Batman Halk Kültürü’nün düşündürdükleri

Batman Halk Kültürü’nün düşündürdükleri

Bu haftaki yazımı Batman Üniversitesi Yayınevi tarafından yayımlanan Batman Halk Kültürü kitabına ayırmak isterim.

Prof. Dr. İdris Demir ve Dr. Öğr. Üyesi Zehra Görkem Duran Gültekin’in editörlüğünü yaptığı çalışma, Batman halk kültürünün tespiti ve yazıya aktarılması açısından süren bir eksikliği gidererek son derece önemli bir görevi yerine getiriyor.

Kitap Batman’ın merkezi, ilçeleri ve olabildiğince köy gezilerek ve çok sayıda kaynak kişiyle görüşülerek ortaya konulmuş durumda.

Öz sözdeki ifadeyle “dağ tepe, köy köy” gezilerek elde edilen bilgilerin ve Batman halk kültürüne ilişkin kaynak kişilerin anlattıklarının yazıya aktarılması ile oluşturulan kitap son derece değerli.

Zengin bir içeriğe sahip olan kitapta “toplumsal hayatla ilgili inanç ve geleneksel uygulamalar”, “kutsal günler, bayramlar, törenler, kutsal mekânlar ve bunlarla ilgili inançlar ve geleneksel uygulamalar” ve “halk edebiyatı” başlıkları altında halk kültürüne ilişkin unsurlara yer veriliyor.

Bildiğim kadarıyla kitap Batman’ın pek çok noktasına ve kaynak kişilere ücretsiz olarak dağıtıldı.

Kitle iletişim araçları, küresel bir köye dönüşen dünya ve dijital teknoloji nedeniyle yerel örf ve adetler, kuşaktan kuşağa aktarılan anlatılar, çeşitli geleneksel unsurlar gittikçe anlam bağlamından kopup adem-âbâd-ı nisyan karanlığına savrulup yok oluyor.

Dolayısıyla bizlere büyüklerimizden aktarılan o değerli kültür hazinesi, aramızda bunları bilen ve uygulayanların yavaş yavaş ömrünü tamamlamasıyla yitip gidiyor.

Prof. Dr. İdris Demir ve Dr. Öğr. Üyesi Zehra Görkem Duran Gültekin’in eserde yaptığı da kaybolmaya yüz tutan kadim medeniyet kültürünü kayıt altına alıp ölümsüzleştirmek…

Bu açıdan bu şehirde doğup büyümüş, bu örf, âdet ve yaşayışla yetişmiş herkesin kendilerine teşekkürü bir borç bilmesi gerekir.

Büyük bir vefa çalışması…

Kitabı incelerken Batman’ın siyah-beyaz fotoğraflarda kalmış o eskimez yüzünü anımsamamak mümkün değil. Yeni kuşağın pek bilmediği örf, adet ve geleneğin yanı sıra yaşam biçimini yeniden yaşar gibi kitaptan okumak farklı bir duygu…

Kitaptaki birbirinden değerli görsellerin de çalışmaya renk kattığını unutmamak lazım.

Batman Halk Kültürü’ndeki çîrok’ler, sere salâ kutlamaları, geleneksel yemekler, halk anlatılarının her birinin eşsiz bir tadı var.

“Yok olmadan keşfetmek” cinsinden bir duygu bırakıyor okurda…

Sonuç bölümündeki “Petrolün büyük bir değer kattığı Batman’ın sadece petrolden ibaret olmadığı, ancak her alanda daha çok tanıtılmaya ihtiyacının olduğu” yönündeki saptama son derece can alıcı.

Bence Batman ile ilgili her çalışmanın dayanacağı son noktadır bu saptama.

Dolayısıyla eserde de vurgulandığı gibi Batman’ın göç alan ve göçle kurulan bir kent olduğu için Anadolu’nun bir özeti olduğunun tespiti zor değil.

 

Batman’ın, evet, sanayiden doğan bir kent olduğunu söylerken kadim toprakların yaşayanlarını bir tarafa bırakma yanılgısına düşmemek lazım.

Bu topraklarda petrol bulunmadan on binlerce yıl önce dünyaya medeniyeti ihraç eden bir yaşantı kuruluydu.

Bu yüzden Batman’ın ev sahipliği yaptığı bu coğrafya kesiti, medeniyetler kavşağı ve uygarlık bileşkesi olduğunu hatırdan çıkarmamak lazım. Daha çok tanıtım, Batman’ın asli fonksiyonuna ulaşmasını temin edecek, büyük şehir olma yolundaki merhalelerden en önemlisini aşmasını sağlayacaktır.

Batman Halk Kültürü kitabının daha iyi anlaşılması için Zehra Görkem Hoca’nın Sonsöz TV’de değerli sunucu ve program yapımcısı Ekrem Işık’a konuk olduğu “45 Dakikada Kitap”ta dile getirdiği önemli hususların Youtube’da tekrar izlenmesini tavsiye ederim.

Son olarak Ziya Paşa’nın şu güzel dizeleri meramımı veciz şekilde anlatmaya yeter, artar da;

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."