TÜM BATMAN AKRABAM OLDU…

TÜM BATMAN AKRABAM OLDU…

Abit Dilekçi’nin (1936) Erzurum'dan başlar hikâyesi. Çiftçilikle geçinen 5 nüfuslu bir ailenin çocuğu olarak hayata atılır, küçük yaşta hayatın zorlukları ile tanışır.

Sahip oldukları tarla ve bir kaç baş hayvan ile ailenin geçiminin sağlanması zorlaşınca gurbete çıkmaya karar verir. Yıl 1953, Adana’da fırıncılık yapan akrabalarının yanına gider. Her yolculuğun farklı bir hikâyesi anlatılır ama tüm yolculukların tek bir ortak noktası vardır. Ana baba, eş dost, memleket hasreti. Ancak ekmek kavgası hasret çekmesine izin vermez. Mesleği tam olarak öğrenmek için 7 yıl çalışır. 1958 yılında askerdeyken babası hakkın rahmetine kavuşur. Bu güne kadar geçim derdinden ve çalışmaktan üzülmeye fırsat bulamamış, ilk o zaman yüreği yanmış, gözlerine yaş düşmüş…

 

ÇALIŞMAK İÇİN BATMAN'I SEÇİYOR

Erzurum soğuk, hayat şartları zor, toprak ve inek geçimlerini sağlamaya yetmiyor.

1960 yılında, ailesini, sevdiklerini arkasında bırakarak 10 arkadaşı ile birlikte TPAO'da çalışmak üzere Batman’a gelir.

TPAO'DA 17 GÜN ÇALIŞTIM...

Beraber geldiği 10 arkadaşıyla birlikte TPAO’da işe başlayan Abit Amca “Herkesin gıpta ile baktığı, sosyal tesisleri, yeşil alanı ile lüks tatil köylerini kıskandıracak güzellikteki site o zamanlar çıplak bir araziydi. Elimize kazma kürek tutuşturdular. Şimdiki Site camisinin etrafı, stat ve sinemanın etrafına fidan dikmeye başladık. Kazma kürekle yapılan fidan dikme işi zor gelince kendi rızamla işten ayrıldım. Arkadaşlarım devam etti. Bazıları sondor oldu, kimisi başka görevlere geçti…” der.

BİR FIRINDA İŞ BULDUM

İşten ayrıldıktan sonra bir yıl kadar bir fırın da çalışır. Daha sonra şimdi Akyürek Mahallesi, (geçitte) Örnek Fırını adıyla Batman'da 3. fırını açar. O yıllarda çalışma koşullarının şimdiye göre daha zor olduğunu belirten Abit Amca, o günlerle ilgili şunları anlatıyor: “O zaman Batman’ın en gözde yeri bu mahalleydi. TPAO yolu üstünde ucuz bulduk fırını yaptık.

Su sorunu vardı. Bir de çok çamur vardı. Vaktin büyük bir kısmını istasyondan su taşıyarak geçiriyorduk omuzluklarımız vardı. Onu yüklenir tenekeleri iki yanına bağlardık… Çalışma koşulları zordu ancak insanlar mutluydu”

FIRINI AÇTIKTAN SONRA AİLEM GELDİ

Fırını açtıktan sonra eşi ve iki çocuğunu da alır ve Batman’a gelir. Batman tren garında indiklerinde yanlarında 2 bakır kap ve bir yatak vardır. Akyürek’te ahşap bir ev kiralarlar. Abit Amca, yoksulların her yerde aynı oranda his edildiği o günleri anlatırken hüzünleniyor. “Bir mangalımız vardı. Fırından ateş alır yemeği onun üzerinde yapıyorduk. Genelde çorba yapıyorduk. Bazen yanına pilav... Kokusu dağılırdı mahalleye, her şey doğaldı. Yoksulluktan kaynaklı bir lezzet vardı yemeklerde. Misafir geldiğinde aynı tabaktan yerdik. Misafir beşten fazla olunca ikinci bir tabağa ihtiyaç oluyordu” diyor.

