Susturulmuş Nesiller

Susturulmuş Nesiller

Susturulmuş Nesiller

Hz. İbrahim bir gün Allah’a ‘’Ya Rabbi ölüleri nasıl dirilteceğini bana gösterir misin? demişti. Allah(cc): ‘’Ne o, yoksa bana inanmadın mı? dedi. Hz. İbrahim şöyle cevap verdi: ‘’Elbette inandım, lakin sırf kalbim tatmin olsun diye bunu istedim. Allah İbrahim’e  ‘’4 kuş tut, onları kendine alıştır. Sonra kesip her dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra da onları çağır! Koşa koşa sana geleceklerdir. İyi bil ki Allah azizdir, hakimdir/üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir. dedi.

Bu ayette de görüldüğü üzere Hz. İbrahim Allah’ın yüceliğinden ve gücünden asla şüphe etmemiş ancak bunu kendi gözleri ile görerek kalbinin tatmin olmasını istemişti. Nitekim Allah’ta bu isteği geri çevirmemiş ve sorusuna cevap vermiştir.

Günümüzde ise karşılaştığımız manzara bu durumdan bir hayli uzaktır. Yaratıcı ile kulun arasında geçen bu durumda Allah kuluna gerekli ve açıklayıcı bir yanıt vermişken toplumumuzda soru sormak büyük bir lüks ve aynı zamanda korku aracı olmuştur.

Henüz çok küçük yaşlarda edinilen bu korku zamanla katlanarak büyümektedir. Öğrencinin öğretmenine, çocuğun anne babasına bir soru sorma isteği çoğu zaman amacına ulaşamamakta ve içinde kalmaktadır. Bireyi soru sormaktan uzaklaştıran en önemli neden sorusunun mantıklı olup olmadığı ile alakalı yaşadığı ikilemdir. Merak ettiği soruyu ilettiğinde karşı taraftan alaya alınma ve kınanma endişesi çocuğun soru sormasının önüne geçmektedir.

Ne yazık ki toplumumuzda önemli bir yer edinen bu sorun sadece bilinçsiz ebeveynler arasında değil, uzun yıllar okumuş çoğu eğitimcinin de dikta ettiği bir sorun. Eğitimci öğrencinin sorduğu bir soruya mantıksız bir soru sorulmuş gibi bir tavır takındığı takdirde ortamdaki diğer çocukların da soru sorma eğilimi ve merakını ortadan kaldırmaktadır. Merak etmeyip sorgulamayan eğitim sisteminin de başarıya ulaşması beklenemez.

Dünyadaki bütün bilimsel, teknolojik ve sanatsal ürünlerin ortaya çıkmasının altında yatan en önemli sebebin merak olduğu unutulmamalıdır. Merak eden insan sorgular, araştırır ve sonunda da ulaştığı veriler ile bir çıkarımda bulunarak ortaya bir eser çıkarır. Merak duygusu ve soru sorma isteğinin yüksek derecede bastırıldığı toplumumuzda, bilimsel ve sanatsal ürünlerin ortaya çıkmamasının nedeninin soru sorma kaygısı olduğu unutulmamalıdır.

Eğitimin ilk aşaması olan ev ortamında iletişim sorunu yaşandığında çocuk bununla yaşamaya başlamaktadır. Daha sonra okul ortamında da gerekli özgüvenin verilmemesi bireyde içe kapanıklılık ve merak ettiğini sorgulamama sorununu ortaya çıkaracaktır. Nitekim toplumumuzda başına her geleni kabul etme ve sorunlardan kaçan bireylerin olması bu sorunun getirmiş olduğu bir sonuçtur. Bu sebeple başarılı, güçlü ve sorgulayan beyinlerin oluşması için sorulan her soruya içtenlikle ve hassasiyetle geri dönüş yapılmalıdır.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
RESMİ İLANLAR
TÜMÜ
Bugün yayınlanan resmi ilan bulunamadı!...mid2
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...