Ahlaki çöküntü!

Ahlaki çöküntü!

Son haftalarda ülke genelinde yaşanan vahşi cinayetler, ahlaksızlıklar, tacizler, tecavüzler “neler oluyor?” dedirtiyor.

Daha vahimi; yaşananların basitleştirilmesi, suçların örtülmek istenmesi, olayların normalmiş gibi gösterilmesi, duruma ve olaya göre resmî açıklama yapılması veya yapılmaması.

Öyle olaylar var ki sanki ülkemizde hiç bir olay yaşanmamış her şey normalmiş gibi davranılıyor. Yediden yetmişe olayı herkes yorumluyor resmî ağızdan tek bir cümle yok!

Sinan Ateş suikasti,

Narin cinayeti

Kozluk’taki olay vesaire, vesaire gibi olaylar…

Hayretle izlediğimiz bir diğer konu ise; tüm suçu dijital platforma atmak ve bazı platformları kapatmak.

Sanki tek suçlu İnternetmiş gibi…

Daha acıklısı; her vahim olaydan sonra; ‘ceza kanununda değişiklik yapılacak’ vaatleri…

Kadına şiddette ve uyuşturucu ticaretimde cezaları artırdın da ne oldu?

Suç oranları azaldı mı?

Bir yandan cezaları artıracaksın diğer yandan uyuşturucu baronlarına tahliye kararı vereceksin. (İstanbul’da üç Ağır Ceza Hakimi’nin görevden uzaklaştırıldığı olay)

Yani anlayacağınız neresinden tutarsanız tutun çürüyor, yok efendim ‘iyi hal indirimi, verilen cezaların cezaevinde yatar oranlarındaki indirimler, pandemi izinleri, mafyaya özel af yasaları derken cezaevleri de sesiz sedasız boşaltıldı.

Nasıl olsa yatar çıkarım düşüncesi ile suç oranları artıkça artıyor.

Aslına bakarsanız bunca vahşetin ve insanlık dışı olayların yoğunlaşmasında ki temel sorunlara bakmak gerek.

Neden toplum yozlaştı?

Neden toplumda büyük bir ahlaki çöküntü oluşmakta ve buna kimse dur diyememekte?

Türkiye’de ki eğitim sistemi iflas etmiş midir?

Etmemiş midir?

Aile yapısı, ekonomik koşullar, işsizlik, adaletsizlik, adam kayırma, torpil, sistemsizlik, yargıya güvensizlik, değer yargılarının kaybolması, inançsızlık, ceza ve infaz hukukunda ki çarpıklıklar yani ne derseniz bu ülkede var.

***

Neden bu hale geldik?

Son dönemlerde Türkiye’de maalesef hiç bir şey doğru dürüst işlemiyor.

Bakın onca esef ve elem verici hadiseler oldu ulusal TV kanallarımda sayısız tartışma programları düzenlendi hiç birinde işin uzmanları konuşturulmadı.

Hep aynı bildik kişiler ekrana çıkıp, uyduruk yorumlar yaptı.

Toplum bilimciler, psikologlar, aydınlar, bilim insanları, düşünürlerin hiç birine söz hakkı verilmedi. Yaşananlara bilimsel açıdan hiç bir zaman bakılmadı.

Yok neymiş efendim, güvenlik uzmanı, eski milletvekili, eski bakan, editör, yayın yönetmeni ve her şeyden anlayan (!) bildik hukukçu ve troller…

Varsa yoksa bu kıt akıllı kişiler.

Siz bunlarla yola çıkarsanız değil olayları önlemek daha da yoğunlaştırırsınız!

Son olarak şunu söylemek isterim;

Dünyaya 300’den fazla din gelmiş ama ahlak tektir ve bu dinlerin tamamı iyi ve güzel ahlak için gelmiştir.

Yaratılışımızın ve dinimizin en önemli gayelerinden birinin ahlak olmasına rağmen ülkemizde toplumsal ahlaki çöküntünün giderek daha da derinleşmesi hiç de hayra alamet değildir.

Her şey para, iktidar, güç, makam, mevki, koltuk, etiket, unvan değildir.

Bu ülkeye biraz da insanlık gereklidir…