nedeni de Meslek Liselerine uygulanan katsayı adaletsizliğiydi. Buradan mezun olan öğrencilerin üniversiteye yerleşmesi güçleştiğinden dolayı Sanat Okulu, gün geçtikçe cazibesini yitirmiştir. Öğrenci velileri Anadolu Liselerine yerleştiremedikleri çocuklarını, “hiç olmasa burası olsun” deyip son alternatif olarak bu okula göndermeye başlamıştır.

***

OKULUN MEZUNLARINDAN ŞEHMUS GEZEN ANLATIYOR:

TPAO’dan Emekli Şehmus Gezen, Sanat Okulu’nun ilk mezunları arasındadır. Elektrik Bölümüne, babasının isteğiyle kaydının yapıldığını söyleyen Gezen, o yılları anlatırken “1968’lerde Sanat Okulu, gözde bir okuldu. Siirt’in Kurtalan ilçesinde ortaokulu bitirdikten sonra rahmetli babam Mehmet Gezer’in isteği üzerine Sanat Okuluna kaydım yapıldı. Arkasındaki alan boştu. Bütün etkinliklerimizi, yürüyüşlerimizi, 19 Mayıs Gençlik Bayramı kutlamalarımızı bu alanda yapardık, futbol müsabakalarını da burada yapardık. Zamanla o alana farklı okullar yapıldı. O dönem iki Elektrik, iki de Tesviye (demir-tornavida) sınıfı vardı. Okulda yaklaşık 200 öğrenci vardı. Benim okul numaram 64’dü. O dönem Sanat Okulunda efsaneleşmiş Okul Müdür Yardımcısı olan Matematik Hocamız Şükrü Karagöz vardı. Lakabı Ajan’dı. Okul Müdürümüz Sami Üstüntürk, Elektrikçi Hocaları İbrahim Kara, Nevzat, Edebiyatçı İsmail Kavun, Tesviyeci Mustafa, Cengiz, Sabahattin Hocalarımız vardı” diyor.

Not 1: Arşivimdeki fotoğraf, 1968–1969 dönemine aittir. Elektrik ve Tesviye Bölümü ile Elektrik Bölümü hocalarının yer aldığı fotoğraf, okulun arka bahçesinde çekilmiştir. Ayaktakiler: Ziya Özevin, Şehmus Gezen (ben), Batman'ın tanınmış müteahhit ve işadamı Salih Güneştekin, Öğretmen Tahir Yumrukçağlar, Öğretmen Cahit Yeşilbaş, Öğrencilerden Kazım Okuyan, Öğretmen Kudret Şenduran, Öğrenci Mehmet Cuhacıoğlu.

Ön sıradakiler: 2 numara Mehmet Tekin, 4 numara rahmetli teyzem oğlu Mustafa Kırşan, 6 numara İzzet Özenç.

***

OKULUN MEZUNLARINDAN RAMAZAN PİLATİN ANLATIYOR:

Okulun mezunlarından Ramazan Pilatin, o yılları anlatıyor “1974 yılında eleme imtihanlarını başarı ile geçtikten sonra Torna Tesviye Bölümüne kayıt yaptırmıştım. Muhteşem yapıdaki okulu merak etmiştim. Bayramlarda merasim takımının gösterisi muhteşemdi. O gösterileri seyrederken bir başka heyecanlanırdım. Ekibin içinde yetenekli arkadaşlar vardı. Bunlardan biri de Ayaz Koyuncu’ydu. Kısa boyu ile ekibin majörlüğünü yapardı. Merasimlerdeki kule gösterilerinde hafif olduğu için en üst katta çıkardı. İşlemin sonunda borazan çalınarak grup dağılırdı. Okulun çelenginin de başka bir çekiciliği vardı. Eğe sallayan bir öğrencinin cam ile işlenmiş silueti bir başka anlam katardı okula. Elektrik ve Torna Tesviye Bölümlerinde ortak derslere aynı öğretmenler, teknik derslere farklı öğretmenler gelirdi. Öğretmenler oldukça disiplinliydi. Muzaffer Butur Hocamızın okuldaki etkisi muhteşemdi. Fizik ve Kimya derslerine girerdi. O kadar mükemmel bir hafızası vardı ki ezbere ders anlatırdı. Öğrencilerin isimlerini ve numaralarını ezbere bilirdi. Not konusunda eli sıkıydı. Ancak iyi öğretmendi. Elektrik Öğretmeni Cahit Yeşilbaş ağır başlı bir eğitmendi. Atölye Öğretmenimiz Ahmet Yıldız, solcu hocamızdı, bizimle epey yakındı. Elektro Teknik Öğretmeni Malatyalı Hasan Hoca, samimi ve arkadaşça yaklaşırdı bize. Halil Ekil, okulun müdürüydü. Okulun ön kısmına derslikler, yan kısmına ise atölyeler yapılmıştı. Arka taraftaki bina, yatılı öğrenciler içindi. Komşu il ve ilçelerden gelen öğrenciler burada barınırdı. Okulun kapalı spor salonu ile arka tarafta bulunan toprak alanda futbol maçları yapılırdı. Remzi Köylü, Kadir Gerekan, Ali Kök, Aydın Fırat, her oyunda mutlaka vardı. Kalede olmazsa olmazımız Rahmetli Şehmus Kapıcı’ydı. Kilolu olmasına rağmen her tür spor aktivitesine katılırdı”

