“SİYANÜRLE ALTIN MADENCİLİĞİNE HAYIR!..”
TÜRÇEP adına yapılan basın açıklamasında “İliç sadece bir örnek. Ülkemizin hemen her yerinde siyanürle altın madenciliği yapılıyor. Gönüllü kuruluşların, meslek odalarının, akademisyenlerin haklı karşı duruşlarına karşın sömürge ülkelerinde yaşanabilecek bu süreç aldırmazca sürdürülüyor. Oysa Avrupa ülkelerinin çoğunda siyanürle altın üretimi yasaklandı. Avrupa ülkelerinin çoğunda yasaklanan siyanürle altın arama faaliyetleri, ülkemizdeki çok sayıda ilde devam ediyor. Uşak Kışladağ, Erzincan Çöpler, Ordu Altıntepe, İzmir Efemçukuru, Balıkesir İvrindi, Çanakkale Lâpseki, Ağrı Diyadin, mücadele yürütülen birkaç örnek. Ayrıca, Artvin, Balıkesir, Çanakkale, Eskişehir, Fatsa ve Gümüşhane gibi illerde de altın madenciliği faaliyetleri bulunmaktadır. Bu bölgelerde farklı madenlerde altın üretimi yapılmaktadır. Sondajlarda ve üretim sürecinde onlarca ve tonlarca kimyasal madde kullanılmaktadır. Siyanür yanında sülfürik asit kullanımı da söz konusu. Bütün bu madenlerde üretilen altının sadece %2 gibi küçük bir kısmı ülkemize verilmekte, üstelik bu miktarın ne kadar olacağı da şirketlerin beyanına göre belirlenmektedir. Üretim sürecinde oluşan siyanürlü su bir havuzda birikmekte, bu da ayrı bir tehlike oluşturmaktadır. İliç örneğinde bu havuz fay hattının üzerinde ve Fırat nehrine birkaç yüz metre mesafededir. Zaman zaman bu su evaporatörlerle havaya püskürtülmekte ve hava da kirletilmektedir. Bir deprem nedeniyle siyanür havuzu yıkıldığında tonlarca siyanürün Fırat nehrine, barajlara, tarım topraklarına ulaşması olasıdır. Havuzdan su içen kuşlar ölmekte, akarsularda ve barajlarda toplu balık ölümleri yaşanmaktadır. Bütün bunların karşılığı para ile ölçülemez, oysa şirket çalışmalara başlamadan önce yakın köylerde bulunan ev, ahır vb. yapıları köylülerden satın almış ve de adeta sus payı karşılığı olarak köylülere para dağıtmıştır. Ülkemizde siyanürle altın üretimi derhal yasaklanmalı, sorumlular yargılanmalı, ekokırıma yol açan tüm proje ve uygulamalara son verilmelidir” denildi.