AĞAÇ BUDAMA VE ÇEVRE HASSASİYETİ

Sabah işyerime giderken belediyenin Diyarbakır Caddesindeki refüjlerde yaptığı ağaç budama işiyle karşılaştım. Hep merak ederdim “neden bu şekilde yapılıyor?” diye.

Bu sefer ya benim artan dikkatimden ya da belediyenin yaptığı işi biraz daha önemsemesinden olsa gerek, sorularımı sorabilecek birilerini bulunca bilgilenme şansını yakalamış oldum.

Diyarbakır Caddesinin Atatürk Bulvarı bölümünde Belediyenin yürüttüğü çalışmayı, budanacak ağaçları tanıyan ve nerden nasıl budanması gerektiğini bilen bir peyzaj mimarı ve bir de gerek belediye personeli gerekse de Batman Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Recep Kavuş’un gözetiminde yapması ağaçlara ve çevreye gösterilen hassasiyetin göstergesidir.

Her ne kadar çalışmanın başında şehrin elektrik akımının sekteye uğramaması için ağaçların uzayan dallarının elektrik tellerine zarar vermemesi konusunda mı dersiniz yoksa çalışmanın yürütüldüğü yerin DEDAŞ’a yakın olmasından mı bilemem, iki de DEDAŞ personelinin bulunması önemlidir.

Tam da bunu diyecektim ki yaklaşık yarım saat sonra bir ağacın budanan dalının elektrik tellerini birbiriyle temas ettirmesiyle birlikte elektriğimiz kesildi. Etrafıma baktım DEDAŞ personeli maalesef görünmüyordu.

Neyse belki kurumlarımız henüz alışkın değildir. Henüz kentin altyapı ya da üst yapısıyla ilgili yürütülen çalışmalarında etkilenebilecek sistemlerin korunması konusunda beraber danışıklı çalışma yürütmeyi yeterince bilmiyordur. Yeni yeni bunu öğrenmeye başlamışlardır.

Meselenin en başında dillendirdiğim merakıma dönersek. Ağaçların nerdeyse bir kütüğe dönüştürülecek kadar yoğun budanması garip gelirdi bana.

Bunu Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Recep beye sordum. Belirttiğim şekilde budanan dut ağacını göstererek “Aslında refüjlere dut ağacı ekilmez, ama zamanında ekilmiş. Dut ağaçları çabuk büyüyen bir türdür. Böyle budandığına bakmayın bir yıl içinde aynı boyu, aynı hali bulur. Arkadaşlar peyzaj mimarımız gözetiminde ve yönlendirmesinde buduyorlar” Recep Beyin söyledikleri ve hatta sadece orada oluşu bile çevreye zarar verilecek bir çalışmanın yapılmayacağına yeter güvenceydi.

Ama tüm bunlarla birlikte çalışmanın saatinin trafiği sıkıntıya sokacak sabah saatlerinde yürütülmesi de eleştirilebilir. Her ne kadar düşecek dalların araçlara zarar vermemesi için yolun sadece az bir kısmının kapatılmasına çalışılmışsa da belki daha uygun bir saatte çalışmayı yürütülebilirdi.

Gezi Parkı olayları, Yalova’da kesilen ağaçlar vs. derken halkın bilincinde ve memleketin belleğinde bir şeyi değişti sanki. Artık isteyen istediği ağacı dilediği gibi kesemiyor. En azından kesse dahi kesmeden önce bir düşünecekken on düşünmeye başlıyor. Yaşanan olaylar halkın ve kurumların nazarında hassasiyeti artırmış gibi.

DEDAŞ’a YOL PROBLEMİ

Neyse onu geçelim de kesilen ağacın tahrip ettiği elektrik telleri ve arızasını onarmanın 50 metre yakındaki DEDAŞ’a rağmen 2 saat gecikmesinden biraz sitem edeyim. Matematik sorusu olarak sorsak A noktasındaki DEDAŞ ekipleri, 50 metre uzaklıkta olan B noktasındaki arızaya kaç saatte varır.  

Hazır yeri gelmişken son bir haftada 3–4 defa hem de uzun süreli Gültepe Mahallesinde yaşanan kesintileri de dillendirip az sitem edelim neye yarayacaksa bilmiyorum doğrusu.

Hani düşünüyorum da Batman’ın en yeni mahallesi olan Gültepe’de kesintiler bu orandaysa eski yerleşim yeri olan mahallelerde durum ne kadar vahimdir. Allah yardımcıları olsun.

DEDAŞ ciddiye mi alacak, en fazla kesintileri yine kaçak kayıp oranlarının enerji yükünü artırmasını bahane edecek.

Dersiniz ki bu kaçak kayıpları bulup yakalatmak engellemek kendisinin dışında birilerinin göreviymiş de o birileri görevleri yerine getirmiyormuş.

Hadi hayırlısı bakalım bu kış kaç açıklama ve mazeretle geçiştirebilecek DEDAŞ.