EĞİTİM

“TEMİZ VE PÜRÜZSÜZ CİLT, HERKESİN ARZUSU”

Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Doç. Dr. Doktor Enver Turan:

“TEMİZ VE PÜRÜZSÜZ CİLT, HERKESİN ARZUSU”
23-01-2017 21:06

Sağlık Köşemiz için Özel Batman Yaşam Hastanesinin yolunu tutuyoruz.

Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Doç. Dr. Doktor Enver Turan’la cilt sağlığı, pürüzsüz bir cilt için neler yapılabileceği, sivilce ve akne tedavisi, kozmetik piyasası ve daha birçok konuyu detaylıca konuşuyoruz… Cilt bakımına düşkün hanımlar ve beyler için önemli bilgiler içeren söyleşimizi sizlerle paylaşıyoruz…

HERKESİN ARZUSU PÜRÜZSÜZ BİR TEN…”

Cilt bakımının öneminden bahseden Sayın Turan “Bakımlı, sorunsuz, pürüzsüz bir tene sahip olmak hepimizin arzu ettiği bir şey.  Güne başlarken pek çoğumuz aynaya bakarak imajımızı gözden geçiririz. Gözümüze çarpan bir cilt sorunu, bir sivilce ya da bir leke, bir gözaltı morluğu, canımızı sıkar, moral durumumuzu etkiler.

Günlük yaşantımız ve iş motivasyonumuzu etkiler. Pürüzsüz, berrak, canlı bir cilt ise bizi daha mutlu hissettirir. Bu da moralimizi iyileştirir, daha pozitif düşünmemizi sağlar, özgüven ve motivasyon sağlar” diyor.

“GÜZEL BİR CİLDİN İLK BASAMAĞI, CİLT TEMİZLİĞİ”

Sayın Turan, güzel ve problemsiz bir cilde sahip olmanın ilk basamağının, cilt temizliği olduğunu belirterek “Cilt temizliği akne ve cilt probleminin önüne geçmede en temel, en pratik ve en önemli basamaktır. Cildimiz gün içerisinde pek çok hasarlandırıcı faktörle karşılaşır. Toz partikülleri, kirli hava, makyaj malzemeleri, derimizden dökülen doğal atıklar, ölü deri artıkları gibi...

Bunları uzaklaştırmak için cildimizi belli aralıklarla temizlemeliyiz. Cilt temizliği, ciltteki yağı uzaklaştırmada da faydalıdır. Ancak dikkat etmemiz gereken şey, temizlik işlemini nazikçe yapmak, cildi tahriş etmemek olmalıdır” diyor.

“CİLT TEMİZLEYİCİ ÜRÜNLER, CİLDİN YAPISINA GÖRE SEÇİLMELİ”

Cilt temizliğine ilişkin sorumuzu yanıtlayan Sayın Turan “Cilt temizliğinde, dermatolojik temizleme kalıpları olarak adlandırılan sindetler veya kimyasal olarak aynı içerikteki sıvı temizleme jelleri kullanılabilir. Kuru ciltlere temizleme köpüğünü de tavsiye edebiliriz. Ürünler, cilt tipine göre seçilmelidir. Sabun ile temizlik yapılabilir.

Ancak sabunlar genellikle bazik yani alkali yapıdadır. Derinin PH dediğimiz normalde var olan asidik yapısını değiştirerek cildi tahriş edebilir. Mesela tek başına kükürt içeren sabunlar, tahriş edici olabilir. Son zamanlarda kükürt ve zeytinyağı içeren sabunlar geliştirildi. Zeytinyağı, tahriş edici etkisini hafifletir. Dermatolojik sabunlar ve yıkama jellerinin ise farklı kimyasal yapıları vardır. İçerdiği maddeler derinin pH’sına yakın olduğu için, derinin pH’sını bozmaz.

Cilt temizlemede tonik kullanıyorsanız, alkol oranına dikkat edilmelisiniz. Çünkü alkol, cildi kurutur, tahriş eder ve sivilceleri arttırır” diyor.

“BUHARLI YÖNTEM, DERMATOLOG GÖZETİMİNDE YAPILMALI”

Cilt temizliğinde buhar yöntemini soruyoruz doktorumuza. Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Doç. Dr. Doktor Enver Turan “Buhar yönteminin yanlış bir uygulama olduğunu söyleyemeyiz. Ama bütün bu işlemler bir dermatolog gözetiminde uygun yöntemlerle yapılmalıdır. Bunlar, hemen herkese aynı şekilde yapılacak yöntemler değil.

