ASTROLOJİ DE JÜPİTER SEMBOLÜ


“Gücü olmayan adalet aciz, adil olmayan güç zalimdir”
-Blaise Pascal

Bu sembol yarım daire (ruh, zihin) ve haçtan (madde) oluşmaktadır. Yarım daire ufkun veya maddenin üzerindedir, ancak yine de haçın tamamının üzerine çıkamamıştır. Bu bir bakıma insan ruhunun ve zihninin fiziksel deneyimler ve dünyasal çevre kanalıyla genişleyip, yeni bir farkındalık ve bilinçlilik geliştirmesi gerektiğini göstermektedir.
Her burçta ortalama bir sene geçiren Jüpiter’in Zodyak çemberini dolaşması 12 sene sürer. Jüpiter genişlemenin, büyümenin, şansın, adaletin, yaşama yüklediğimiz anlamın, dini konuları, din adamlarını, yalnızca dinleri değil, inanç, felsefe ahlak, adalet ve bilgelik gibi konuları da içerir bu konular hepimiz için temel değerlerdir ve insanoğlu en çok bunlarla sınanır. Güneş sistemindeki tüm gezegenlerin toplamından (Güneş dışında), daha büyük olan Jüpiter'e bolluk gezegeni denir. Büyük bir resim çizerek sizin her konuda büyük düşünmenizi ister, büyük olan her şeyin sembolüdür. Yapıcı özellikleri: Sosyallik, mütavizilik, idealizm, diğer insanları düşünmek, cömertlik, ilerlemeye istek, adil olmak, iyimserlik, içtenlik, neşe, vicdanlılık, koruyuculuk, açık fikirlilik, filozofluk, kendini adamak, tarafsızlık, güvenilirlik. Yıkıcı Özellikleri: Herşeyin aşırısı (aşırı güven, aşırı iyimserlik), huzursuzluk, düşüncesizlik, kibir, lütufkarlık, yasa tanımama, yapabileceğinden fazlasını vaad etme, abartı, ukalalık, kendini haklı görme, sahtecilik, fanatizm, yanlış değerlendirme, dürüst olmama, kendini fazla düşünme, kendi lehine beklenti içinde olma, fırsatçılık, sınıf ayrımcılığı, ayağını yorganına göre uzatmamak. Jüpiter evrenin büyük planını anlamamızı kolaylaştıracak deneyimleri bizden bekler. Bu deneyimlerin inançla, anlamla, ahlakla, etikle, adaletle ve felsefeyle olan güçlü bağları işi oldukça zorlaştırır. Bu konuların her biri son derece esnek ve kaygan bir zeminden beslenir. Neye inanıyorsak bizim için anlamlı olan odur. Bir kez inandık mı sarsılmaz bağlarla inandığımız değerle özdeşleşmeye eğilimliyizdir. Çünkü inançlar tartılmaz, ölçülmez ve gerçekliği üzerinde rasyonel sonuçlar üretilemez. Ama gözden kaçırmamak gerekir ki, inançlar hem kişisel, hem de sosyal yaşantıda çok güçlü sonuçlar üretir. Jüpiter Zodyak ta iki değişken burç olan yay ve balık burçlarını yönetir değişken nitelik; Zihinsel elastikiyet, öğrenme merakı, doğmaları, ön yargıları ve paradigmaları kırabilmenin tek silahı olan şüphe ve nesnel bakış açısı gibi özellikleri taşır ki bu nitelik olmadan bu konuları idrak etmek zordur Ve bu yapısı ile inanç ve değer sistemimizi geliştirebilmemiz adına, doğru sandığımız değerlerden bile makul oranda şüphelenmemizi, inançlarımız üzerinde düşünmeyi, eleştiriyi, dogmalarımıza farklı bakış açılarından bakarak sorgulamayı, yaşam deneyimlerimizden çıkarttığımız sonuçlarla inandıklarımızı sürekli evrensel temalara doğru yükseltmeyi ister. Astrolojide Jüpiter zenginlik ve şansla ilişkilendirilir ama; esas zenginliği bize sunduğu sonsuz seçeneklerde yatar? Bu seçeneklerin çoğu gözümüzü boyamak ve bizi sınamak içindir ve egomuzu şişirerek cezalandırılırız. Jüpiter doğum haritamızda olumlu denen bir yerleşime sahip olduğunda cebimiz para ile aklımız bilgi ile dolabilir. Bu değerlerin gerçek anlamını idrak edemezsek eğer, ruhumuz da aynı oranda kibirle, zihnimizde katı rasyonel bilgi ile dolar. Ama her durumda kalbimizle bağımız kesilir. Jüpiter’den kazanabileceğimiz gerçek zenginlik, yaşamın ve bilginin en derin anlamını yakalama şansını bize sunmasıdır. Bu anlamları derinden ve hatta daha derinden idrak ettikçe zenginleşiriz. Jüpiter bizi Satürn’ün tersine genişleterek, şişirerek ve şansla sınar. Bu enerjinin olumsuz kullanımında kişi kendini dev aynasında görür ve hiçbir şeyden tatmin olmaz. Fakat herkesin bir kapasitesi vardır ve kapasitesi dolunca büyümesi de durur. Buda bizi tanrıdan ayıran çizgidir burada satrün sınırları çizer ve bize dünyevi sorumlulukları hatırlatır. Kendi sınırımızı aştığımızda başkalarının alanına girebileceğimizi ve bunun olmaması içinde toplum kurallarına uymamız gerektiğini söyler. Dolayısıyla yaşadıklarımız, yaşamdan beklentilerimiz ve yaşayacaklarımız dünümüzü, bugünümüzü ve yarınımızı şekillendirir hayatın gerçek anlamı üzerine düşünen bir zihin; adalet anlayışını geliştirerek toplum zincirinin halkası olduğunu unutmayıp yaşamına bu şekilde yön verebilir. İnsanın kendini bilmesi ve içindeki iyicil şifayı keşfetmesi bin savaş kazanmaktan daha büyük bir zaferdir.