Suriye’de yaşanan olaylar sonucunda Türkiye’ye göç eden mültecilersosyo-kültürel farklılıklara sahip oldukları için, göç ettikleri toplumda uyum sorunu yaşamaktadırlar.
Suriye’de yaşanılan olaylar sonucunda Batman’a yapılan göçlerin sonucu olarak yaşanan uyum sorunusosyo-kültürel etkenlerin farklılığından kaynaklanmaktadır.Bu etkenleri din, dil ve etnik köken olarak sıralayabiliriz.
Reel Araştırma & Danışmanlık şirketi tarafından Batman ili Sosyal Sorunları ve Çözüm Yolları Araştırması’na göre Batman’ın en önemli sosyal sorunu olarak halkın %41’i Suriye ve Irak’ta yaşanılan olaylar sonucu Batman’a yapılan göçler olarak belirtilmiştir. Halkın büyük çoğunluğunun göç olayını sosyal bir sorun olarak görmesi, Batman’ın sosyo-kültürel yapısında göç olayının etkili olduğunun açık bir göstergesidir.
Suriye’den göç eden nüfusun büyük bir kısmının genç yaştaki bekar ve dul kadınlar, çocuk ve yaşlılardan oluşması dezavantajlı konumda olan bu grupların daha da büyük sorunlarla karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan rakamlaragöre yabancı gelinler arasında Suriyeli gelinler ilk sırada yer almaktadır. Yabancı gelinlerin sayısı 2016 yılında 22 bin 583 olup toplam gelinlerin %3,8’ini oluşturmaktadır. Yabancı gelinlerin uyruklarına bakıldığında Suriyeli gelinler (6 bin 495 kişi)%28,8 ile birinci sırada yer almaktadır. Suriyeli gelinleri %11,7 ile Alman gelinler (2 bin 644 kişi) ve %9,6 ile Azerbaycanlı gelinler (2 bin 170 kişi) izledi.
Mülteci kadınlar, yaşam koşullarının zorluğundan dolayı genç yaşta evlenmek durumunda kalmaktadırlar. Mülteciler ile yerel halk arasında gerçekleşen bu evlilikler çok eşliliğin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Sağlam temeller üzerine kurulmamış bu evlilikler, aile içerisinde şiddetli geçimsizliğe neden olarak boşanmayla sonuçlanmaktadır.
Suriye’den gelen kadınların toplumsal cinsiyet rolleri, göç ettikleri toplumda farklıdır. İmam nikahı gibi resmi olmayan yollarla gerçekleştirilen bu evlilikler, zorunluluk ve ekonomi eksenli gerçekleştiği için evliliğin ileri zamanlarında sorunlar meydana gelmektedir. Etnik köken ve dil farklılığından dolayı toplumsal uyum sorunu yaşayan gelinlerin, karşılıklı sevgi ve anlayış esasının dışında yaşam koşullarının zorluğundan dolayı evlilik gerçekleştiği için aile içerisinde sosyal kopukluklara neden olmaktadır.
Yapılan bu evlilikler Suriyeli gelinlerin sosyal yaşamını olumsuz etkilediği gibi yerel halkı da tedirgin etmektedir. Çünkü bazı durumlarda bu evlilikler suistimal edilmektedir. Böyle olunca toplum içinde Suriyeli kadınlara yönelik olumsuz bir algı oluşmaktadır.Özellikle de kadınlar, Suriyeli kadınlara karşı kendilerini çaresiz ve endişeli hissetmektedir.Çünkü zorunluluktan dolayı evlenmek durumunda kalan Suriyeli gelinler, genellikle kuma olarak evlenmektedir. Ya da ekonomik nedenlerden dolayı bu evlilikler gerçekleşmektedirler. Bu durum, ailelerin parçalanmasına neden olmaktadır.
Aile kurumu toplumumuzda özel bir öneme sahiptir. Toplumun yapı taşını oluşturan aile kurumunun sağlam temeller üzerine kurulması gerekmektedir. Aile, değerlerin korunduğu, kişilerin ilk eğitimlerini aldıkları, toplumun temelini ve sürekliliğini sağlayan temel fonksiyonların olduğu önemli bir sosyal kurumdur.Ailenin bu birleştirici, bütünleştirici ve eğitici yönünün zayıflaması, toplumun geleceği üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Suriye’de yapılan göçle birlikte resmi olmayan ve zorunlu şartlar altında gerçekleştirilen evlilikler, karşılıklı sevgi ve saygı anlayışının dışında ekonomik, sosyal ve kültürel zorunluluklardan dolayı gerçekleştirildiği için aile içi geçimsizlik kaçınılmaz olmaktadır. Yaşam koşullarının zorunluluğuna sosyo-kültürel faktörlerin eklenmesiyle gerçekleştirilen bu evlilikler ailenin parçalanmasına neden olmaktadır.
Aile toplumun özüdür. Aile kurumunun işleyişinin bozulması toplumun işleyişinin bozulması demektir. Aile değerlerimizi korumak ve toplumsal işleyiş mekanizmasını sağlamak için bu ailelerimize sosyal ve psikolojik destekler verilmelidir. Derinlemesine araştırmalar yapılarak Suriyeli gelinlerin ve ailelerin yaşadığı sorunlar tespit edilmeli, gerekli olan çalışmaların önü açılmalıdır. Özel aile danışmanlıkları büroları kurularak, aile yapısının korunmasına yönelik eğitimler ve danışmanlık hizmetleri verilmelidir.
Reel Araştırma & Danışmanlık Şirketi
Sosyolog Taner GÜNCE