“ÖĞRENCİLER, SAĞCI VE SOLCU DİYE GRUPLANIRDI”

Eğitim süreci boyunca iki kere boykot süreci yaşamış Pilatin. O günleri “İki boykot yaşadım okul süresince. İlki kapatılan yatakhanenin açılması ile ilgiliydi, ikincisi döner sermayenin okulda başlatılması konusundaydı. Bu talep sol görüşlü öğrencilerin talebi olduğu için sağcılar tarafından ret edildi. İki grup, fakirhane önünde kavga etmişti. Döner sermaye hariç diğer istek okul idaresi tarafından kabul edildi. İkinci kavga ise bir öğrencinin Gültekin Öğretmene yazılı sınavında aldığı itirazı ile gerçekleşti. Atölyede meydana gelen tartışma, kavgaya dönmüştü. Öğrenciler, atölyedeki malzemelerle birbirlerine acımasızca vurmuştu. Bu olay da dallanıp budaklanmadan kapandı. Bekârdık ancak bir kaç arkadaşımız da evliydi. Emin Özdemir, hoş sohbet bir arkadaştı. Kız Sanat Okulunda okuyan bir kızla tanışmıştı. Daha sonra onu kaçırdı ve evlendi. Ölen arkadaşlarımızdan biri de odur. Evlilik sonrası devamsızlık yapmıştı. Yönetim onun okul ile ilişkisini kesecekti. Teneffüste ağabey dediklerimiz yanımıza geldi. Emin okuldan atılacak sınıfa girmeyeceğiz dediği an itiraz edilmeden kabul edildi. Durum idareye bildirildi. İdare, arkadaşımızın devamsızlığını makul sınıra çekti ve birlikte okulu bitirdik” ifadeleriyle anlatıyor.

“ÇAMURA BATARDIK AMA ŞİKÂYET ETMEZDİK”

Pilatin, o günlere dair hatırladıklarını “Okula yürüyerek gider gelirdik. İmkânlar kısıtlıydı. Bir kısmımız da bisiklet kullanırdık. Okulun arka tarafı bisiklet bahçesi gibiydi. Bir kaç arkadaş da motosiklet kullanırdı. Okul bahçesindeki ham toprak, çamurlaşır, ayakkabımıza yükseklik kazandırdı. Ancak bir dakikasından bile şikâyetimiz olmazdı. Ve okul bitti. Üniversite seçme sınavlarında Turan Avcı ve Ayden Vural arkadaşlarımız Makine Mühendisliğini, Halim Sincar Elektrik Mühendisliğini, Ömer Göksu da İnşaat Mühendisliğini kazanmıştı. Arkadaşlarımızın birçoğu Batman’da işe girdi, giremeyenler Kurtalan, Ergani ve Mardin’de Çimento Fabrikasına, Asbest Boru Fabrikasına, Mazı Dağında Fosfat Tesislerine, Elbistan Termik Santraline, Şırnak Kömür İşletmesine, İzmir’deki Petro Kimya Tesislerine girdi. Şu an birçoğu emekli. Arkadaşlarımızdan Şehmus Kapıcı, Edip Yelken, Tahir Başak ve Metin Lokumcu’yu ise kaybettik” sözleriyle sonlandırıyor.

Not 2. Fotoğraftakiler: Solan sağa Suat Arıç, Hakan Yargıçoğlu, Kasım Ceylan ve Ramazan Pilatin (ben)

DÖNEMİN TANIKLARI ANLATIYOR:

Mükerrem Tural “85–86 yılları Batman EML Liseler Arası Bölge Voleybol Şampiyonu olmuştu. Ekip, Adana’ya gitti. Hocalar Süleyman Demirhan, Ali hoca, Muhammed Hoca ve Cüneyt Hoca vardı”

***

Adnan Gümüş “Sanat Okulu imtihanlarına girdik. Ben 30 sorudan 27’sini cevaplamış, 2. olmuştum. 1. ise Kenan Aydın’dı. Kenan’a gelen yardımdan ben de yararlandım. Elektrik Bölümüne kayıt yaptık. Evimiz okula uzak olduğu için babam bana Muhittin İnci’den donanımlı bisiklet aldı. Donanım derken 2 kornası, jantlarda süsleri falan vardı. Vitrin bisikletiydi yani. Neyse okula gittik. Siyaset nedir, kurt ne anlam ifade ediyor bilmiyordum. Haci Kente’den ön çamurluğa takmak üzere kurt resminin olduğu bir stiker aldım. Ertesi gün baktım yırtılmış. Aynısını tekrar alıp taktım ama tekrar yırtıldı. Öğleden sonra fakirhanenin önünde yolumu 3 kişi kesti. Bana faşist, maşist dediler. Beni bisikletten düşürdüler. Bir iki de yumruk yemiştim. Faili meçhule giden Yaşar Buluş’u gördüm. Sen nasıl kurt resmi asıp okula gelirsin, sen faşist misin, dedi. Yok ben Tarkan’ın kurdu diye takmıştım, dedim. Daha sonra Yaşar’la dost olmuştuk.

 

Not: Nostalji köşemizde bize bilgi ve fotoğraf desteğinde bulunan Eğitimci Ekrem Günaydın’a teşekkür ediyoruz.

.  https://www.facebook.com/ekrem.gunaydin?ref=ts&fref=ts

 


Editor : YUSUF KAVAK
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
RESMİ İLANLAR
TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SOSYAL MEDYA