Öğrenciler için 1 hafta adeta rüya gibi geçecek Çanakkale, Balıkesir ve Ankara gezisi için her şey planlanmıştı. 6 Nisan’da Gezi ekibimiz Batman Havalimanına ulaştığında gezimiz artık başlamıştı.
Burada Valimiz Sayın Hulusi Şahin, Milli Eğitim Müdürümüz Mahmut Kurtaran ve İl Milli Eğitim Şube Müdürümüz Abdurrahim Kusen bizleri uğurlamak için bekleme salonundaydılar. Kafiledeki tüm öğrencilerle ilgilenen Sayın Valimiz öğrencilere yol boyunca eşlik etmesi için kitap hediye edip bizi uğurladı.
Türkiye’nin neredeyse bir ucundan diğer ucuna gidecektik.
İlk rotamız Çanakkale’ye doğru idi.
Birbirinden deneyimli rehberler eşliğinde ve tiyatrocu Ahmet Yenilmez’in anlatımıyla Çanakkale’yi gezmek bir başkaydı doğrusu.
Daha önce defalarca gitmiş olmama rağmen bu farkı hissetmiş olunca çoğu ilk kez buralara gelmiş öğrenciler için tarifi bir başka olacaktır diye düşündüm.
…
Geziye katılan Fatima Deniz “Çanakkale’de başınızı bir yana çevirseniz 240 kiloluk mermiyi sırtında taşıyıp düşman İngiliz gemisini batıran Seyit Onbaşı’yı, diğer yana çevirseniz benim yaşımda veya benden büyük hatta benden küçük binlerce şehit mezarı görürsünüz. Toprağa baksanız şehit kanıyla sulanmış, yukarı baksanız gölgesinde yaşadığımız al bayrağı görürsünüz” diyerek Çanakkale ile ilgili hislerini dile getirmişti.
…
Sinem Unaç ise Akif’in de dediği gibi “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı! Her adımımda adeta kulağımda işittiğim bu dize… Tanı! diyor Akif, “ecdadını tanı, geçmişini tanı, imanının yüksekliğini tanı, vatanın geçilemez olduğunu bil, öğren” diyor. Düşün altında binlerce kefensiz yatanı; Evet düşün sen genç adam, düşün. Ecdadını ve ecdadının verdiği mücadeleyi hatırla!! Ve unutma’’ dedi.
…
Halime Sağ ise “Gittiler geçemediler , geçemeyecekler Çanakkale geçilmez!!” diyerek duygularını dile getirdi. Çanakkale Valisi ve Eceabat kaymakamının da gezi süresince bizi yalnız bırakmadıklarını ve çeşitli hediyelerle öğrencilerde bir tebessüm oluşturduğunu da dile getirmeden geçmek olmazdı. Rehberler ve Bakanlık tarafından bize gezi boyunca refakat eden ve adeta öğrencilerin gönlünde taht kuran birbirinden kıymetli görevliler eşliğinde turumuzun Çanakkale bölümü sona ermişti. Yolculuk Balıkesir-Ayvalık’a doğru başlamıştı.
Herkes gece tamamlanacak yolculuğun neticesinde yorgun bir şekilde varacağımız yerde konaklayacağımız yeri merak ediyordu. Öğrencilerimizle kalacağımız yere vardığımızda kalacağımız odanın berrak bir denizle süslenen Ayvalık manzarasına karşı bir balkonunun olması oldukça özel hissettirmişti. Otelin konferans salonunda AFAD gönüllüleri tarafından salondaki misafirlere deprem eğitimi verilip AFAD gönüllülerine ait dokümanlar hediye edildi. Ardından da trafik eğitimi verildi bizlere. Aldığımız eğitimlerden sonra istikametimiz Ilgaz Dağlarının eteğinde Koca Seyit’in anıtına doğru yönelmişti. Öğrenciler Koca Seyit köyünden geçerken köylülerle camın arkasından iletişim kurmuş karşılıklı el sallamışlardı.
Yörük teyzelerin sıcakkanlı duruşu bizi saniyeler içinde köye yakın hissettirmişti.
Köyü geçip anıta doğru gelince Havran Belediyesi yetkilileri bizi karşılayıp Balıkesir’in höşmerimini ikram ettiler.
…
Daha sonra Yaşananları Fedile Çelik’ten dinleyelim “Muhammet Yıkar dedesi Koca Seyit hakkında konuşma yapacaktı.
Hepimiz toplandık. Mikrofonu eline aldı. “Müzemize hoşgeldiniz” dedi. Ses tonu, şivesi, hal ve hareketleri o kadar güzeldi ki tek kelimeyle bizleri çok duygulandırdı. Koca Seyit’i anlatırken sanki rüzgâr esmiyor gibi pür dikkat Muhammet Amca’yı dinlemeye koyulduk. Öyle güzel anlatıyordu ki onu dinlerken adeta Koca Seyit’ten bir iz arar gibiydik.