Bugün maalesef bu tarz işlemler, bir paket şeklinde hemen herkese aynı konseptte yapılıyor. Oysa problemsiz bir ciltte bunun abartılarak yapılması, gözeneklerde kalıcı genişlemelere yol açabilir. Enfeksiyon ve iltihap durumunda ise enfeksiyon cilde yayılabilir” yanıtını veriyor bize.

“EN BÜYÜK YANLIŞ, SİVİLCEYİ SIKMAK”

Akne ile sivilcenin, birbirine çok yakın ifadeler olduğunu belirten Sayın Turan “Sivilce, halk dilinde daha çok kullanılan bir tabir. Deriden kabarık, cerahatli veya cerahatsiz pek çok oluşum için sivilce tabirini kullanırız. Akne oldukça yaygın bir hastalık. Genellikle ergenlik döneminde görülse de her yaşın problemidir.

12–24 yaş arası toplumun % 85’inde görülür. Sivilce, kıl-yağ bezi ünitesindeki kanalların tıkanması ile oluşur. Ergenlikle birlikte daha önce küçük olan ve az üretim yapan yağ bezleri büyür ve üretimleri artar. Akne ya da sivilce, herkeste aynı olmaz. Bu yüzden tedavisi standart değil. Komşuma iyi gelen ilaç, bana da iyi gelecek deyip kullanmak, doğru olmaz.

Komşunun aknesi bizimkine benzese de arada bazı nüanslar olabilir ve bu durum, tedaviyi değiştirebilir. Sivilcelerin, aknenin sıkılması yapılabilecek en büyük yanlışlardan biri. Sorunu çözmediği gibi olayı daha komplike hale getirebiliyor. Bunu sıkarken daha derinlere yayılmasına yol açabilirsiniz.

Ellerinizden, tırnaklarınızdan yeni iltihaplar gelişebilir ve kalıcı izlere neden olabilir. Bir sivilceye dermatolog dokunabilir. Biz dermatologlar olarak bazen tedavide komedon dediğimiz tıkaçları ve oluşan püstül ve kistleri temizleme yoluna başvuruyoruz” diyor.

ASPİRİNİ EZİP SİVİLCEYE SÜRMEK, ŞEHİR EFSANESİ Mİ?

Aspirinin, içindeki madde ve salisilik asit ile gerçekte akne tedavisinde kullanılan ve siyah noktaları çözerek giderebilen bir ürün olduğunu belirten Sayın Turan “Ancak dermatolojik amaçla kullandığımız bu üründe bu asitin belli bir yüzdesi var. Bunu harici olarak % 2 gibi bir oranda kullanıyoruz. Hâlbuki kırıp kullandığınız yöntemde bu oran belli değil. Mantık doğru olsa bile yöntem çok yanlış. Bu dozu tutturmanız mümkün değil. Benzer durum saçkıran tedavisinde de yapılıyor. Hastalar saçkıran için bize geldiklerinde genellikle birkaç kür sarımsak tedavisi uygulamış ya da uygulatmış oluyorlar. Çıkış noktası doğru ancak uygulamanın yanlış olduğu bir başka örnek” bilgisini paylaşıyor.

SİVİLCE TEDAVİ EDİLMELİ Mİ?

Sivilcenin mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini belirten doktorumuz “Akne vulgaris dediğimiz problem o kadar yaygın ki ergenlik döneminde bu oran % 80’lerde. Bu yüzden sanki doğal bir süreçmiş gibi görülüyor. Ancak bu bir hastalıktır ve mutlaka tedavi edilmelidir. Yani ‘ergenliktir geçer’ söylemi doğru bir yaklaşım değil.

Çünkü tedavi edilmediğinde iz kalabiliyor, uzun sürmesi durumunda psikososyal problemler, özgüven eksikliği, anti-sosyal kişilik, çekingen kişilik bozuklukları hatta ileri vakalarda majör depresyona kadar varabiliyor” diyor.

SİVİLCE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Sivilce tedavisinde standart bir protokol olmadığını belirten Sayın Turan “Hastanın yaşına, cinsiyetine, aknenin evresine, aknenin tipine, yaygınlığına, hatta hastanın medeni durumuna göre tedavi değişir. Hafif dediğimiz sadece komedonların ve tek tük iltihaplı

sivilcelerin olduğu akne de genellikle yüz temizleme jelleri ile birlikte topikal dediğimiz haricen kullanılan ilaçları tercih ediyoruz. Orta derecede olan aknelerde ise genellikle bu kremlerin yanına çeşitli ağız yoluyla alınan antibiyotikler de ekliyoruz. Şiddetli aknelerde ise genellikle ağız yoluyla alınan tedaviler tercih ediyoruz” diyor.