BATMAN ÇOK KÜÇÜKTÜ

Batman küçüktü sadece 1. Cadde vardı. 2. Cadde yeni yeni kuruluyordu. Buranın geliştiğini gören Abit Amca, 7 yıldır çalıştırdığı fırını kapatır. Cumhuriyet Meydanında aynı isimle başka bir fırın açar. Batman, hızla gelişmeye başlar. Bu arada aile büyür Batman'da doğan iki çocukla nüfus 6’ya çıkar.

17 BİN NÜFUSU VARDI

“O zamanlar Batman küçük şirin bir kasabaydı” diyor Abit Amca. O günkü Batman’ı anlatırken zaman zaman heyecanlanıyor. Bu gün rahmet etmiş arkadaşlarını hatırlarken hüzünleniyor.

“Akyürek, İluh, Belediye civarı ve birinci cadde vardı. Evler ahşaptı. Daha sonra pasajlar yapılmaya başlandı. Elektrik belediye’den veriliyordu. Evin, saray ve site’de sinema vardı. Sonra Mehtap ve Raman sinemaları da açıldı. İstasyon çok kimse için barınaktı o nedenle bölgenin tüm renkleri orada buluşuyordu. Cumhuriyet meydanında ufak bir büst vardı. Daha sonra TPAO büyük Atatürk Anıtı yaptırdı. Midyat garajı ise BMC kamyonlardan oluşan köy servisleri otobüsler vardı. Köylüler de gelip ekmek alırlardı. Bazısı “Annem hasta onun için bir ekmek alacağım” diyordu. Fırın ekmeğini alıp tandır ekmeği ile birlikte yiyenler de vardı.

İnsanlar huzurluydu, aileler toplu olarak sinemaya gidiyorlardı. Erzurum'dan Trabzon'dan değişik yerlerden gelmiştik. Buranın yerlisi gibiydik. Batman bizi bağrına bastı yabancı gibi görmedi. Bizde kendimizi yabancı his etmedik. Onun için Batman’da kaldık”

İLK HAMUR MAKİNESİ…

Batman hızla büyüyor. Fırıncılar hala hamuru elle yoğuruyor.  Bu gelişmeye ayak uydurmak gerektiğini anlayan Abit Amca bir ilke imza atar Ve hamur yoğurma makinesi getirir.

TPAO’da çalışan dökümcü Ali gelip montajını yapıp elektrik aksamını bağlar. Şu an basit bir makine olsa da o zaman Makineyi görmek için fırının önünün ziyaretçilerle dolduğu söyleniyor… 

BRAKO

Cumhuriyet Meydanına taşınan Abit Amca, kimine göre evliya, kimine göre zır deli, kimisi için gurur ve mertliğin sembolü, kimileri için Allah’ın garibi Brako’yu ve Batman’ın diğer renklerini yakından tanır. “Onlarda çarşının bir parçayıydı” diyen Abit Amca, çarşı esnafı ile birlikte her gün mesaiye başlayan bu gariplere ilişkin şunları anlatıyor. “O zamanlar Batman deyim yerindeyse tam bir mozaikti. Brako kimseden para almazdı. Şimdi ismini hatırlamıyorum Siirtli bir esnafımız vardı. Sadece ondan alırdı. Brako herkesten ekmek de almazdı. Benim abonemdi. Her gün ekmek alır iş bankasının duvarının dibinde yerdi. Ekmek parasını verirdi. Bazen üzerinde olmazdı. Ekmeği alır ertesi gün tekrar gelip parasını öderdi”

MARE REŞ

“Fırının bir diğer müdavimi sokaklarda küfür ederek dolaşan (Mare Reş) adıyla anılan Şeho idi. Fırının üstünde yatardı orada barınırdı. Bir ara gözükmedi… Esnaf meraklandı. Batman küçüktü herkes herkesi tanırdı. Delisi, fakiri, zengini iç içe bir yaşam vardı. Bir yanımız eksikti… Geceleri fırının üstü boştu, esnaf o gün ona para vermemiş, ona takılmamış sokaklarda yankılanan küfürler duyulmuyor… Sorduk soruşturduk, Adana’da bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş. Daha doğrusu trafik canavarı onu yemiş…”

