Batman’a Gurur Katanlar: Recep Kavuş

Hatice Türkan
Hatice Türkan
Batman’a Gurur Katanlar: Recep Kavuş
15-07-2024

Sevgili Recep Kavuş…

Yoğun sıcaklarda iyimser yazılar kaleme almak güçleşiyor, farkındayım.

Malum herkes bir tahammülsüz ve gergin.

Bundan sebeptir ki bayram yazımdan bu yana köşemi dolduracak bir yazı kaleme alamadım.

Okurlarımız pek bir dikkatli.

Satır aralarından yazarın ruh halini çözümleyen takipçiler tanıdım ben.

Karamsarlığımı yansıtmaya da pek bir niyetim yoktu, bu yüzden Eylül rüzgarlarına kadar yazmam diye düşünüyordum ki senin Gerçek Dostluklar Nerede başlıklı sitemli yazını okuyana dek…

Evvela belirteyim, sitemlerinden nasibime düşeni fazlasıyla aldım.

En değerli varlığın annenin acı kaybında yanında olamadım.

Ancak kalbinde yaşadığın acıyı fazlasıyla hissettim ve paylaştım, bundan şüphen olmasın.

Kıymetli annenin mekanı cennet olsun.

Hem sitem dolu yazın karşısında sana ufak da olsa teselliler sunmak istedim hem aylardır senin hakkında yazmak istediğim ancak ertelediğim yazıyı artık toparlama vakti geldiğini düşündüm.

Çünkü öğrendim ki her şey zamanında güzel.

Ve bir başkası için düşündüğümüz güzel cümleleri geciktirmeden söylemeliyiz.

Takdir etmeyi bilmeliyiz, en az eleştirmeyi bildiğimiz kadar…

Ve iyi düşünceleri dile getirmeyi bir gün sonrasına bile bırakmamalıyız çünkü bizi bekleyen ölüm ve ayrılık denen gerçekler var.

Benim zaman zaman kaleme aldığım ‘Batman’a Gurur Katanlar’ köşemi bilenler bilir.

Aylardır seni de bu köşede yazmayı planlamıştım.

Ancak insan hakları aktivist yanın, doğa ve hayvansever yanın, halkçı gazeteci kimliğin ve iyi dostluğunu düşündükçe yazının hakkından çıkabilir miyim, düşünmedim değil.

Sonda söylememiz gereken cümleyi, başta söylememiz icap edebilir bazen;

Batman için şans olarak gördüğüm isimlerden birisin.

Her şehirde olması gereken bazı figüranlar vardır.

O şehrin çıkarlarını gerçek manada savunurlar.

Ailelerinden, dostlarından, kendilerinden azaltırlar hatta maddi ve manevi ödünler verir bu insanlar.

Yaşadıkları şehre kendilerini adarlar.

O şehirde yaşayan herkes bilir ki o şehirde yanlış bir gidişat olsa, o adanmış insanlar buna karşı çıkacaktır, yanlış gidişata ‘dur’ diyecektir.

Hak ihlaline uğrayanın yanında durur, adanmış insanlar.

Oysa hiçbir çıkarı yoktur; hatta bundan kendisi ve yakınları dahi zarar görebilecek iken…

O şehirde kesilen her bir ağacın bekçisi kesilir adanmış insanlar.

O şehirde şiddet gören her kadının,

Öldürülen her hayvanın savunucusu kesilirler.

Mesela;

Adanmış insanlar, şehirdeki hava kirliliğinden herkes kadar etkilenir, ne eksik ne fazla… ama dert ettiği şey, kendi sağlığı değildir.

O şehirde hava kirliliğinin bir hak ihlali olduğunun farkındadır.

O şehirde yaşayan herkesin hakkını savunmak için bas bas bağırır;

“Hava kirliliği kaderimiz olmamalı…”

Diğer insanlar hava kirliliğini kabullenmiş, yaşadığı şehrin kaderi olarak görmüş iken üstelik…

Mesela;

O şehirde yaşayan kadınların haklarını savunurlar, adanmış insanlar.

Oysa karşı cinstir.

Buna rağmen şehirde yaşayan kadınların ekonomik ya da sosyal haklarını kendilerine dert edinirler.

Hatta o şehirde haklarını bilmeyen ya da haklarını tanımayan kadınlara rağmen…

Batmanlıcada kareççi dediğimiz roman ailelerin de haklarını savunurlar, yok edilmeye çalışılan bir Hasankeyf’in de bekçisi kesilebilirler, mesela…

‘Bana ne’ demezler. Diyemezler…

Kendilerini yaşadığı şehre adayan insanlar lider vasıflıdır.

O şehirde yanlış giden bir şey varsa, en önde durur ve sesini yükseltirler.

Bu yüzden sevenleri olduğu kadar sevmeyenleri de çoktur adanmış insanların.

Yanlışa yanlış denilmesi, herkesin işine gelmez çünkü.

Çoğu zaman risk alırlar.

Çünkü hak savunuculuğu yapmak zordur bu coğrafyada…

Bazen sesleri duyulmaz, adanmış insanların.

Bazen hiç anlaşılmayabilirler.

Hatta bazen yanlış da anlaşılabilirler.

Ama savdukları şeyden vazgeçmezler.

Kendilerinden emindirler çünkü.

O şey, haktır ve haklar tanınmalıdır; buna inanırlar.

Çoğu zaman muhattap da alınmazlar.

Böyle durumlarda da vazgeçmezler, kendilerini o şehre adamaktan.

Biraz kırılırlar ama yen içinde kalır, adanmışlar için..

O şehrin hak savunucusu, bekçisi ve avukatı kesilirler, üstelik gönüllü…

Bunu yaparken bir koltuk derdine düşmez adanmış insanlar.

Onlar aksine, şehrin hamalı gibidir…

Yük taşırlar, bu yüzden omuzları geniştir genelde..

Yazarak, konuşarak, bas bas bağırarak hak savunuculuğu yapan adanmış insanlar, her şehre lazımdır…

Batman için şans olarak gördüğüm 3-5 adanmış insandan birisin sevgili Kavuş.

Uzun yıllar oldu, tanışalı.

Hep iyi mi anlaştık?

Yoo…

Tartışmalarımız gazete sayfalarına kadar taştı bazen. Sonsöz’ün dili olsa da konuşsa…

Ama bu kente verdiğin emeği yok sayarsam kör olurum valla:)

Sözün özü;

Sitemlerinden ben de üzerime düşen payı aldım, sevgiyle kabul ettim.

Her şeyde vardır bir hayır, sitem dolu yazın vesile oldu, seninle ilgili yazacaklarımı toparlamış bulundum.

Dostluğa ve dostlarına inatla güvenmeye devam edeceğinden şüphem yok, dostlukla kal…

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?