YEDİĞİMİZ GIDALAR, SİVİLCEYİ ARTTIRABİLİR Mİ?

Abur cuburların sivilce yaptığına dair kesin bir bilimsel kanıtın olmadığını belirten Sayın Turan “Ancak bazı hastalar tarafından cips, çikolata, fındık, fıstık gibi kuruyemişler ve yağlı süt alınmasına bağlı olarak lezyonlarda alevlenme azımsanmayacak ölçüde ifade edilmektedir.

Yani bu konu uzun yıllardır tartışılıyor.  Bir gıdanın kan şekerini yükseltme oranı ya da hızı ‘glisemik indeks’ ile ifade edilir. Yüksek glisemik indekse sahip gıdalar bunlara örnek vermek gerekirse beyaz undan yapılmış gıdalar, çikolata, şeker, şekerlemeler, patates ve pirinç gibi gıdalar, kan şekerini belirgin olarak yükseltmekte ve tepki olarak insülin hormonu salınmaktadır.

İşte bu yolla akne oluşumun arttığı ileri sürülüyor” diyor.

“SİVİLCE İZLERİ MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ”

Aknenin, her 4–5 kişiden birinde kalıcı izler bırakabildiğini belirten Hekimimiz “Aknede zamanında, gecikmeden, erken dönemde mutlaka tedavi öneriyoruz.

Dolayısıyla akneli kişilerin beklemeden sivilcelerini tedavi ettirmeleri önemlidir.  Eğer buna rağmen iz kaldıysa yapılacak en etkili tedavi yöntemleri fraksiyonel sistemlerdir. Bu anlamda fraksiyonel radyofrekans etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Genel olarak 3 ya da 4 seans önerilir.

Sivilce izinin derinliğine göre ayda 1 veya 2 defa yapılabilir. Yine iz tedavisinde mikroiğneleme denen yöntemler, kimyasal peelingler de sık kullanılır.

Derin sivilce izlerinde bazen lazer tedavi yöntemleri de yeterli olmayabilir. Özellikle çok çukur olan izlerde dolgu tedavisi uygulamak etkili olabilir” ifadeleri ile sorumuzu yanıtlıyor.

GÜNEŞ LEKELERİNİN TEDAVİSİ VAR MI?

Güneş lekelerinin tedavisinden önce korunma yollarının konuşulması gerektiğini açıklayan Sayın Turan “İlk yapılacak şey, güneşin yoğun olduğu saatlerde güneşe çıkmamaktır. Yazın özellikle saat 10–15 arasında dışarı çıkılmamalı. Çıkılması gerekiyorsa bir güneş koruyu ya da güneş koruyucu içeren kremler kullanılmalı. 30 faktör ve üzeri koruyucular genellikle yeterli.  Geniş çeperli bir şapka, büyük çerçeveli bir gözlük ve şemsiye de bu amaçla kullanılabilir.

Bu konuda sık yapılan hata, güneşten korunmanın yanlış anlaşılması. Bununla sadece açık güneşte saatlerce beklemeyi kast etmiyoruz. Günlük iş hayatında hatta otobüste yolculuk ederken, işe giderken bile güneşe maruz kalabiliriz. Güneş ışınları camdan geçerek cildimize zarar veriyor” bilgisini veriyor.

CİLT SAĞLIĞINDA İLK ADIM, CİLDİ KORUMAK

Ciltte leke oluşumunun pek çok nedeni olduğunu ifade eden Sayın Turan “Güneş lekeleri, çil, çeşitli ilaçlardan kaynaklı oluşan lekeler, gebelik döneminde oluşan lekeler, doğum lekeleri ya da benler… Leke tedavisinde 10–15 yıl öncesine göre çok daha iyi konumdayız. Artık günümüzde leke giderici kremlerin yanı sıra, kimyasal peeling, cilt maskeleri, lazer yöntemleri, PRP gibi birçok yöntemle başarılı sonuçlar elde edebiliyoruz. Sadece leke giderici kremlerle, başarılı sonuçlar alamayabiliriz.

Bunun yanında yardımcı yöntemlere de başvuruyoruz. Meyve asitli peelingler, çeşitli lazer tedavileri, cildi yenileyen PRP mezoterapi gibi çeşitli kimyasal maskeler kullanıyoruz. Bütün bunlara rağmen cildimizi korumak, her zaman 1. adım olmalıdır” dedi.


Editor : YUSUF KAVAK
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
arda kalaycı 3 yıl önce
çok aydınlatıcı bir yazı. jhocamı tebrik ederim, yakından izliyorum. çok çk başarılı bir doktor
RESMİ İLANLAR
TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SOSYAL MEDYA