BAŞKANLIĞA DOĞRU

Türkiye yeni bir rotaya girdi.

Ortadoğu haritasının yeni bir şekil alacağı bir dönemdeyiz.

Bu dönemde Türkiye de, siyasi başlangıç ve yönetimler için hazırlanmaktadır.

İsmi her ne kadar Cumhurbaşkanlığı seçimi de olsa aslında 10 Ağustos’ta Türkiye Başkanını seçecektir. Başkanlık seçimleri de federatif yapıya gebedir.

Türkiye yeni dönemde Cumhurbaşkanlığı makamını Başkanlığa tebdil ederek(değiştirerek) yeni bir siyasi şekil alacaktır.

Türkiye, Başkanlık modeli ile aktif bir sisteme geçiş yapacaktır.

Cumhurbaşkanlığı gibi sorumluluğu olmayan ve yetkileri kısıtlanmış bir makamın işe yaramadığını hep beraber gördük.

Turgut Özal gibi Türkiye’ye yeni bir vizyon getiren birinin Cumhurbaşkanlığı makamına oturunca ne kadar pasifleştiğini gördük.

Turgut Özal, Başbakan iken birçok önemli icraata imza attı.

Cumhurbaşkanlığı makamına geçerken de Yıldırım Akbulut gibi pasif birini Başbakan’lığa atayarak icraatlarına devam etmek istedi ama bunu başaramadı.

Bir bakıma yeteneklerini ve tecrübesini Cumhurbaşkanı olarak harcamış oldu. Zira Cumhurbaşkanlığı icra makamı değildir.

Anayasa’ da her ne kadar Bakanlar Kurulu’nun başı Cumhurbaşkanı’dır denilse de pratikte şu ana kadar mümkün olmamıştır. Zaten Başbakan tüm Bakanların başı olduğu için pratikte bu görevi Başbakan yapmaktadır.

Kimi zaman bu tür bir yapılanma fayda yerine zarar getirmiştir.

Bunu Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı iken gördük. Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı iken Bülent Ecevit Başkanlığındaki hükümet ile aykırılıkları yüzünden ülke ekonomik olarak yıprandı.

Dövizin yükselmesi, devalüasyon olması vs. kısacası Türkiye ekonomik krize sürüklendi.

AK Parti döneminde ise tam 59 yasayı veto ederek rekor kırmış oldu.

AK Parti Hükümetince yapılmak istenen Bürokrat atamalarının çoğunu engelledi. Kısacası, AK Parti hükümetini çalışamaz haline getirmişti. Bu yüzden de, birçok bürokrat vekâleten işi yürütüyordu.

İşte bu tür nedenler ile aslında iki başlı bir yönetim tarzı fayda yerine zarar getiriyor. Dolayısıyla Başkanlık sistemi bu tür dezavantajları barındırmadığı için faydalı olabilir.

İşlerin hızlı ve etkin yürütülebilmesi için  Başkanlık Sistemine geçmemiz kaçınılmaz gözükmektedir.

Ortadoğu’nun şekillendiği bir zaman dilimindeyiz. Ortadoğu’da etkin rol alabilmek için hızlı karar alabilen, cesur ve akılcı politikalar yürütebilen bir lider, Türkiye için gereklidir.

Irak’ın üçe bölünmesi, Suriye’nin üçe bölünme ihtimali yüksek olan Irak’ın parçaları ile parçalar oluşturması Türkiye’yi de etkileyecektir.

Türkiye’nin bu bölgede hâkim olabilmesi Başkanlık Sistemine geçmesi ile mümkün olacaktır. Federatif yapıya geçilmesi ise Başkanlık modelinde ikinci bir adım olabilir.

Değişim ve yenilik yakın zamanda daha hızlı olacak diye düşünüyorum...