BAKİ KALAN BU KUBEDE HOŞ BİR SADA BIRAKMAK
- 01-03-2021 18:21
- 176
Baki’nin şiirinde yer alan dizeler İnsan’ın yaşamında iyi bir iz bırakmanın insan için ne kadar gerekli olduğunu bize anlatmaktadır.
İnsan her ne şekilde yaşarsa yaşasın insana kalanın yaşamı boyunca yaptıkları ve ettikleri olduğunu bilmek lazım.
Nitekim bir hadisi şerif’te ; “Allah sizin dış görünüşünüze bakmaz, fakat kalplerinize ve yaptığınız işlere bakar” denilmektedir.
Hadisi şerif insanın elinde olmayan dış görünüşünün insan için bir kriter olmadığını insan için kriter olanın yaşamı boyunca yaptıkları olduğunu bize bildirmektedir.
İnsan; zengin veya fakir olarak yaşamını sürdürüyor olabilir. Ya da çocukları çok olup çocukları ile böbürlenebilir veya hiçbir çocuğu olmadan hayatını sonlandırabilir.
İnsan; en üst makamlara gelmiş biri olarak kibirlenebilir. Ya da hiçbir makamı olmadan sade bir vatandaş olarak hayatını idame ettirebilir.
İnsan; yediği önünde yemediği arkasında bolluk içinde yaşayabilir. Ya da hayatını yoksulluk içinde doğru dürüst beslenmeden geçirebilir.
İster öyle, ister böyle geçsin hayatın sonunun güzel olması gerekir. İnsanoğlu geriye dönüp baktığı zaman yaptıkları iyi davranışlarının çok olması insana kazandırır.
Hiçbir şey insan için fayda vermez. İnsana fayda verecek olan iyi davranışlardır. İnsanın iyi olması insana kazandırır.
Gerisi hepsi boş ve yalandır. İnsanın kazandığı mal ve mülk, çoluk çocuk ve çocuk, kat ve yat hepsi geride kalır. Belki de insanoğluna eziyet ve yük de olur.
“Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri” atasözü insanın yaptıkları ve ettiklerinin insana kalacak olan bir eser olarak yettiğini ifade etmektedir.
Semeri belki; mal, mülk, araba, yat, kat, makam olarak düşünebiliriz. Eğer eser olarak insanlık, doğruluk, dürüstlük bırakılmamışsa tabi.
Geçen hafta kayınpederim vefat etti. Hastaneye yatışı ve taburcu olması sırasında art arda hastalıkları nüksetti. Bir hastalık diğer bir hastalığı tetikledi.
Kalbi hastalıklara daha fazla dayanamayıp durdu. Geçen Pazartesi gecesi onu defnettik. Defnederken ister istemez ölümü düşündüm.
İyi bir insan olması nedeniyle kayınpedere gıpta ettim. Belki çok zengin değildi. Emekli maaşı ile zar zor geçinen biri idi. Bir evi bile yoktu. Yaşadığı ev, kızının evi idi.
Ancak zor şartlara alışkın biri idi. Her şeyden önce kanaatkâr biri idi. Halinden şikâyet etmez, hayıflanmaz ve üzmezdi.
Her şartta pozitif olmasını bilen ve pozitifliği karşısına yansıtmasını bilen biri idi. Herkese karşı iyi niyetli olup iyi niyetini sözlerine yansıtırdı.
Bediüzzaman Said Nursi’nin; “İyi gören iyi düşünür, iyi düşünen hayatından lezzet alır” düsturuna göre hareket ederdi.
İnsanın iyi hasletlerini saydığımızda çoğunu onda görmek mümkün olup bu hasletlere sahip olmak aslında insan olmanın gereklerindendir.
Bugün birçoğumuzun sahip olmadığı, ortamın bizi kışkırtması ve dürtmesi ile katıldığımız kötü hasletlere sahip değildi.
Gıybet, dedikodu, hased vs birçoğumuzun sıklıkla yaptığı bahsettiğim kötü hasletlerdir. Bunları birçoğumuz maalesef yapıyor.
Ancak rahmetli kayınpederimde bu tür kötü hasletlere pek rastlamadım. Bu tür özelliklere sahip insanlara gıpta ile bakıyorum.
Bazen kendimi tutmaya çalışıp yapmamaya çalışsam da uzun süre kendimi tutamıyorum. Ortamın etkisiyle kendimi kaptırıyorum.
Bundan dolayı çok üzgünüm. Kayınpederimi bundan dolayı takdir ediyorum. Sonuç itibariyle kayınpederim de vefat edip bu fani Dünya’dan göçüp gitti.
“Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilecek değilsiniz.” (Bakara 134)
Hâsılı Onlar gelip geçti. Onların yaptıkları kendilerine, bizim yaptıklarımız ise kendimizedir. Biz onların sevaplarını alamayacağımız gibi onlar da bizim günahlarımızı yüklenmezler.
Allah bizlere iyi işler, faydalı davranışlar, pişman olmayacağımız ameller nasip eylesin. Eylesin eylesin de bizler gayret etmesek nasip de olmaz.
Bu arada birçok arkadaş ve dost taziye için aradı, bizzat geldi, mesaj attı. Kimine geri dönemedik belki. Haklarını helal etmelerini rica ediyoruz.