AVRUPA BAHARI

Avrupa ve Amerika yani Batı cephesi “Arap Baharı” diye bir proje üretti.

Bunun dışında sadece Ortadoğu’yu kapsayan bir de BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) vardı.

BOP yani Büyük Ortadoğu Projesi, Amerika’nın projesi gibi görünmekle beraber Yahudi lobilerinin ve Yahudi silah kartellerinin Yahudi düşünce kuruluşlarına hazırlattıkları projedir.

Yahudi ya da esasında Siyonist akıl diyebileceğimiz akıl, bir proje ürettiği zaman çok yönlü düşünerek projeyi üretir.

Siyonistler akıl yürütürken çok yönlü menfaat hesabı yapar.

Siyonist akıl BOP ile Ortadoğu’da karışıklık çıkaracak, böylelikle silah satacaktı.

Yahudi silah tüccarları, karışıklık olan yerde silah satarak kâr elde edecekti.

Diğer taraftan Ortadoğu bölünecek ve yeni ülkecikler oluşacaktı.

Oluşan ülkecikler, Yahudilerin kontrolünde olacak, İsrail’in rahatlığı ve huzuru temin edilecekti.

Zira ülkeler parçalandıkça zayıflayacak ve İsrail’in yaşadığı coğrafyada İsrail için tehdit oluşmayacaktı.

Yahudi akıl, İsrail’in geleceğini hesap edip Siyonist İşadamları ve kartellerin kârları için hesap edince Sömürgeci Avrupa boş durur mu?

Avrupa Ülkeleri aynı paralelde “Arap Baharı” projesine sahip çıktı.

Avrupa Ülkeleri giderek artan işsizlik oranını düşürmek ve ekonomilerini güçlendirmek için yeni bir çıkış yolu bulmaya çalıştı.

Arap Ülkelerini kendilerince dizayn edecek ve ekonomik sömürülerini arttırdıkça arttıracaklardı.

Örgütledikleri ve destekledikleri kişileri Arap Ülkelerinin başına getirip kaynaklarını kendilerine çekeceklerdi.

Avrupa Ülkeleri, Arap Ülkelerinin yıkılması, dağılması ve parçalanması sonucunda yeni iş alanları, yeni pazarlar ve kazançlar elde edecekti.

Avrupa, Bumerangı Arap Ülkelerine attı.

Ancak unuttuğu bir şey vardı;

Sömürgeci Avrupa, vakti zamanında Arap Ülkelerinden köleler edinmişti.

Avrupa Ülkelerinde bulunan Arap menşeli insanlar, Arap Ülkelerinde çıkan karışıklıktan etkilenecek ve etkilenme, Avrupa’yı sarsacaktı.

Avrupa Ülkelerinin Arap Ülkelerine attığı Bumerang, Avrupa Ülkelerine dönecekti. Başkasının evini yakan Avrupa’nın da bir gün gelecek evi yanacaktı.

Fransa’da, Belçika’da, Almanya’da v.s. diğer Avrupa Ülkelerinde çıkan olaylar ve saldırılar “rüzgâr ekenin, fırtına biçeceği”nin habercisi oldu.

Avrupa, eski Avrupa değildir.

Giderek zayıflayan bir ekonominin, arttıkça artan bir işsizliğin getireceği sıkıntılar, Avrupa’da ciddi bir iç karışıklığı beraberinde getirecektir.

Her gün değişik değişik oyunlar tezgâhlayan, menfaati ve çıkarları için olmadık dümenler çeviren Avrupa, krizin içine, bataklığın içine girer gibi girecektir.

Bumerang tersine dönüyor ve Avrupa’yı Avrupa Baharı bekliyor.

Yalnız buna bahar demek de mümkün değildir. Doğrusu  “Avrupa Kışı”  demektir.