FIRINI KAPATIP PASTANE AÇAR

1970 yılında bir hemşerisi pastaneyi kapatıp gidince Abit Amca fırını yıkar pastane yapar.  “Batman’da iki pastane vardı üç oldu. Tatlı börek ve şekerli pasta yapıyorduk. Diğer arkadaşlar dondurma yapıyorlardı. Ancak elde yapıyorlardı. Kopa denen tahtadan ince uzun bir kova vardı. Sütü buna döker sopa ile saatlerce döverek dondurmayı yaparlardı. Birde elde limonata yapılırdı. O zamanlar en gözde yaz ürünleri bunlardı” sözleri ile anlatı o süreci.

BRAKO BANA ÇOK KIZDI

Fırının yıkılıp pastaneye çevrildiğini gören Brako küser. “Brako, fırını bozduğum için bana çok kızdı. Benimle küstü konuşmadı. Bizim gibi fakir fukaralar buradan ekmek yiyordu neden mağdur ettin onları diye sitem etti” diyor Abit Amca.

İLK DONDURMA MAKİNESİ

Batman'da ilklere imza atan Abit Amca bu kez Batman'ı dondurma makinesi ile tanıştırır. “İzmir'e gidip dondurma makinesi aldım. Hemen dışarıda kurduk. Herkesin gözü önünde yapıyorduk dondurmayı müşteriden çok makineyi merak edenler dolduruyordu dükkânın önünü” der.

GIDA SEKTÖRÜNE GİRER

“1990 yılında pastaneyi kapatıp gıda sektörüne girdik. En büyük marketi açtık. Gülistan Caddesi’nde ilk modern marketi açtık. İstanbul'dan market raf getirdik. Kamyonla mal getirdiğimiz için zamanla yarı toptana döndük. Daha sonra tekel caddesi trafiği sıkışıktı. Marketi kaldırmak zorunda kaldık toptan işe başladık. Batman büyüdükçe firmalar bayilikler vermeye başladı. Birçok bayilik aldık. 1990 yılından sonra Batman il olunca gelişimi daha da hızlandı” bilgisini veriyor bize.

ŞAKALARDAN ALINMAZDIK

Abit Amca, başından geçenleri “Arabalar ilk çıktığı zaman bir arkadaşım araba getirdi. Ramazan ayıdır. Hadi Esentepeye gidip gezelim dedi. Bindik esen tepeye çıktık. Haci bana ya şu arabadan bir tuhaflık var. Bi inip lastiğe baksana dedi. Araçtan indim lastiğe bakarken araç hareket etti gitti. Oradan geçen bir petrol tankerini durdurup şehre geldim. Şakalardan alınmazdık. Gelince hemen gelip gönlümü aldı. Seni sevdiğimden yaptım… Kin tutmuyorduk o an bozulur kısa bir süre sonra unuturduk… İnsanlar çok renkliydi. Herkes herkesi olduğu gibi kabul ederdi. Özelliklerine göre isim takılırdı herkese…” şeklinde anlatır.

AĞAÇLARI GÖRÜNCE HÜZÜNLENİYORUM

“Soğuk memleketten geldik, kışın burası bize bahar gibi geldi. Arkadaşlarla beraber fidanları diktik. Fidanlar boy atmış kocaman olmuş. Yüksekten bakıyor şehre. Arkadaşlar geliyor aklıma. Bazısı hakkın rahmetine kavuşmuş bazısı başka ilere göçmüş. Daha önce gölgesinde oturduğum ağaçlar hüzün veriyor artık. Batman’da akrabam yoktu. Tüm Batman akrabam oldu. Halkla iletişimim çok iyiydi. Batman halkını çok sevdim onlar da beni sevdi… Hala buradayım...” sözleri ile uzaklara dalar Abit Amca.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
RESMİ İLANLAR
TÜMÜ
Bugün yayınlanan resmi ilan bulunamadı!...mid2
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...