TÜPRAŞ’IN GÜVENCESİ, SENDİKALI İŞÇİLERDİR
Petrol İş’ten yapılan açıklamada “Ülkemizin en büyük ve yıllardır en fazla katma değer üreten sanayi kuruluşu TÜPRAŞ, yurdun dört bir yanında rafinerileri ve çalışanları ile ekonomiye stratejik bir katkı koymaktadır. TÜPRAŞ, son dönem yatırımları ile stratejik önemini pekiştirmiş, sektördeki konumunu güçlendirmiştir. Bu durum, TÜPRAŞ'ın kârlılığına olumlu yansırken, çalışan başına üretilen katma değer de artmaktadır. 36 yıldır faaliyetlerini istikrarlı biçimde sürdüren TÜPRAŞ'ın en önemli özelliği, nitelikli, yetişmiş, deneyimli ve örgütlü işgücüdür. TÜPRAŞ'ın geleceğinde en büyük güvence, sendikalı çalışanlarıdır” denildi.
İŞVERENİN TUTUMU, ÇALIŞMA BARIŞINI ZEDELİYOR
Tüpraş işverenine yüklenilen açıklamada “İşyerine sahip çıkan ve rafinerilerin önemini bilen TÜPRAŞ işçisi, bu sorumlulukla çalışırken, hakkını ve hukukunu da savunmaktadır. TÜPRAŞ'ta işveren ise devam eden sözleşme müzakere sürecinde bu sorumluluk ve hassasiyetten uzak durmaktadır. 2019–2020 dönemi toplu sözleşme süreci, işverenin uzlaşmaz tutumu nedeniyle tıkanmıştır. İşverenin önceki sözleşme görüşmelerinde gündeme getirdiği 3 yıllık sözleşme, vardiya sisteminde değişiklik ve mazeret izinleri konusundaki talep ve ısrarları sürmektedir. Petrol-İş ve TÜPRAŞ işçisi, bu teklifleri baştan reddetmiş, eylemler yapmıştır. 3 Mart tarihli son görüşmede, bu maddeler masada dururken, işveren bu kez alışılagelmişin dışında ve kabul edilemez bir ücret zammı modeliyle teklifte bulunmuştur. Ücret teklifinde önerilen bu zam sistemi, TÜPRAŞ'ta önceki müzakere dönemlerinde önerilmeyen ve işyeri kültürüne asla uymayan bir tekliftir. İşverenin uzlaşmaz tutumu, çalışma barışına büyük bir zarar vermektedir” denildi.
PETROL İŞ, UYARDI:
Uyarılara da yer verilen açıklamada “TÜPRAŞ'ın grev yasaklı bir işyeri olmasına dayanarak, çalışma düzeninde işçinin rızası olmadan bir değişiklik yapmaya yeltenmek büyük bir yanlış olacaktır. İşveren, TÜPRAŞ işçisinin yıllardır alın teri ile elde ettiği kazanımları ve işyerindeki çalışma ilişkilerinde oturmuş temel özellikleri göz ardı eden bir yaklaşımla sonuca ulaşamaz. TÜPRAŞ müzakerelerinde gelinen aşamada, 60 günlük süre içinde taraflarca anlaşmaya varılamadığından resmi arabulucu tayini başvurusunda bulunulmuştur. TÜPRAŞ gibi bir işyerinde, sözleşmenin Yüksek Hakem Kurulu'na gitmesi düşünülemez ve buradan bir çözüm çıkması beklenemez. Sendikamız, son toplantıda müzakerelerin sürmesini istemiş ve masada kalınmasını açıkça beyan etmiştir. Bu tavrımızın işveren nezdinde karşılık bulmasını bekliyoruz” denildi.