…
Şindan Yağmahan ise “Koca Seyit’in 9 yıl askerlik yapması ve askerlik bitince eve 13 gün yol yürüyerek dönmesi beni derinden etkilemişti.
Eve döndüğünde küçük kızının 9 yaşında olması ve Koca Seyit’in babası olduğunu anlayamaması ve ömrünün sonlarında zeytinyağı fabrikasında hamallık yaparak rızkını kazanması ama zatürreden ölmesini unutamayacağım.” diyerek hislerini dile getirmiştir.
Havran gezimiz de bitmiş artık işin en eğlenceli anlarından birine geçmiştik. Serdar Kılıç’la doğa atölyesi gezisi başlayacaktı.
Cunda adasında elimizde lokma tatlıları ile öğrencilerle birlikte Serdar Kılıç’ı dinledik. Öğrencilerin onu dinlerken ardı ardına fotoğraf çekmeleri ve kendisini adeta soru yağmuruna tutmaları öğrencilerin ilgilerinin göstergesiydi.
…
Ardından yaşadıklarımızı Ebru Kınay yazdı “Sahil güvenlik ile birlikte muhteşem bir tekne turu yaptık. Balıkesir’den sonra başkentimiz Ankara'yı ziyaret ettik. Burada Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ile buluştuk. Bizlerle tek tek konuşup sohbet etti, çok mutlu oldum. Birlikte yemek yedik, fotoğraf çekildik. Bunun için kendilerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” diyerek duygularını ifade etti.
…
Devamını Hira Nur Damlayıcı şöyle tamamlıyor “Orada İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’yla buluştuk. Yemek esnasında öyle güzel bir konuşma yaptı ki kimse konuşma boyunca gözlerini kendisinden ayıramadı. Ülkemizin güzelliklerini biz gençlerin çok güzel yarınlar hazırlayabileceğimizi anlattı. Ben onu dinledikten sonra birçok konuda farkındalık kazandım. Bütün arkadaşlarım için de öyle olduğunu düşünüyorum.” diyerek duygularını ifade etti.
…
Sonraki gün neler yaşadığımızı Remziye Tenay’dan dinleyelim. “Birinci TBMM’ye gittik. Orada gruplara ayrıldık ve rehberler bize gruplar halinde müzeyi gezdirip bilgiler verdi. Biz burayı gezerken çok heyecanlandık. Sonra Ogüst tapınağı yakınlarına inşa edilmiş, Hacı Bayramı-ı Veli Cami’sine gittik. Ardından Polis müzesini ziyaret ettik. Müzenin ilk ziyaretçileri biz olduk. Hepimiz orda çok duygusal anlar yaşadık. İçişleri Bakanlığına gidip öğlen yemeği yedik. Orda bulunan GAMER (Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi)’i ziyaret ettik. Kamu düzeni ve güvenliğini bozucu nitelikte olayların yol açtığı acil durumlarda devletin tüm birimleriyle doğru bilgi akışı ve koordinasyonunun yapıldığını öğrendik”
…
Tabi Ankara’ya gelip Anıtkabir’i ve Millet Kütüphanesini ziyaret etmemek olmazdı. Yaşadıklarımızı Halime Gündüz anlatsın “Anıtkabir ziyaretimizin ardından en çok hayran kaldığım yere Millet Kütüphanesine gittik. Kitapları çok seven biri olarak hayatımda gördüğüm en güzel yer diyebilirim. Millet kütüphanesinde Doç. Dr. Oğuzhan AYDIN tarafından verilen bir konferansı dinledik. Ve millet camisine gidip orada namaz kıldık. Sonra başka bir otele gidip yemek yedik” diyerek yaşadıklarımızı dile getirdi.
…
Gülbahar Kırtay “Hep birlikte bir olmanın ve bir arada olmanın güzelliklerini sonuna kadar hissettiğimiz bir gezinin sonuna o akşam yemeğinde gelmiştik. Neredeyse herkesin gözleri dolmuş kimi de ağlamaklıydı”
Yemek sonunda helallik istenip vedalaşıldı.
Ertesi gün ver elini memlekete dönüş yolu.
Küçük bir tebessümün dahi büyük işlere vesile olduğunu varsayarsak her detayı samimi olan böylesi büyük bir etkinliğin öğrencilerimiz için nelere kapı açtığını, onların hayal ve ruh dünyasını nasıl geliştirdiğini, onlara büyük değer kattığını tahmin etmek zor olmasa gerek.
Öğrencilerimize bu fırsatı veren başta Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu olmak üzere Sayın Valimiz Hulusi Şahin, İl Milli Eğitim Müdürümüz Mahmut Kurtaran ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.