AYAKLARIMIN ALTINA ALIYORUM!
- 02-09-2019 21:04
- 15718
Her türlü cahilliği, kini, öfkeyi ve haksızlığı ayaklar altına almak lazım. Haksız yere yapılan her türlü eylemi ayaklar altında çiğnemek gerekir.
Bu cahillik nereye kadar? Bir masum insan işlemediği belki de taraf olmadığı bir davranış, bir eylem yüzünden hunharca öldürülebilir mi?
Bir insan dâhil olmadığı bir sonuç yüzünden, bir durum karşısında özellikle de eliyle, diliyle işlemediği bir fiil yüzünden nasıl sorumlu tutulabilir mi?
Geçen hafta Çarşamba günü Batman Otogarında vahşice bir cinayet işlendi. Görüntüleri izleyince insanların tüyleri ürperiyordu.
İnsanları bu duruma getiren ne idi? İnsan nasıl bu şekilde davranabilir? İnsanın canavarca hislerle cinayet işlemesi durumuna nasıl gelindi?
Psiko sosyal etmenler ile kritize edilmesi gereken davranışlar inanç eksikliği, iman eksikliği yani kısacası Allah korkusu olmamasından da kaynaklanıyor.
Peygamber efendimiz(s.a.v) Veda hutbesinde her türlü kan davasını ayakları altına alarak herkes için yasaklamıştır.
“Ashabım! Şunu belirteyim ki, Cahiliye dönemindeki bütün kan, su ve mal dava¬ları, kıyamet gününe kadar şu ayaklarımın altındadır.”
Peygamber Efendimiz(s.a.v) bunu söylemekle kalmamış kendi davasını ayaklar altına alarak başlangıç yapmıştır.
Hepinizin bildiği Peygamberin amcası Hz. Hamza Vahşi tarafından hunharca öldürülmüş hatta ciğeri sökülerek çiğnenmiştir.
Tüm bunlara rağmen Peygamber efendimiz(s.a.v) amcasının böyle vahşice öldürülmesini affederek olayı kan davasına dönüştürmemiştir.
Vahşice yapılan bir katli dahi affedebilen ve kan davasına dönüştürmeyen bir dinin mensupları olarak nasıl kan davası güdebiliyoruz?
Hele hele masum bir insan işlemediği bir suç yüzünden vahşice ve hunharca nasıl öldürülebilir? Olay bir ilk değil ancak inşallah son olur diyoruz.
Ancak bu şekilde son bulması da mümkün değildir. Çünkü toplumun değerleri ile buluşması ve barışması gerekir.
Toplumsal analizler yapması gerekenler neler düşünüyor? Neler yapıyor? Toplumsal analiz sonuçları yayınlanıp gereği yapılıyor mu?
Toplumsal analizler yapılsa ve analiz sonuçlarına göre değerlendirmeler yayınlansa sonuç böyle olmaz herhalde.
Sonuçlar yayınlansa, eksiklik ve yanlışlıkların gereği yapılsa bugün belki de bu vahşi cinayet işlenmezdi.
Devletin bu konuda yapması gereken Olay öncesi sonuç önleme mekanizmalarını harekete geçirmektir.
İnsanları bu şekilde cinayet işlemeye iten sebepler üzerinde inceleme yapmak gerekir. Tahlil iyi yapıldıktan sonra cinayetleri işlemeye iten sebeplerin yok edilmesi gerekir.
Özellikle insanların nasıl bir toplumsal baskı altında olduklarına bakmak ve söz konusu toplumsal baskıyı önleyici tedbirleri işletmek gerekir.
Aile içi psikolojik baskı, yadırgama, küçümseme, itibarsızlaştırma birer etken olarak görülmelidir.
Müslüman toplum olarak en büyük kaybımız inanç eksikliğimiz, bilgisine sahip olduğumuzu uygulamamamız ve önemsemememiz.
İşin esasında bu işin uygulamasında öncü olması gerekenler öncü olmaktan çok uzaktırlar. Görevlerini yapması gerekenler görevlerini yapmadıkları için maalesef bu haldeyiz.
Bu işin öncüsü olması gerekenler teoride çok iyi olabilirler. Ancak işin uygulamasına gelince uygulamaya niyetleri ve istekleri yok gibidir.
Toplumsal bir çırpınma içine,bir silkinme hareketi yapmalıyız. Yoksa giderek toplumsal cinnet halini alacak kritik virajda uçuruma yuvarlanabiliriz.