ALLAH YOLUNDA HİCRET
Şüphe yok ki iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihat edenler var ya, ancak onlar Allah’ın rahmetini umabilirler. Allah tarifsiz bağış sahibidir. Eşsiz merhamet kaynağıdır.(bakara;218 İman, hicret, cihad; bu üç merhale insana aittir. İmanın konusu; insanın kim olduğu, ne yapması gerektiğini, ne olduğunu, toplumun nasıl değişeceğini, hangi yoldan nereye gideceğini, nasıl yaşayacağını bilmesi imanın konusudur. İman; neye, niçin, neden inanmanın bilincidir. İmandan sonra hicret gelmektedir.
Hicret; imkânların tükendiği yerden, üretileceği yere gitmektir. İmana sahip olanların, imanlarını yaşamak için, uygun ortam ve şartlara ulaşma çabasıdır. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in, peygamberliğinin 13.yılında Mekkeden, medineye hicreti ilk örnektir. Medinede İslam yaşanmış ve 8 yıl sonra, arab yarımadasına yayılmış ve dünyaca tanınmıştır.
Hicretin diğer misyonu, islamı tebliğdir. Tebliğin gayesi; tüm insanlığın islamla tanışması ve hidayete ermesidir. Kuran; tarih için bile, hatta tarihte araştırma yapmak için, hicreti, harekete geçmeyi bir noktada sıkışıp kalmamayı, miras kalmış toplumsal geleneklere hapsolmamayı önerir. ’’Sizden önce nice hayat tarzları gelip geçti. Öğleyse gezin yeryüzünü ve hakikati yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu görün’’(Al-i imran,137). Seyahat eden bilim adamı ve muhacirlerin dünyayı değiştirme etkileri vardır.
İnsanın kendi iç dünyasında hicret önemlidir. Bunun içinde, bulunduğumuz hali, niteliği, sahip olduğumuz özelikleri, sıfat ve keyfiyeti terk etmek, yani var olduğumuz şirk durumundan kurtulmak, tevhide sarılmak. Olduğumuzdan, olmamız gerekene hicrettir. İçinde bulunduğumuz şirk düzeninden, beşeri geleneğin etkisi ve yetkisinden kurtularak, tevhidi düşünce ve düzenine sahip olmaktır. İslam peygamberine tabi olan herkes, kendini sarmalayan, şirk düzeninden sıyrılarak ayağa kalkmalıdır. Kuranın ifadesiyle “Sen ey içine kapanan kişi. Kalk ve(İsanları) uyar. Sadece Rabbini yücelt. Elbiseni temiz tut. Bütün pisliklerden uzak dur.” (müddessir ;1-5.ayet)hicret et. Muhacir günahtan hicret eden kişidir. Dış kötülüklerden, iç kötülüklerden kurtulandır. Kuranın hicret ve muhacir vurgusu; insanlık tarihinde, dünya görüşünü, ruhu, aklı donuklaşmış toplumu değiştiren, durağan insanı. Toplumun ruhunu ve kültürünü hareketli insana dönüştüren etkendir. Psikolojik irfani hicret; İnsanın zindanı olan, tarih, tabiat, toplum ve nefsinin belirleyiciliğinden kurtararak özgürleştiren harekettir
İslam dini; sürekli olarak, bütün nesillerde ve asırlarda, takipçilerinin ruhuna vurduğu hicret kırbacıyla insanı, hem iç dünyasında, hem de dış dünyasında, hep hareket halinde tutmayı, bir yerde durmamasını sağlamaya çalışmıştır. Çünkü su birikintisi nasıl kokarsa, durağan ruhta öğle kokar. Allah yolunda hicret; insanı özgürleştirir, Hicret; kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınmaktır. Dünya ve ahiret mutluluğunu kazandırır. Cihad; islam ile insan arasına giren engelleri kaldırmak için, üstün çaba sarf etmektir. Allah(C.C) İnananları; iman, hicret ve cihad bilincine ulaştırsın. İnşallah.
